Arılar
sosyal böceklerdir. Büyük gruplar halinde yaşarlar ve arı
kolonileri kış ortasında 7000 arıdan, yaz ortasında 50 000 arıya
dek değişim gösterir.
Kraliçe
arı cüsse olarak en iri olanıdır. 12 genç işçi arı tarafından
daima korunur, beslenir, kollanır ve ihtiyaçları karşılanır.
Görevi yumurta yapmaktır ve günlük yumurta sayısı 1500'ü
bulabilir. Gün aşırı yumurtlar ve kolonide hayat bu yumurtalardan
çıkan arıların üzerinden döner. Kraliçe arı, en uzun alt
gövdeye, parlak bir görünüşe sahiptir. Birkaç defa
kullanabileceği bir iğnesi vardır. Ancak polen sepetleri yoktur.
Kraliçenin
ömrü 3 ile 5 yıl arasında değişir. Hayatı sıradan bir larva
olarak başlar. İşçi arılar onu özel bir besinle 48 saat
içerisinde beslemeye başladıklarında hayatı ''Kraliçe'' olarak
değişir. İşçi arılar bu işlemi birkaç larva için yaparlar.
Aralarında en güçlü olanı ortaya çıkar ve diğerlerini yok
ederek yanına erkek arıları alır, onlarla birlikte en yüksek
noktaya uçuş yapar ve kovana döndüğünde, kraliçe arı görevini
üstlenir.
Erkek
arılar kraliçeden küçüktürler. Karınlarının alt bölümü
daha yuvarlaktır. Çoklu iri gözleri, kuvvetli kanatları vardır.
İğnesi, balmumu bezleri, hortumu yoktur. İşçi arılar tarafından
beslenirler. Görevi kraliçe arıyı döllemektir. Yaklaşık 8
hafta yaşarlar.
Kovanın
içinde yaşayan arıların büyük bir bölümü işçi arılardır.
Bal arılarının 4 yaşam süreci vardır. Yumurta, larva, pupa ve
yetişkin. Her bir yaşam sürecindeki değişimleri önemli ölçüde
farklıdır. Her tip arının bu her bir değişim süreci de
birbirinden farklıdır. İşçi arıların değişim süreci 21 gün
iken, erkek arılarınki 24 gündür.
İşçi
arının yaşamı döllenmiş yumurtayla başlar, 3 gün içerisinde
larvaya döner. Bu 3 gün içinde proteince zengin, sarı, krem ve
jele benzer, işçi arının baş kısmından gelen arı sütü ile
beslenir.
Daha sonra
larva, 3 gün daha polen ve bal karışımıyla beslenir. İşçi
arılar larvadan pupaya dönüşeceği petekleri balmumu ile
kapatırlar ve 12 gün daha burada kalırlar. Bu süreçte yetişkin
birer arı olurlar.
İşçi
bal arıları, yeni işçi arıları antenleri ile karnından gelen
bir sıvı ile besler. İşçi arılar sadece 6 hafta yaşarlar. Bu
sürede pek çok görevleri vardır.
İlk 3
hafta kovanın içinde çalışırlar. 1. ve 2. gün kendilerini
temizlerler. Kendilerine ait olan ve başka petekleri temizlerler.
Böylelikle kraliçe arı peteklere daha fazla yumurta bırakabilir.
6. ve 11. günler arası arı sütü ile erkek arıları ve işçi
arı larvalarını beslerler. Kraliçe arıyı beslemek için
başlarındaki özel bir kısımdan özel bir arı sütü üretirler.
Bu süt işçi ve erkek arıları besledikleri sütten daha
besleyicidir. 12. ve 17. günler arası bal mumu üreten salgı
bezleri en aktif düzeydedir. Balmumu pulları salgılayıp bunları
ağzında çiğner, şekil vererek bunun içinde polen ve nektarı
saklar. Kovan binlerce altıgen balmumundan yapılmış peteklerden
ibarettir.
18. ve 21.
günler arası bazı işçi arılar kovanın girişini bekler ve
sadece o kovana özgü kokusu olan işçi arıları içeri alır.
Tehlike hissettiklerinde bir koku yayarak diğerlerini uyarırlar.
İşçi arılar ayrıca tehlike anında iğnelerini kullanarak kendi
hayatlarını feda etmekten çekinmezler. İşçi arının iğnesi,
alt gövdesinin bir parçası olduğu için, iğne ile birlikte alt
gövdesinden de parça kopar ve hayatlarını kaybederler.
İşçi
arılar kanat çırparak, kovanın içindeki ısıyı sabit tutar ve
peteklerdeki suyun buharlaşmasına yardım ederler. Soğuk havalarda
ise daha farklı sekilde kanat çırparak bu sefer içerinin
ısınmasını sağlarlar.
