Bize her ne olduysa, nazar mıdır, bağışıklık sistemlerimizde bir araz mıdır, yoksa hain virüsler midir bilmem...
Mide ile başlayan gribimsi bir durum yaşadık ilk, bütün aile... Sonra ağır bir grip. Gene bütün aile. Eşim Bayram'da annesini ziyarete gittiğinde zona haberi verdi, kolunda çıktığından araba kullanamayıp 1 aya yakın süreyi uzaklarda geçirdi. Mahsur kaldı bir nevi. O ağrıyor, sızlıyor dedikçe benim içim giderek. Döndü, senenin en ağır gribini geçirdik gene hepbirlikte. Ben bir daha gözlerimi açamayacağım sandım. Akmaktan şişti, kapandı. Halimi görenlerin ödü koptu, aile hekimi, domuz gribinden sonra gördüğüm en ağır vak'a buyurdu. Hiç ilaç kullanmamaya çalışırken, beni ilaca boğdu, ama o sayede de gözlerim açıldı.
Aradan iki hafta geçti geçmedi, annem önce zona çıkarttı, sonra da senenin 4.gribine yakalandı.Aman ondan uzak duralım, bize grip bulaşmasın diye uğraştık durduk. Kaçtık adeta. Dayandık portakal suyuna. Böcük bile aşığı anneanneden kaçtı resmen, mikroplar hasta etmesin bizi diye diye.
Çocuğa takıntı yapacağız endişesinde iken biz, anneanne banyoya gitti 25 Ocak günü. Düşüyorum diye bir ses duyar gibi oldum. Koştuğumda banyoda yerde oturur vaziyette, bilinci kapalı halde idi. Anne anne diye bağırdım, annemden ses yok... Pat pat yanaklarına vurdum, annemden ses yok. Hırıltıya benzer bir ses sadece... Ölme sakın anne, ölme sakın anne diye bağırarak telefona koştuğumu hatırlıyorum. Sonrası tamamen otomatik pilota bağlanmışım... Ambulansı aramışım, şu anda sorsanız, numarasını falan hatırlayamam, söyleyemem... Alelacele ne konuştum, ne anlattım bilmiyorum. Adres sorarlarken dellendiğimi hatırlıyorum. Çok uzattılar çünkü. Telefonu kapatıp eşime haber verdim. Yeniden aradılar ambulans için. Yola çıkın diyorlar. Ben nasıl yola çıkarım, 3 yaşında çocuk annemin başında anneanne diye bağırıp ağlamakta, annem öylece duruyor karşımda nefes alıp almadığından bile emin değilim. Boynundan nabız bakıyorum, yok hissetmiyorum. Kendim titrediğim için belki...
Bir elimde telefon, bir elimde çocuğun eşyaları... Bir yandan onu hazırlıyorum. Ahtapot gibi, bu eller benim mi diye bakarak...
Böcüğün anneanne diye bağırıp ağlamaları eşliğinde bana ne oldu sesi geliyor annemden. Dünyaları verebilirim o anda kim isterse onun olsun...Annem benimle kalsın...
Ambulansın da sesi geliyor dışarıdan. Panjuru aralayıp buradayız diye bağırıyorum...
Hemen koşuyorlar annemin yanına. Damar yolu açıyor hemşire, tansiyonuna bakıyor doktor. Konuşup sorular soruyorlar, camları açın havalandırın diyorlar... Annem daha bir kendisine geliyor. Oturtuyorlar salonda koltuğa. Bu arada ben bizim böcükle güreş tutuyorum. Gelenlerden, olanlardan ödü kopuyor. Ağlıyor... İç odalara kaçıyor...
Haydi gidiyoruz diyorlar, annemi alıp yürüterek iniyorlar. Ben böcüğü yakalayamıyorum evin içinde kaçıyor da kaçıyor. Zar zor tutuyorum, giydirip indiriyorum aşağıya, ambulansın önünde gidemez, çocuğun koltuğu yok dediğimi hatırlıyorum. Ambulans şöförü arkaya oturamazsınız diyor. Küçük, belden saran kemeri takıyoruz, çıkıyoruz yola. Sonradan bunları düşündüğüme şaşıyorum elbet!
Site çıkışında eşim yetişiyor, o da arkamızdan takipte arabayla, gidiyoruz en yakın hastaneye, acile...
