13 Eylül 2006

İngiliz Tarzı Banyo


Evet biraz abartı var ama yaşayan bilir bu banyoları !
Benim en büyük derdim ikili musluklarla, birinden sıcak birinden soğuk su geliyor, karışmayacağız biz birbirimizle diye de kesin kararlılar.Kış oldu mu en iyi dostum Neutrogena el kremi.Ayrılamıyoruz birbirimizden, ayrıldık mı başlıyor ellerim çatlamaya ve kanamaya...
İngiltere'de el yıkanan kısımda tıpa takılıp el, yüz yıkandığı için ve de bu kural en temiz lavaboda bile bana uymadığı için (umumi tuvaletlerde bile yüzünü bu tıpa takılmış suyun içinde yıkayanlara şahidim) kremimle ben ilelebet ayrılamayacağız gibi görünüyor.

2. evimizin mutfağında tek musluk görüp pek mutlu olmuştum ama ilk kullanışta mutlu olmamam gerektiğini anladım ! Musluğun içi ikiye bölünmüş ve bir taraftan sıcak su diğerinden de soğuk gelmekte ! Gelenekçiliğin de bu kadarı yani :)

Bir de banyoların dışında boşuna elektrik düğmesi aramayın, pek çok evde bulamazsınız, onun yerine banyonun ışığını açmak için sifon ipine benzer birşeylere bakının ucunda sifon yoksa işte o ışık açma düzeneğidir !Islakken çarpılmayalım diye.Sağlık-güvenlik önlemleri çok önemlidir burada.Atın ölümü arpadan olmaz :)

14 yorum:

Ozgur Gercek dedi ki...

yaaa ben cok tuhaf karsilamistim bu sicak su soguk su ve birbirine karismama durumunu, inanamadim yani ilk duydugumda. ve hatta hijyen ve saglik bu kadar onemliyken adamlar icin tipa tikilmis lavaboda yuz yikayanlara dahada hayretim! daha dun kaloriferli evlerin sicak su duzenlerinin olmayisindan, termosifonun yeterli olmadigindan, dogalgazdan pek bir memnun oldugumu falan soyluyodum bi de :))) oturup sukretmek lazim heralde :) yazik o ellere yaaa:(

Adsız dedi ki...

Ah! İngilizler ve muslukları ve gelenekleri :)

Unknown dedi ki...

Berceste,

Ben de tipayi kapat yuzunu yika olayina hic alisamamistim..Yuzumu yikamam daha iyi modunda geziyordum ortalikta...O derece yani...

Adsız dedi ki...

emniyet kemerini gorunce, Ingilizlerin "bus driver" dedigi olay aklima geldi.
Sonra da Ingiltere'de kaldigim iki otelin de pencerelerindeki bir karis araliklar.
Super izolasyon vardi anlayacaginiz. Bosuna donuste 5 gun yatmadik hastaliktan :)

MeRaiL dedi ki...

Oraya alisana kadar deli olurdum herhalde..cok ilgincler.. ;)

Berceste dedi ki...

Ya Princess'ciğim sorma yaa, iki ülkenin kıyaslamasını hiç yapmayacağım ama Türkiye'deki hanımların anne keyfi başta olmak üzere çok daha şansa ve konfora sahip olduklarını söyleyebilirim !Ah Princessciğim bak evet demeden birkaç defa düşün yazık mazık anlamıyorlar, hele ki karınları açken !

Hoşgeldin Meltem, gelenek çok, bir de bize gelenekçi deriz değil mi? En modern evlerde bile bu musluklardan var...Aaa bir de bir ara hani köylerde falan yokluktan yaparlar ya ipe kumaş gerip lavabonun altına koyarlar,hem dolap niyetine, hem de musluğun altı görünmesin diye, o moda idi buralarda :) Kataloglarda görünce dedim ki PES ! (IKEA da bile vardı)

Hoşgeldin E.L.I.F ! Aynen katılıyorum dediğine, yüzümüz o lavabolardan çooook daha temizdir :)

UBP,sakın o İngiltere diye geldiğin ülke de Kanada,Avustralya falan olmasın :P Düştün dilime bir kere :) Ama haklısın izolasyonun i si ile pek alakalı sayılmazlar, evin en sıcak yeri göya banyo olmalı, ilk sıcak su borularının çıkış noktası olaraktan amma durum öyle değil AR-GE çalışması sonucu pencerenin altında kocaman bir delik keşfettim ! 2,5 senedir de salonda oturduğum koltuğa nerden esinti geldiğini araştırıp bulamamaktayım. Resmen rüzgar esiyor !

