26 Haziran 2011

Permablitz İlk Hafta

Bugün ilk Permablitz'in üzerinden tam bir hafta geçti. Çileğimizin çiçeği ile merhaba diyelim!

Bahçede neler oldu diye bakarsak...

Evde organik Meksika fasulyelerini filizlendirecek ortam oluşturamamıştım. Pamuk içinde büyütmek de istememiştim. Uygulama günü çıkan saksılardan birisine bir parça toprak koydu Deniz, ben de fasulyeleri serpiştirdim. Bir gün önce en ufak bir kıpırtı görmediğim saksıyı bugün böyle bulunca şok oldum! Sanki sihirli bir el gelip onları oraya bırakıvermişti! Sulandıktan sonra aniden filizleniverdiler diye geçirebildim ancak içimden.
Biraz daha büyüdüklerinde, onları saksıdan alıp, ayırıp, çitin kenarına sardıracağım.

 Kekikte son durum bu şekilde...

 Kaybettiğimiz fidelerden, ne vardı, onu bile bilemedim!

Çam ağacının altındaki fidelerden ıspanak olduğunu düşündüğüm bir tür, bir minik marulcuk, çilekler yaşamakta. Diğerlerini pek göremiyorum ne yazık ki.

Fideler ezilmesin, üzerine basılmasın(kedi bol bahçede çünkü) diye Deniz'in önerisi ile o fideleri yerleştirdikçe, ben de iki çöp şiş ile hem destek, hem de koruyucu yapmıştım. Geriye çöp şişler yadigâr kalmışa benzer. Ama belli de olmaz sonrasında, ümit mi ümit işte...
Domates fideleri, üstte ilk halleri, altta 1 hafta sonraki halleri var.

Latin çiçeği, saksıdaki, ekildiği zamanki ve bugünkü hali. Bugünkü halinin ardında hiç de hoş olmayan bir manzara var. Kedi nüfusuna ait! Kedileri bu alanda en çok istememe sebebim de bu! Çünkü kedi dışkısı ile birlikte toksoplazmadan(hamile ve küçük çocuklar için tehlikeli), kist yapan bakteriye kadar pek çok hastalık bulaşmakta. Sokak kedisi oldukları için, uygulama yaptığımız evin yanındaki komşuya ait 30 civarı kedi bulunduğu için de çaresi yok, kedi kaçıran bir sistem kurmak lâzım, onu da biz bilemedik. Ben birara İngiltere'deki bahçe marketlerden birisinde öyle bir ot görmüştüm. İngiltere'de de komşu kediler aynı sebeple hep başa beladır ve bahçesi olanlar istemezler. Bu ot onlar içindi. Ama adını not almamışım. Bilen, duyan varsa, haber ederse, seviniriz. Ayrıca idrar kokusu da hiç hoş değil. Güneşte ısınan, sonra ıslatılan ve serinleyen gazeteleri pek sevmişe benzer komşu kedi nüfusu!

Yan dar uzun kısımdaki ilk gün yukarıda, bugün aşağıda yer almakta. Fireler daha net görülüyor burada. Saksıdakilerden birisi benim fasulyeler, beyaz saksıdaki de Deniz'in almayı unuttuğu kerevizler. Belki orada daha fazla büyürse, toprağa alabilirim diye aynı bölgede yerinde tuttum.

Benim büyüttüğüm siyah havuç. Sanki yaşayacak gibi. Her ne kadar en canlı dalı kaldıysa da geriye, bakalım neler olacak? Bu havuç denemesini herkesin yapmasını öneririm!

