Eğer tohumlarınız özgür değilse, siz de özgür olamazsınız!
Eğer yiyecek, içecek için birilerine bağlı yaşamak zorunda iseniz, onun kölesisinizdir!
Yaşamınız ve hayatınız patentlenemez, patentlendiği zaman esaret başlar. Diktatörlük başlar...
Bugüne kadar Avrupa'da pek çok ülke GDO'lu tohum girişine dur dedi. Bunlar arasında Bulgaristan, Macaristan, Avusturya, Almanya, Yunanistan, İrlanda, Lüksemburg, Fransa, İsviçre var ve sıra bizde! Bizim de HAYIR dememiz gerek.
Bugün bütün dünyada MONSANTO'ya, GDO'lu tohumlara, gıdaya karşı yürüyüş var. Avusturalya'dan filmler, fotoğraflar gelmeye başladı.
İstanbul'da Fikir Sahibi Damaklar'ın düzenlediği GDO'yu Boykot Pikniği var. Siz de kendi yaptığınız bir parça yiyecekle bu pikniğe katılın, yemeğinizi ve fikirlerinizi paylaşın. GDO'ya HAYIR deyin. Bugünümüz ve geleceğimiz için...
9 yorum:
katılmamak ne mümkün.. ama adam 10 kilo yerine 30 kilo almayı gelişmişlik sayıyor :(((
Sonuçlarını düşünmek ne hadlerine..
Vallahi katılmadığım anket.. yapmadığım itiraz yok..
nefesim ..gücüm yettiğince devam tabii...
Şu anda tam da bu 10kg, 30kg meselesini içeren bir kitap okuyorum :) Sonuçlarını bilip insanları tüketmeye tesvik ediyorlar diyor! İhtiyacımız olan kalorinin 2 katı üretildiği için porsiyonlarla, şekerli ve nişastalı yiyeceklerle bunun üzerine gidiliyor ki tükensin diyor...
Devam itirazlara... 4 sene önce kulak asıp dinlemeyenler, şimdi gelip sorar ya da çok bilip anlatır oldular ;-) Değişiyor zamanla birşeyler ve bu bizim denize geri gönderdiğimiz deniz yıldızları ile oluyor...
Size sonuna kadar katılıyorum...
Bloğunuzu beğenerek takip ediyorum.Blogda yeniyim.
Sizi de benim bloğuma mutlaka beklerim.
http://lezzettaneleri.blogspot.com/
Tohum bankası bu açıdan güzel bir çalışma ama toplayacak tohum kaldı mı ona emin değilim:(
Teşekkürler Döndü hanım.
Alp bey, tohum bankasına şüphe ile yaklaşıyorum ben. Birincisi kimin elinde olduğu önemli. İkincisi de tohumlar doğada evrilmeli. Tüm mücadele etmesi gerekenleri canlı olarak doğadan alıp kodluyor tohumlar. Karşılaştıkları zorluklara göre kendilerine çeki düzen veriyorlar. Tohum bankalarında saklanan tohumlar, birden doğaya çıktıklarında ne yapacaklarını bilemeyebilirler.
Bu tohum bankasını devlet yaptı diye biliyorum, tohumları topluyorlar sanırım :)
Bazı anlaşmalar dahilinde oradan dünyaya yayılıyor ve bize ne olarak döneceği de belli olmayabiliyor bazen. Ben yerinde, tarlada, nesilden nesile saklanmasından yanayım.
Her daim aklımdasın Dilek, blogger a girmeyeli öyle uzun zaman geçmiş ki parolayı bile unutmuşum. Mesajını yeni gördüm, sağolasın! Ben de sizleri özledim... meğer ne kadar güzel zamanlarmış.... iyice azınlıktayız artık...
Sağlıkla kal!
Sesini duymak ne kadar güzel Evcil Kedim :) İyi olduğunu bilmek... E-posta ile ulaşabilmek mümkün mü sana? Ne güzel dostluklar kurduk... Bak unutmadık işte :)
Yorum Gönder