Üç
haftasını dolduran işçi arılar yiyecek toplamak için kovanın
dışına çıkabilirler. Bunun için günde her biri yaklaşık 1
saat süren, 3 mil mesafe kat ettikleri yaklaşık 10 uçuş
yaparlar. Sabah çiğ kuruduktan sonra yola çıkarlar ve gün
batımıyla son uçuşlarından dönerler. 1 dakikada 10 çiçek
ziyaret ederler ve kovana dönmeden önce 600'den fazla çiçeği
ziyaret etmiş olurlar.
Balarısı
gözlerini en fazla nektarı bulabilmek için kullanır. Bu esnada
ultraviyole ışınlarının yardımını alır. En fazla nektarı
bulduğu çiçeklerden hortumu yardımıyla nektarı toplar. Arı
daha bitkinin üzerinde iken, nektar şekerin en basit formuna
dönüşür ve arıya hızlıca enerji verir.
İşçi
arılar, birbirlerine en iyi çiçeklerin nerede olduğunu kovana
geldiklerinde yaptıkları bir dans ile anlatırlar. Kovana hangi
mesafede, kalitesi nasıl gibi bilgileri tek tek bu dans vasıtası
ile açıklarlar.
İşçi
bal arısı bitkinin üzerinde iken, küçük polen parçacıkları
arının tüylü vücuduna yapışır. Arı bunları çiçekten
süpürür, vücudundan fırçalar ve top haline getirerek polen
sepetinde ve bacaklarında saklar. Bu polen, kovana protein sağlar.
İşçi
arılar su kaynaklarından su da toplar. Bu suyu bal ve kovanın
havalandırılmasında kullanır. Çiçek özsularını ağzı ile
toplayarak, polen sepetlerinde biriktirir. Bu özsu, arı tutkalı(1) olarak kışın kovanın çatlayan kısımlarını onarmakta
kullanılır.
Kovana
geri dönersek, bal arısı, orta bacaklarını polen taneciklerini
kazımak için kullanır ve bunları kuluçka peteklerinde kullanır.
Ayrıca yediklerini kusarak diğer arıları besler. Diliyle
kovandaki arılara biraz nemi gittikten sonra verir. Nektar fazlası
kovanda kimyasal değişime girerek bala dönüşecek olduğu, bal
peteklerinde depolanır. Bal arıları, bir milyondan fazla çiçekten
topladığı nektarla, yaklaşık yarım kilogram bal yapar. Ortalama
bir işçi arı, bütün hayatı boyunca 1/12
tatlı kaşığı kadar bal yapar.
İşçi
arı nektar toplayabileceği çiçekleri bulduğunda, kovana geri
döner ve dans eder. Bu dans, diğerlerine çiçeklerin nerede
bulunduğunu anlatır. Bunun ardından işçi arı, kasları,
bacakları, kanatları bitap düşene kadar 400 uzun uçuş yapar.
Yere düşer, yorgunluktan ölür.
Sonbaharda,
koloni 7000 işçiye düşer. Erkek arılar kovandan atılır, soğuk
ve açlıktan ölürler. Kışın, bal arıları hareketlerini
yavaşlatırlar ama kış uykusuna geçmezler. İşçi arılar
kraliçe arının ve kuluçkanın etrafında kümelenerek, onları
sıcak tutarlar. Dıştakiler içe doğru az hareket eder, içtekiler
de dışarıya doğru. Baharın ilk haftalarında, depoladıkları
baldan kalıntılar vardır. İşçi arılar polen ve nektar aramak
üzere uçmaya başlarlar, kraliçe de yumurtlamaya başlar.
Bu
şekilde yaşam döngüleri devam eder.
Not (1) : Arı tutkalı diye bahsedilen, propolis olarak da bilinir.
4 yorum:
Vay be!
Ne evrenler var, ne yaşamlar var.
Bazı bilgileri biliyordum ama bazılarını yeni öğrendim.
Bir arı sadece yarım kaşık bal yapıyor demek. Bir dahakine bal yerken bunu düşüneceğim.
Sağol Berceste, aydınlattın beni.
Sevgiler.
Arı sevdalısı biri olarak, çok hoş bi yazı olmuş zevkle okudum. Elinize sağlık.
işin özeti olmuş.
Arıların hayatını kesinlikle ve kesinlikle örnek almalıyız BB'ciğim. Ortak yaşamanın, topluluk olmanın kurallarını onlardan öğrenmemiz lazım! Balı da insafsızca tüketmememiz lazım. Neticede onların kendilerine ürettikleri yiyeceği ellerinden alıyoruz :(
Teşekkürler Mustafa Doğan bey.
Merhabalar,
Bloğunuzu yeni keşfettim. Paylaşımlarınızı çok beğendim, bu yazınızı da keyifle okudum :))
Ve sizi hemen izlemeye aldım.
Bana da beklerim.
http://fatoscatadlar.blogspot.com/
Güzel paylaşımlarda görüşmek dileğiyle.
İzmir'den sevgiler..
Yorum Gönder