Semizotları, yukarıda ilk halleri, aşağıda bugünkü halleri var. Kedilerden etkilenmekle birlikte hayattalar şimdilik. Esas istediğimiz bu alana dağılıp, orayı kaplamaları. Aynı alanda çoğaldıkça dağıtılacaklar.
Çileğin ilk ve son halleri. Yerini sevmişe benzer. Çamın asitli toprağını da sevmişe benzer. Üzerinde iki bitmiş çiçek, bir çilek(çiçekli fotoğrafta arka fondan görünüyor), bir de yeni çiçek gördüm. İlk gün ektiğimizde de bir tanesinde kırmızı bir çilek vardı, sonrasında yok oldu. Kuşlar genelde didikleyip bırakır ama bunu kim yemişse toptan götürmüş.

Gelelim esas notlara...

Bu ilk uygulama şehrin göbeğinde Permakültüre dair neler yapılabileceğinin de deneyi olduğu için bizler açısından önemli. Kocaman bağları, bahçeleri olanlarla kıyaslayınca bit kadar bile değil yaptığımız iş. Ama hiç yoktan iyi. Saksıda balkonda yetiştirilenlerde sahibi devamlı elini üzerinde tutabildiği, hergün gözlemleyebildiği, bakıp sevgi ile büyüttüğü için orada daha fazla laboratuvar ortamı var. Bizde o kısım ne yazık ki pek olamıyor. Gözlem ve en fazla sulama şeklinde hayatta kalmasına yardımcı olabiliyoruz. Bahçe sahipleri şu anda evde olmadıkları için daha fazlasını da yapabilmek mümkün değil.

Gazete kağıtlarında durum, fena değil. Ama uçanlar, aradan düzeni bozup baş kaldıranlar var. Ben çok fazla eğilemediğim ve taşları kaldıramadığım için sabitleme konusunda çok başarılı değilim. Kediler çok sevdiler, bu pek iç açıcı değil. Üzerine saman, ağaç kırpığı gibi bir başka malzeme gerekli. Dayandığı yere kadar bakalım bizi nasıl götürecek? Gazetelerle ilgili en çok sorulan soru, siz burada sağlıklı yiyecekler de üretebilirdiniz, gazete mürekkebi zararlı değil mi? Yenmeyecek mi, buradan alınan ürünler? Bu konuda fikri olan lütfen söylesin!

Bizim açımızdan bunu yapabilmek bile önemli, yemekten çok yetiştirme kısmına odaklandık.

Karton koliler daha başarılı bir duruş sergiliyorlar. Sonraki çalışmalarda onlardan bulmak gerekli.

Minik fidelerden çok, daha büyümüş olanlar ayakta. Fesleğenlerden, kıvırcıklardan, kerevizlerden firemiz çok olmuşa benzer.

Fotoğrafını çekmeyi ihmal etmişim ama lavanta ile biberiye iyi görünüyor.

Domatesler bir gün önce susuz kalmışa benziyorladı. Bugün keyifleri yerinde, boy atmış göründüler gözüme.

Komşularda merak çok, sorular çok... Bahçeye girip çıktıkça yakalıyorlar beni. Benim hergün gitmem mümkün olmuyor ama gün aşırı uğramaya çalışıyorum. Bir çocuğum daha oldu anlayacağınız!

Tohum toplarını gözlerimle aradım, taradım, bulamadım. Ya rüzgârla gelen toprakların altında kaldılar ya da kendileri parçalanıp toprak oldular. Çözemedim.

Günler geçtikçe bahçenin bereketinin artması dileği ile...

8 yorum:

tugrul dedi ki...

Gazete murekkebi ile ilgili benim anladigim su: Eskiden kursun iceren murekkepler kullaniliyordu ve bunlar sagliga zararli idi ama epey zamandir soya bazli boyalar kullaniliyor. Turkiye'de istisnalar var mi biliyorum ama teknoloji degistiginden hemen hepsi kursunsuz murekkep kullaniyorlardir diye dusunuyorum. Yine de birilerinden garanti alinabilse cok iyi olur.

Benden Bizden dedi ki...

ellerinize saglik, bereketi bol olsun bahcenizin.. kedilere cozum bulunursa bizimle de paylas emi :)

ibeking dedi ki...