İçeri giriyoruz ama hiç çocuklara göre değil ortam! O sırada düşünecek kafa mı var bende? Sevdiklerime yapışmışım! Kimselere bırakmaya güvenememişim kızımı... Eşim yetişiyor o arada, böcük babaya teslim...
Acil apayrı bir macera. Allah ne düşürsün, ne eksikliğini göstersin...
Oradan oraya koşturup tomografi, film çekilmesi için sıra beklerken bağrışlarla sıçrıyoruz yerimizden, kavga çıkıyor güvenlik ile hasta yakını arasında. Biber gazı sıkıyor birileri... Bir o kusurdu, onun da bakıyoruz tadına! Haydi yeniden dışarıya, etkisi geçene dek. Sonra gene içeriye... Tomografıye alınırken aynı sorunlu vatandaşlar gene dalıyorlar annemin sedyesini itip, zorla çıkartılıyorlar, size ilaç verilecek, kimse sıra hakkınızı almıyor deyip. Amca da sandalyede gayet kavga eder şekilde, acil olan nesiyse, saygısızlık son raddede ama ailece hepsinde. Kazasız belasız çıkıyoruz neyse ki.
Acile gelenlerin hepsinden roman olur, doktordan kalınca bir ansiklopedi. Erecek şekilde hizmet vermeye çalışıyor. Herkese tek tek soruyor neden gelmiştin diye. Aradan 10 sn geçmiyor gene... Anneme bir de sorudan ve ortamdan fenalık geldi gelecek. Beni kapıdan çıkartıyorlar, annemin huyunu bildiğim için ben bacadan dalıyorum içeri. En sonunda doktor benimle mücadeleyi bırakıyor, işine dönüyor. Annemi konuşturuyorum. Kafasını dağıtmak için, etrafındakilerin çok farkına varmasın diye... Serum takılıyor...
Gelenlerin %50'sinin sorunu şekerden kaynaklı. Nişasta Bazlı Şeker üreticilerine, rafine un üreticilerine selam olsun! Böbrekleri iflas etmiş hepsinin! 32 yaşında genç biri yatıyor yan yatakta. Ailesinde hiç şeker vak'ası yaşanmamış, o ilkmiş!
Öbür yan yatakta ton ton bir amca. Kızıyla atışıyor. Amca kızına sataşıyor, sigara yüzünden, kızı ona yedikleri yüzünden.. Sen sanki daha masumsun, hem şeker hastası ol, hem 1 kavanoz balı bir oturuşta ye! Ben dedim sana değil mi diye sitem ediyor. Doktor söylemiş televizyonda, kuvvetli oluyormuş insan! Amcanın savunması böyle. O sağlam insanlar için baba diyor kızı, senin için değil!
Diğer yan yatak sessiz, konuşma yetisi yok, öyle boş boş bakıyor... Bir başkası acil diyalize sevk...
Teyzenin birisinin midesine hortum sokuyorlar, annem bayıldı bayılacak yeniden! Safrakesesi ameliyatında bile hortum takılsın istemeyen birisi o nihayetinde. Bulantıları hortuma tercih eden. Bir de teyze elleri ile müdahale ediyor, bu sefer bağlıyorlar onu yatağa... Hah taktık deyip yanından ayrıldıklarında bağlı eliyle çıkartırken teyze hortumu, ben atlıyorum yapma teyze diye... Doktor koşuyor yeniden yanına...
Sonra nen haber verdim ya, beni atamayacak dışarı, gelip gene soruyor anneme siz neden gelmiştiniz diye! Bu 10.soruşu falan! Yeniden tansiyona bakılıyor... Serum bitecek diyor... Çıkış umudu var yani diyorum. Çıkar çıkar diyor...
O arada hortumlu teyzenin bağırsaklarını fazla kurcalamışlar dışarıdan, insanlık hali bu, teyze o halde tuvalete yetişemiyor... Bütün hastalar eyvaaah diye kokuya tepki veriyor. Annem bayıldım bayılacağım şeklinde gözlerime bakıyor. Ben önüne gelip olan biteni görmemesine çalışıyorum. Ona birşeyler anlatmaya çalışıyorum kafası dağılsın. Ama ayakta da zor duruyorum.... Su diyor annem, su bulup geliyorum... Tomografiden sonuç alabilecek miyiz diye ona bakıp geliyorum... Biber gazcılar da oralarda dolanmakta!