Bir Hoşgeldin de sana Merail, birden fazla yorum elime ulaştığı ve aynı oldukları için diğerlerini onaylamadım ama hepiciğini aldım :)
Homurdana homurdana alışıyorsun sonunda ama soğuğa alışamadım halaaa, ellerim de soğuk suya :(

Unknown dedi ki...

Merhaba Berceste, ben Sevgi Kahire'den. Blogun cok guzel. Resimlerin icime enerji ve sevinc doldurdu.

Tipa kapayarak yuz yikama olayini filmlerde goruyordum ama artik kalkmistir bu adet herhalde diye dusunuyordum. Ne de olsa hijyen konusunda Avrupa bizden daha bilincli derken, eski tas eski hamammis!

Iznin olursa bloguna link vermek isterim benim blogdan. Iyi gunler.

Evren Yasa dedi ki...

gercekten cok ilginc anlattiklarin, ben de kanadada 2.5 sene ingiliz kolombiya eyaletinde yasadim ama neyse ki cok sey kapmamislar ingilizlerden :) yalniz isik icin acma/kapama sistemi hosuma gitti dogrusu, iyi fikir!

Ozgur Gercek dedi ki...

Benim ingiliz enistenin ailesi buraya geldiginde en hayret ettikleri sey her evde bulaşık makinası olmasıydı :) Gariplerimin neler çektiklerini şimdi daha iyi anladım...

Berceste dedi ki...

Merhaba Sevgi Hoşgeldin,
Senin fotoğraflarını sabırsızlıkla bekliyorum. O yemekleri anlatışın ağzımı sulandırmıstı valla :) İleride ben de Kahire gözlemlerimi ve fotoğraflarını blog'a eklemek istiyorum ama o zamanlar digital fotoğraf makinam yoktu. Bizzat yaşayan birinden dinlemek ve fotoğraflar görmek çok daha güzel olacak. Link için de elbette, hatta çok sevinirim !

Bu musluklardan yok muydu şimdi hiç Kanada'da? Bak çok şaşırdım şimdi, bütün şehirlerden bir USA'da, bir Kanada'da, bir de Avustralya'da var, ayna ikizi gibi biliyordum Kanada'yı. Işık açma kapama sistemi ve üçlü prizler benim de hoşuma gidiyor bir de prizlerin açma kapama düğmesinin olması ! Yanlız anlamadığım, bu kadar önleme rağmen gene de kaza oranı yüksek bildiğim kadarı ile.Evlerde bir de yangın söndürücü - yangın battaniyesi(apartman katlarında ya da toplu kalınan yurt, paylaşılan evler vb),gaz ve duman alarmları var :) Bunların olması da hoşuma gidiyor !

Aaaa bak güzel konuya değinmişsin ! Bulaşık makinasını bırak eskiden her evin çamaşır makinası bile yokmuş. Jetonla çamaşır yıkanıyormuş. Neyse ki o şimdi her evde var, ama bulaşık makinalı evler lux ev sayılıyor :) Hani iyi konuya değinmişsin demiştim ya, bulaşık yıkarken durulama adetleri yokmuş, senin enişte buna şaşırmamış mıydı? Dolu lavabo usulü burada da devreye giriyor, orada deterjanla cup cup, sonra süzülmece, sonra kurulama bezi ile kurulamaca ve raflara kalkmaca ! Gittiğim lokantalarda tabaklarla fena halde kesişiyoruz :)

Adsız dedi ki...

Yok yok, bu Ingiltere. Avustralya'ya da Kanada'ya da gitmedim ondan biliyorum :) Gitmis olsam karistirirdim belki :)

Berceste dedi ki...