şöyle minicik bi toprak parçam olsa hoplatacağım ortamı ama yookkkkk, seneye bir yer kiralayacağım hele bi miniğim ayaklansın, emeklerin bereket olsun

Berceste dedi ki...

Sana katılıyorum Tuğrul. Babamın haber merkezi müdürlüğü ve sorumlu müdürlük yaptığı dönemlerde, matbaa kısmında çalışmamalarına rağmen kurşun yüzünden onlara bile öğlen yemeğinde yoğurt verirlerdi. Zehirlenmeye karşı önlem olarak. Ama bu sonra değişti. Kurşun boyalardan çıkartıldı dedi babam diye hatırlıyorum çocukluğumdan. Baskı teknolojisi de değiştiği için eskiler kullanılmıyordur. Gene de araştıracağım. Bir bilen de denk gelip buradan söylerse süper olur elbet!

Teşekkürler BB. Sen İngiltere'de bahçe marketlere gidenlere bir sor, belki bir bilen vardır?

İbek İpek'im, gel sen bizimle hoplat ortamı :) Her yeni bahçe bizim de bahçemiz ve çocuğumuz olacak. Hatta oğlanları da al gel. Bu işin doğasında onlarla hepbirlikte olmak var. Elleri toprağa değsin hem. Sen de İstanbul'dasın nasılsa, kim tutar seni de bizi de :) Güzel dileklerin için teşekkürler.

Meyvelitepe dedi ki...

Haydi bakalım kolay gelsin, bir iki bitki derken bir bakarsınız çoğalıvermişler:)

Bana kalırsa bahçede kullandığınız mürekkebin (varsa) "zehirinden" daha zehirlisi böyle güzel bir işe kalkışanları demotive etmektir:( Bazı insanlar zehire, kimyasala bulanmış sebzeleri, meyveleri ve daha neleri alıp yerken sorgulamıyor da "mürekkebin zehiri" için endişe ediyor. Vakıa mürekkep zehirli bile olsa üstüne pestisit, hormon, kimyasal boca edilmişlerin zararıyla kıyaslanamaz bile.

Kötümser yaklaşımlara kızsam da, her olasılığa karşı bahçede veya kompostta gazete kullanımı konusunu şöyle bir araştırmaktan geri duramadım. Eski tip mürekkebin (kurşunlu) temizliği daha pahalıya geldiğinden ve şimdiki modern makineler eski tip mürekkepleri kabul etmediğinden ülkemizde de yeni ve bitki bazlı mürekkeplerin kullanılıyor olması büyük olasılık.
Genelde gazete kağıtları organik tarımda da komposta katılabiliyor.

Ayrıca merak edenlere ayrıntılar için:
http://www.gardenorganic.org.uk/organicgardening/compost_pf.php
http://www.gardenorganic.org.uk/organicgardening/compost_pf.php

Hilal dedi ki...

Öncelikle kolay gelsin. Yazıyı okurken birşey dikkatimi çekti. Çam, ceviz gibi bazı ağaçların allelopatik (allelopathic) etkisi var; yani bu ağaçlar yanındaki veya yakınındaki bitkilerin büyümesini etkileyen ve genellikle engelleyen, önleyen kimyasal maddeler üretiyorlar. Sizin bitkilerin çoğunun hayatını kaybediyor olmasında bunun da etkisi olabilir mi?

Kediler için de şöyle bir yazı buldum:
Plants That Are Cat Repellents
5. Some plants give off smells that cats dislike. One such plant, Coleus canina, goes by the common name, "scaredy cat plant." As the second term in the Latin name indicates (think "canine"), it is also effective if you have trouble landscaping with dogs. Other plants often recommended for keeping cats away from yards are: rue,lavender, which deer pests also dislike pennyroyal (http://landscaping.about.com/od/pestcontrol/a/cat_repellents.htm)

Kolay gelsin.

Hilal

Tijen dedi ki...

Helal olsun Dilek! O halde bahçeyle uğraşıyorsun ya aferin sana. Sonuçlar inanılmaz görünüyor.