6 Şubatta sonucu alırsınız diyorlar tomografiden. Ama bilgisayar marifeti ile bilgisi doktorunuza gitti diyorlar. Doktorun başına gidiyorum. Adamın gözünün feri gitmiş halde gene dolanıyor ortalıkta sen niye geldin, sen niye geldin diye diye. Soruyorum, bakıyor, ''Hımm ben çok önemli birşey göremedim. Sonucu sonra bir de nöroloğa gösterirsiniz'' diyor. Annemin yeniden tansiyonuna bakıyor, kalp ritmine... Sen bir ayağa kalk gezin, ağrın sızın var mı, şikayetin var mı söyle sonra bana diyor. Annem zaten kaçmayı niyete koymuş. Kurtar buradan beni diye bakıyor gözümün içine. Çıkıyoruz dışarıya. Oh diyor! Hiç dayanamaz hastaneye, hasta görünce hastadan beter olur... Dolaşıyoruz biraz, oturuyor dışarıda biraz... Dönelim diyorum, dönmeyelim diye bakıyor gözümün içine. Haydi dönelim, çıkışımızı verir, evde dinleniriz diyorum. Bir gayret gidiyoruz gene T1'e.
Tamam diyor doktor, çıkabilirsiniz... Dünyalar bizim...
Neler olmuş diyorum. Tansiyon düşmüş çıkıyor bir tek ağzından. Acil gelen ambulans ve hastasıyla ayrılıyor yanımızdan! 6 Şubat'ta öğreneceğiz tomografi sonucuyla olan biteni... Aldığı ilaçlardan mı, hem zona, hem gribin vücudunu zayıf düşürmesinden mi, yoksa başka bir şey mi? Geliyoruz eve... Ayaklarımız yerden kesilmiş şekilde...
Ertesi gün böcük ateşleniyor... 38 dereceden aşağı inmiyor ateşi... Elimizde derece, dıt diyene kadar beklemeyi öğrenmiş vaziyette. Anne ne biçim bu mikroplar, gitsinler, ben onları istemiyorum diye diye... Hangi mikrop bu, sarı mı, yeşil mi diye söylene söylene... Neden mikropları renkli sanıyorsa? İki gün 38 derecede geziyor garibim. İkinci gün, ben de gripliler kervanına katılıyorum... Çarpılıyorum demek daha doğru sanırım. El, ayak tutmuyor... Tek sağlam kalan eşim. Onun da elinde yetiştirmesi gereken acil bir iş, telefon telefon üzerine... Komşular uğruyor, yüz ifadeleri çok feci, korkmuşlar halimizden, öyle anlatıyor vücut dilleri. Kendileri iyisiniz iyisiniz diyor ama, gözler, öyle demiyor.
O sırada kar yağıyor, lapa lapa... Biz kardanadam yapacağız diye kaç gündür bu karı beklemiyor muyduk? Oyun ettin bize kar!
Kuzen geliyor Ankara'dan. Azıcık o bize bakıyor. O da ameliyatlı, ağır tencere falan kaldıramıyor. Gökten şöyle yemek falan yağsa... Kör topal, karınca, kararınca yapıyoruz birşeyler... Arada hikayeler, eskiler, gülmece, neşe en iyi ilaç bize. Bir de öksürmesek 40 saat güldükten sonra. Gülmek işkence olmasa insana!
Kuzen ve kızına bulaştırmadan epey maceralı bir şekilde yolluyoruz havaalanına. Uçak seferleri iptal hep o gün çünkü. Havaalanı da bize en uzak olanı... Sağsalim eve dönüş haberlerini aldığımızda kuzenlerin, bir başka haber daha geliyor siteden! Kalorifer borusu patlamış evlerden birisinde, hangisi de belli değil! Kalıyoruz 3 gün buz gibi soğukta! Öğrenme şeklim de çok komik. Facebook sağolsun. Orada komşu arkadaş yazıyor, kalorifer borusu patlamış, buz gibi soğuk! Hay Allah diye yorum yazıyorum salak salak. Aaa sizde normal demek herşey, bir bizde demek ki sorun, ne güzel diyor arkadaş. O zaman uyanıyorum olaya, bakıyorum kalorifer dilimleri buzzzz... Neyse buluyorlar sorunlu daireyi, tamir ediyorlar, ısınıyoruz bir güzel.