Tamam inandim UBP :)

Yahu Gulin, gelenek miiii, alışkanlık mıııı, insanlara zorluk olsun diye mi ben çözemedim !
Ohooo sizin evde bolluğu varmış bir de :) Allah bereket ve de karışan sulusundan versin.Eskiden Türkiye'de gazetelerde çıkmıştı aman deterjanlar kanser yapıyor dikkat diye, yüzey aktif maddelerle (surfectant) biz bile üniversitede bu konuyu işlemiştik.Ama buraya gelince anladım ki her ülke kendi araştırmasını yapmalı, biri için doğru olan diğeri için doğru olmayabiliyor.Sen olmasan ben ne yaparım Gülin :) İyi tatiller...

Tüm yorumlardan ayrı olarak kuzenim bugün birşey hatırlattı, küvetlerde yıkanma şekli. O da iki musluk ve su doldurma esasına dayanıyor. Çıkınca da havlu ile kurulanmaca. Durulanma yok ! Saçını bile yıkayamadığından sinirinden ağladığından bahsediyordu ! Bundan başka bir de banyonun halı kaplanmış olmasından !!! Evet ben bunu da unutmuşum. Banyonları halı da kaplıyorlar, bizim de eski oturduğumuz evdeki en büyük şikayetimdi bu ! Islanınca miss gibi kokuyor da :)

Zeynep Seda dedi ki...

Bi ben degilmisim su ayri musluklara bakip bakip sinir olan!Ozellikle kis sabahi buz gibi suyla yuz yikamak oyle FERAHLATICI KI! Ama ben bir care buldum: yuzumu kuvetteki dus basligini kullanarak yikiyorum :) Ee napiyim ilik su bi tek oradan akiyor :D

Sevgiler...

Berceste dedi ki...

Ayiltiyor iste Zeynep Seda, fena mi :-P Tuttum bu dus basligi isini :)

Ben de diyorum Kruidnagel kim? Pesto Pancetta imis meger. Hosgeldin :) Hollandalilarin cok cimri olduklarini ve deee o yuzden her turlu israftan kactiklarini duymustum ! Tartisma olursa bir daha ip uclari vereyim. Meslegim icabi soyleyebilirim ki, hicbir kimyasal kurulanarak cozunmez, cikip gitmez, dolayisi ile kendilerini kandirmasinlar yazik olur. Cepleri mi sagliklari mi ona verecekleri karar da kendilerinin. Kaynama derecesindeki sicak su da goreceli bir kavram, vucut sicakligi ortalama 36 derece olduguna gore dayansin dayansin eldivenle elleri 60 dereceye dayansin gene kaynama noktasi degil, hem kaynama noktasinda gene kimyasal yok olmaz ! Durulayip kurulasinlar ve kaldirsinlar hic itirazimiz yok ama degil mi :) Isin komigi, ben ilk UK'e kuzenimle gelmistim ve kayinvalidesinin evinde kalmistim. Kadincagiz yemekleri hazirliyor diye biz de bulasiklari yikayiverelim diyorduk. Birimiz yikayip digerimiz durularken kadincagiz bizi tuhaf tuhaf seyrediyordu, simdi anliyorum o bakislarin nedenini :)

Bak uclu prizlere laf yok, saglik guvenlik icin onlar, biraz koca kafalilar o ayri mesele :-P

Dus alma meselesi tamam, onayliyorum, amaaa onlar da 30 derece ve uzeri sicakliklara sahip olan bir memlekette yasasinlar da goreyim ! Sicakliklar biraz artti mi burada da cop kokulari, parklarda tuvalet kokulari bas gosterebiliyor. Paris'i gezerken her nedense hep kiliselerin arka duvarlarindan gecerken amonyak kokusu almistim :( Kucu pislikleri de cabasi idi. Allah'tan burada onlari naylon torba ellerinde topluyorlar.

Benim sasirdigim, hijyene bu kadar onem verip aliskanliklarla bu isleri birbirine karistirmalari.

Cuvaldiz icin bence bizde tuvalet aliskanligi incelenmeli. Burada en azindan en kotusu bile daha iyi ne yazik ki...

Simdi benim kafamda bir soru isareti belirdi.Acabaaa su bulasik makinalari da bati icadi ya, duruluyor muuuu, durulamiyor muuu? Bu mohem uzerinde inceleme yapilmasi gereken bir konu :)Bir soyledin bin isittin gibi oldu, ozur :(
Sevgiler...