Berceste dedi ki...

İnşallah Meyvelitepe, inşallah! Aynı endişeyi ben de duymadım değil aslına bakarsanız ama kedilerin dışkıları beni mürekkepten daha çok rahatsız etti doğrusu! Bir de insanların organik anlayışı çok farklı. Bazen bizim böcüğe getiriyorlar birşeyler bak bu organik diye. Teşekkür edip alıyorum ve sadece karşımdakinin organik anlayışını algılayabilmek için de sormaya başlıyorum. İlk soru, tohumu organik mi :) Hııı o da ne diyorlar! Hani içine genetiği ile oynanmış birşeyler katılmış mı? Siz tohumu nereden aldınız? Olmadık bir süpermarket adı gelirse uzuuuun uzuuuun anlatıyorum. Şaşırıyorlar. Sonra diyorum yetiştiği yerin yanında ne var? Yol, hele hele otoyol falan geçiyor mu? Böyle liste uzayıp gidiyor ve insanlar çok şaşırıyorlar. Oysa onlara göre saksıda yetişen bile organik! Sonra da kalkıp organik pazarları falan sorguluyorlar, yetmiyor çamur atıyolar daha çok şaşıyorum. Hangi bilginle sorguluyorsun, geç neye göre çamur atıyorsun ki diye uygun bir dille anlatmaya çalışıyorum. Aslında bir de bir grup tartışmasında ben yol kenarında yetişen, egzost gazı ile büyüyen bitkileri yemeyeceğimi söylediğimde, Pınar güzel bir örnekle geri dönmüştü. Bazı bitkilerin bunları bünyesinde yok ettiğine dair bir yazıdan bahsetmişti. Belki gazete mürekkebi için de bu vardır ve dediğiniz gibi yeni tip makinelerle birlikte gazetedeki mürekkebin değiştiğini babamın söylediğini de hatırlıyorum. Gene de araştıracağım ve bilgiler için size sonsuz teşekkürler...

Hilal, çok doğrusun! Bahsettiğin ot da benim aradığım ot :) Teşekkürler. Meyvelitepe sayesinde ben de bu bilgiye ulaşmış araştırıyordum. Forumlarda çok başarılı olamadıklarını yazmışlar. Meyvelitepe başka yöntemler de bulmuş, onlara da bakacağım. Ama aklınızda olan varsa siz de çekinmeden söyleyin lütfen. Bu arada bizim kediler lavantanın yanıbaşında yatıyorlar :) Kanka şeklindeler. Suyla bile şöyle bir nazlana nazlana kovalayabiliyorum onları ki, diğer bahçelerdekiler su sesini duyar duymaz kaçıyor! Çam ağaçlarının altındaki bitkilere gelince. Büyük bir kısmı çam ve cevizle iyi anlaşanlar. Onların altında dahi yaşayabilenler. Çilek'e nazarım değecek korkuyorum. 41 kere Maşallahlık bir hali var ve gazeteler sayesinde sümüklüböcükler de gelmedi. Kıpkırmızı bir çilek hiç ellenmeden öylece duruyordu bugün. Yalnız yapraklarda reçineye benzer birşey gördüm! Dilerim reçinedir, başka bir zararlının ürünü değildir. Kaybettiklerimiz de çok çok bebeklerdi. Zaten ya yaşarsa diye dikmiştik onları. Leğenin içinde kalıp yaşamamasındansa, oraya ekilip ne olacak diye bakmış olduk. Biraz sulama şekli, biraz kuraklık... Onlara gözümüz gibi bakmamız gerekirdi de, o ilgiyi göremedi garibanlar :((( Bilgiler için çok teşekkürler...

Teşekkür ederim, esas iş ve başarı bahçeyi hazırlayan ekibin Tijen. Ben kucağıma verilen bebeğe geçici bir süreliğine, gidebildiğimce bakmaya çalışıyorum.