Biliyorsunuz Aralık 2011'de Evren'in yazısı ile her ay ellerimizle yaptıklarımızı not etmeye başlamıştık. Ben araştırıp şu yazıyı yazmıştım. O yazıya göre parmakları çalıştırmanın, beynin iki yarım küresi arasındaki koordinasyonu kurmaya yardımcı olduğunu ve beynimizi de çalıştırmak anlamına geldiğini görmüştük.
Bu ay kurs var, aklım orada diye boş durmadım, parmaklarımı da çalıştırdım elbet. Bir arkadaşımın sipariş ettiği lavanta torbaları için, boş bulduğum zamanlarda iğnemi, ipliğimi elime aldım.
Kendi beğendiğim bir başka kalp modelini de denedim. Çilekli çilekli...
İlk yaptığım lavanta torbaları dolgun gelmemişti gözüme, o yüzden biraz elyaf ilave ettim, böylece daha tonton, daha puf puf oldular.
Arkadaşıma ulaşana dek, dolabımda duruyorlar. Kapağı her açtığımda kokuları geliyor burnuma mis gibi.
Gördüğünüz gibi ''Ben Ellerimle'' serisi devam ediyor. Sizler de ellerinizle yaptıklarınızı her ay bu amaçla bağlantıları içeren bir yazı yazıyor. Bu ayki burada ve altına siz de kendi yaptıklarınızı ilave edebilirsiniz.
Sırada yarım kalanlar var... En kısa sürede böcükle beraber onlara el atmalı. Zira bayılıyor ben elişi yaparken, illa o da bir ucundan tutuyor. Renkli ipliklerle renkleri öğreniyor. Kendi makası ile kesiyor. Geçen gün babası ile kağıt kesmiş. Gelmiş bana gösteriyor. Neymiş bu? deme gafletinde bulundum. Biliyorum böyle bir soru sorup yönlendirme yapmamalıydım aslında. Ama aldığım cevap çok mutlu etti beni. Armut böceği imiş kestikleri şey. Bütün gün onunla oynadı. Onu süsledi, yemek yedirdi, gezdirdi, diğer oyuncaklarını tanıttı.
Ben yeniden çocuk olmak istiyorum. Ya siz?
11 yorum:
Harikalar, ellerine saglik!
Bercestem, ben de tesadüfen tig isine basladim, hic sevmezdim tig isini, örgüyü daha cok tercih ederdim, simdi elimden birskamiyorum, bos kaldigim an elimde tiglar. ellerine saglik, cok güzel ve sirin görünüyorlar.
Ah bu böcükler.
Keşke benim de el becerim birazcık olsaydı.
Nazar değmesin.
Ellerine sağlık.
Hüzünlü anne Çiğdem
Hepsi de çok güzel bayıldım. Ellerine sağlık:)
HARİKA GÖRÜNÜYORLAR BU ARALAR BENİMDA FAVORİM LAVANTA TORBALARI
harika olmuşlar Bercestem.. hem otantik, hem nostaljik.. hele o kurdeleler bitirmiş işi:)
Teşekkürler Adsız, keşke ismini de yazsaydın :(
Kimbilir ne güzel şeyler yapıyorsundur Özgül. Merak ettim şimdi onları ben! Teşekkür ederim güzel sözlerin için.
Meram edersen olur Çiğdem. Kaç yaşından sonra ne güzel işlere imza atanları biliyorum ben. Darısı başına :)
Teşekkürler Fadiş.
Teşekkürler Gönül. Çok güzel kokuyorlar ve etraflarına da o mis gibi kokuyu saçıyorlar değil mi?
Teşekkürler Deli Anne. Kurdelelerden asabiliyorsun istediğin yere. Esas oraya yerleşim amaçları o, ama fotoğraf çekerken asacak bir yer olmayınca, şimdilik böyle fiyonk yapıverdim ;-)
Hem eller calisiyor, hem ruhlara lavanta huzuru basiyor. Ne güzel :) Aklima lavantanin yanina hacim katmak icin biraz da incesinden bakliyat (pirinc, mercimek vb) mi katilabilirdi diye geldi ama onlar bir süre sonra bozulur galiba degil mi?
:)) Hem de güve vs şeyleri dolaplardan uzak tutuyor :))
Bakliyat katınca hem ağır, hem de sert olmaz mı Evren? Bir sonraki çalışma için bakliyat torbaları düşünelim ;-)
Çok şeker olmuşlar! Bakliyat böceklenebilir bence :) Ben de dolabımda lavanta keseleri kullanıyorum (bunlar kadar şık değiller tabii) ve kokusuna bayılıyorum. Hazır güvesavarlar leş gibi pastırma kokuyor bir müddet sonra, bir dönem kullanıyordum, kış başında dolabı açtığımda yahu geçen sene pastırmaya abanıp kazakları yıkamadan mı kaldırmışım, nasıl olur diye şaşıyordum :D
Teşekkürler Alis. Acaba o hazır güvesavarların içine çemen otu mu koydular, o yüzden mi pastırma çemeni kokuyor? Güldürdün beni, Allah da seni güldürsün :) Bu arada Alis'in Bloguna dün akşam baktım, nicedir yazmamış, niye acaba diye düşündüm. E-posta gönderecektim sana nerelerdesin diye...
Yorum Gönder