Ah bir de en sevdiğimiz komşu teyzemiz, kızımın biricik 70 yaş üstü arkadaşı, Emre teyze arıyor önceki sabah saat 7'de... Ben fena oluyorum yetişin diyerek! Karı koca nasıl koştuk bilemiyorum. Dil altı hapı almış, kendinde çok şükür, bayılma falan yok! Kızı Hindistan'da iş gezisinde, oğlu İstanbul'un bize en uzak köşesinde... Eşim onunla birlikte gidiyor acile. Kar diz boyu! Aklım onlarda ama evdekileri de bırakamıyorum. Neyse iyi imiş, sorun yok çok şükür. Oğlu da yetişip alıp gidiyor Emre teyzemizi. İki gündür arıyoruz, iyi durumu.
Bir aksilik olmazsa normal hayatımıza dönüyoruz galiba yavaş yavaş...
Bu kadar şeyden sonra bizim Blog Dostları ile kutlamayı planladığımız böcüğün doğumgünü planı suya düşüyor. En çok ona üzülüyorum. Ama sağlıklı olmak gibisi yok deyip dua ediyorum...
Az önce nicedir sesiniz çıkmadı diyen can dosta soruyorum, var mı bildiğin bir kurşun döken? Biz pişmiş tavuktan biraz halliceyiz zaar...
Artık yorgun düştüm anlatmaktan, oku bir güzel Berceste'yi diyeceğim nasılsınız diye soranlara da...
Böyleyken böyleyiz işte...
23 yorum:
Cok buyuk gecmis olsun! Hangibirine ne desem bilemiyorum da biber gazi hakikaten cok absurd olmus!!! Neyse kuzeninin gelmesi iyi olmus. Umarim annenin tomografi sonuclari da iyi cikar. Size ailecek cok saglikli gunler diliyorum. O sari ve yesil mikroplar da uzak olsun kucumenden ;) Ayrica dogum gununu de kutluyorum, iyi ki dogmus! Cok sevgiler :)
Geçmiş olsun. Babamın hastalığı nedeniyle acilleri öğrenmiştik biz de, okurken kendişm yaşıyormuş gibi oldum.
canım ne desem bilemedim..böyle üstüste geliyor bazen..bir ara biz böyleydik..şaka gibiydi..Allah beterinden saklasın..şimdi iyi olun da....tomografi sonuçlarını mutlaka bildir..öpüyorum hepinizi..teyzeye geçmiş olsun dileklerimi ilet lütfen..
Endişe var korku var stres var, nasıl da gergin saatler yaşamışsınız. Yine de o panik anında ne yapılması gerekiyorsa yapmışsın, bravo. Bu kadarıyla geçmiş olsun, inşallah tahlil sonuçlarında da bir problem çıkmaz. Hepinize büyük geçmiş olsun.
Hastanelerimizin acil servislerlerindeki hizmetin kalitesi ne yazık ki inanılmaz düşük bir seviyede.Geçen gece biz de bir acil servis hikayesi yaşadık, Allah'tan önemli bir şey olmadı ama olsaydı ne olurdu diye düşünüp durmaktan kendimi alıkoyamıyorum. Konu tek taraflı değildir elbet ama acilen irdelenmesi sorgulanması ve neticeye ulaştırılması gereken mühim bir konu.
Rabbim yar ve yardımcınız olsun inşallah bol bol okuyun Ayet-el Kursi , Felak ,Nas iyidir her türlü musibete :(
Çok üzüldüm özellikle de anneciğinize iyi olmasına sevindim.Aciller ne yazık ki öyle eskilerin dediği gibi Allah ne düşürsün ne de eksik etsin.
Gelmiş geçmiş olsun bundan sonrasın da hiç bir mikrop uğramasın sizlere inşallah..
canım, çok üzüldüm, çok geçmiş olsun.Allah beterinden saklasın, ne desem bilemedim..bizim de böyle bir dönemimiz olmuştu..gelince ard arda geliyor..sabah yazdığım yorum gelmemiş..:(( tomografi sonucunu bildir bize..teyzeye geçmiş olsun dileklerimi ilet lütfen..
:))))
Çok büyük geçmiş olsun!
Nerenin acili bu böyle, hastalar varken biber gazı sıkılan??
Hepinize cok büyük gecmiş olsun...Bazen böyle oluyor maalesef evrenin tuhaf bir enerjisi var. Tez zamanda eski halinize dönmenizi diliyorum
Sevgiler
Ay yüreğim ağzımda okumaya başladım, annenin yattığı yerdeki teyzeyi okudukça ağzım yayılmaya başladı, sonra tekrar gerildim, hastalıklar, kaloriferler..... içim şiştiiii....
Artık herşey yolundadır umarım Bercestecim :)
Teşekkürler Evren. Uzak olsun artık mikroplar evet, yeter artık :((( Tulin Su ile arkadaş olacakları nice yaşlara :) Bizden de sevgiler...
Boncukçu dilerim şimdi babanız iyidir. Bir dönem biz de babamın rahatsızlığı nedeniyle hep hastanelerde idik. En alası bile mümkün olduğunca uzak olsun :( Allah ne eksik etsin, ne de düşürsün :((
Nihan senin yorumlar bir göründü, bir görünmedi, ne oldu anlamadım. Kaç defa onayladım bilmem :(( Gerçekten Allah beterinden saklasın. Yarın almaya gidecek eşim sonucu. Dilerim iyi çıkar. Sağolasın. O da sevgilerin gönderiyor hepinize :) Bu arada diğer yorumlarından birinde gülme işaretleri var, onu çözemedim, o yüzden de ne diyeceğimi bilemedim :P
Nalan aynen herşey var... Sağolasın. Panik anlarına tecrübeliyim yöneticilik yıllarımdan ama insanın kendi yakını sözkonusu olunca ne kadar soğukkanlı da olsa eli ayağı birbirine karışıyormuş :( Ah o önemli birşey olsaydı sorusunu hiç sorma. Ambulansa yol vermediler yolda biliyor musun? Öyle diğer arabalar gibi gittik. Dakikaların önemi olsaydı, yolda bitmişti herşey, hatta belki de evde. Allah biliyor herşeyi, zamanı, neler olacağını... İngiltere'de ambulansa yaya bile yol verir. Bırak arabaları. Yol bıçak gibi ikiye ayrılır, ambulans geçer. Eğer bir arabaya hatta yayaya çarparsa ambulans değil, diğer taraf suçludur! O kadar çok şey var ki ele alınması gereken :(((
Valla gerçekten işimiz Allahlıktı o gün İkiz Annesi. Annem yaşıyorsa, ben kalp krizi falan geçirmediysem bu tamamen Allah'tan. Vade meselesi falan. Bize de sevdiklerimize daha çok bağlanmamız gerektiğine dair işaret olsa gerek. Teşekkürler...
Ah Alis çok teşekkürler. Devlet hastanesi götürdükleri yer ama tamamen hasta yakınının suçu. Eskiden o da bir yerde güvenlik görevlisi olarak çalışıyormuş ve yanında taşıyormuş. Elbet farkedilmemesi de hastane güvenliğinin suçu. Ama hasta yakınları gerçekten çok feci idi. Üstüne sıçrayan çamurdan beterlerdi :((( Sadece kendileri varmış orada gibi hareket ediyorlardı. Ali kıran, baş kesen derler ya, o misal :(((
Teşekkürler Şebnem. Bu yıl evrenin enerjisi bizi çarptı, artık çarpmasın mümkünse :)
Şimdilik asayiş berkemal Banucuğum :) Dilerim böyle dingin, sakin devam ederiz hayatımıza. Ben alışmışım sakinliğe, tüm bunlar bana çok fazla :(( Sevgiler...
"Kabusmuş, neyseki hiç biri gerçek değil" diye biteceğini düşünerek okudum, çok geçmiş olsun her birinize.
İyi tarafı çok şükür atlatılmış, bundan sonrası hep iyilik, sağlık, güzellik olsun inşallah.
Ah ne diyim gelmis gecmisler olsun. Acili allah bi daha gostermesin, bu son olsun. Bolca dinlenin ailece gecmisler olsun
Çok geçmiş olsun, aman sonuçlar güzel çıksın. Hep güzel haberler alalım.
Amanin neler neler olmuş, Allahım! Çok geçmişler olsun. Allah beterlerinden korusun. Okurken fena oldum ben, sen yaşarken neler hissettin kim bilir! Umarım bu yıl son olur bu haberler...
Dilekcim cok cok cok gecmis olsun. Bu ne yaw, ben okurken fena oldum. Annen hakli valla hastane falan istememekte. Oraya saglam giren saglam cikamaz ki hasta ne yapsin. Esinin gelebilmesi cok iyi olmus, bidik daha fazla tanik olmamis rezaletlere. Biber gazina inanamadim, polisin gelip o adamlari goturmemesine de inanamamak isterdim ama aksi sasirtici olurdu orada maalesef:( Bence sen bocugun dogumgunu planini suya dusurme. Guzel bir heyecan iyi gelir bunyeye simdi:)
Sevgiler
Çok geçmiş olsun,korkulu, kabus dolu günler geçirmişiniz.Annenizin tahlil sonuçları da iyi çıkar inşallah, güzel günler sizi bekliyor.
Sevgili Arkadasim.. buyuk bir uzuntu icerisinde okudum yazdiklarini.. cok zor zamanlar gecirmissiniz ailecek.. umarim annenin test sonuclari iyi cikmistir.. seni arayacagim..cook optum.. yildiz
Çok geçmiş olsun.
Kesin bir kurşun döktürün. Valla dalga geçmiyorum.
Aaa.. herşey üstüste. Geçmiş olsun.
Tanıdık yok maalesef :-(
Endişeli anne Çiğdem
benim yorumlar çifter çifter gelmiş , ona güldüm...bu da 4. olsun:P
yaw dilekcim ben o biber gazina takildim kaldim. bir allahin kulu polis cagirmadi mi? hala aklim almiyor...
Zor zamanlarmış:( Geçmiş olsun, bir daha yaşamayın inşallah:)Hastahanelere yolumuz düşmesin, ama eskilerin dediği gibi eksikliğini de göstermesin Allah...
Sağlıklı günler dileklerimle, sevgiyle kal
Teşekkürler Meyvelitepe. Dilerim dilekleriniz gerçek olsun. Sevgiyle...
Amin İpek'im. Teşekkürler.
Teşekkürler Narincem. Sonuçlar fena sayılmaz. Çok önemli birşey çıkmadı çok şükür. Ama rengi bembeyaz nedense... Bol dinlenme verdik anneme :)
Dilerim BB. Bir dönem siz de böyle idiniz değil mi? Anlarsın halimden :) Hepimiz için en güzeli olsun.
Sağolasın Bezen. Allah ne düşürsün, ne de eksikliğini göstersin. Yaşadık bitti diyelim. Biber gazı çok sıradışı bir durumdu herhalde. Bir de akşamın bir saati, çoğu kişi evine gitmişken gerçekleşti. Allah'tan böcük yoktu yanımızda. Hastanenin bütün güvenlik görevlileri toplanınca, polise gerek duymadılar herhalde ama gazı da çıkartamadılar ki hemen! Hastaneyi yapmışlar yapmasına ama havalandırmayı, böyle durumları hiç düşünmemişler. Bir de nedense bu tarz film çekilen yerler, tomografidir, MR'dır yerin altına yapılır ya! Nasibimizde tadını almak varmış o meretin :( Sıkan da hem hasta yakını, hem de eski güvenlik çalışanı imiş! Diğer görevliler üzerine gelince öyle kaçıp kurtulmuş! Ben dua ediyorum, silah falan da olabilirdi Allah korusun! Kim vurduya gitmekten iyidir!
Teşekkürler Aysun hanım. Sizlerle de olsun tüm güzellikler.
Yıldızım, iyi ki aradın :) Eskileri anıp moralleri düzelttik :) Sağolasın, varolasın.
Bul kurşuncuyu döktüreyim Çiğdem :) Geçen süt grubunda da adını görünce, yazacaktım bu sefer hangi moodda bu anne Çiğdem diye :)
Senin yorumlar ilginç bir şekilde önce gelmedi, sonra tek tek şaka yaptılar dedim ben de Nihan :) Geldiler ya, kaç olursa olsun :P
Amin Şennur. Sağolasın. Aynen dediğini söylüyorum ben de! Hepimiz için sağlıklı ve güzel günler dilerim ben de. Sevgiler...
Yorum Gönder