03 Temmuz 2009

BPA ve Tehlikeye Giren Hayatlar



Annenin çizdirdiği an derler ya hani, ara ara o haller içerisindeyim. Etrafta kol gezen binbir türlü hastalık olunca, babamı kanserden kaybedip yaşanan acı şeyleri bilince, bir de üzerine Ponpon hanım aramıza katılıp, daha loğusa sayıldığım bir dönemde bel fıtığı ameliyatı eklenince duyduğum, okuduğum ne varsa etkiliyor beni. Etkilemesin mi? Söz konusu hayatı daha birkaç aydır tanımaya çalışan, masum, hiçbirşeyden haberi olmayan mini mini bir bebek. Önüne ne konursa yemek, içmek zorunda. Eline ne verilirse oynamak, eğlenmek zorunda. Kişisel tercihleri yok mu? Elbette var. İlk tercihini anne sütüne hayır demekle yaptı ne yazık ki. Oysa annesi onun anne sütü ile büyümesinden, su bile içmeyip yerine anne sütü içmesinden yana hayaller kurmuştu hep. Alınacaklar araştırmasında, listesinde hiçbir zaman biberon olmamıştı. O kadar kat-i idi karar ama evdeki hesap çarşıya uymadı. Hastanede itiraz etse de hemşire ablalarının zoru ile bağıra çağıra içilmeye çalışılan süte yapıldı ilk boykot! Aman kaşıkla mama deneyin dedi süt hemşiremiz. Yer, gök mama, anne, baba, anneanne, kuzen teyze perişan oldu. 3 kabus gibi gün geçti. Ne yaptıysak, ne ettiysek olmadı, küçük hanım emmedi. Süt sağıldı, bizimki cokur cokur sütü içti. Mamaya da hiç itiraz yoktu. Üstelik epey de oburdu. Eh bunlar için de elbet biberon lazımdı!

O güne kadar bu konuyu araştırmayan annenin dövünme zamanıydı. Hemen araştırmaya başlandı. Baba ne olur, ne olmaz diye en azından yaş ve döneme göre bakmıştı. Annenin kimya mühendisi sıfatı öne çıktı. Cam olmalı illa dedi. Hidroflorik asid dışında hiçbir kimyasaldan etkilenmezdi ya cam, ama araştırınca öğrendi ki, anne sütündeki proteinler camın cidarına yapışıp bebeğe gidemezdi. Süslü püslü, en iyi markalarla sunulanlarda bile tespit edilmiş bir de BPA diye bir kimyasalın varlığını öğrendi anne!
Kanada ve Amerikan sağlık bakanlığı halkı bu konuda uyardı diye boy boy haberler çıktı tam da bu sırada televizyonlarda. Türkiye sağlık bakanlığı ne yapmıştı? İthalat izinlerinin çıktığı onay mercii bu konuda ne demişti? Buna dair haber falan yoktu.
Neydi bu BPA yani Bisphenol A(Bisfenol A) ve neydi sorun olan? Cama benzer şeffaflıktaki polimer biberonların -polikarbonat biberonların- içeriğinde buluyordu BPA ve son araştırmalara göre, hormonal dengeyi bozarak canlıların vücüduna zarar veriyordu. Bütün detayları Evin Kedisi yazmış. Konuyla ilgili birkaç yazısı var hatta. O yüzden ben uzun uzun anlatmayacağım. Sizden Evin Kedisi'ni ziyaret ederek onun yazdıklarını okumanızı ve düşünmenizi rica edeceğim.
Diğer yandan dikkatinizi çekmek istediğim çok önemli bir nokta var. Bazı üretici firmalar, BPA içermeyen ürünlerini kendi ülkelerinin pazarından kaldırarak Türkiye'ye ve Evin Kedisi'nin tespitine göre Birleşik Arap Emirlikleri'ne yönlendirmekteler. İsteseniz de BPA içermeyen ürün bulamıyorsunuz bu dünya devi firmaların ürünlerinde. Medela gibi duyarlı ve tüm dünyada BPA içermeyen ürünleri ayırım yapmaksızın satan firmalar da var! Ama sorun bunu yapmayanlarda ve bizi salak yerine koyanlarda ne yazık ki. Hele bu Avent - Philips gibi bir dünya devi olunca ister istemez kızıyorsunuz, üzülüyorsunuz.
Gerek bilim insanlarımız, gerek gelişen teknolojimizle bence örnek alınması gereken bir ülke olmamız gerekirken, neden 3. dünya ülkesi sınıfına sokuluyoruz ve neden çocuklarımız, masum bebeklerimiz bu ürünlere mahkum kalıyorlar? Bunu bir düşünüp, neler yapmamız gerektiğine karar vermeliyiz kanımca. Destek verir misiniz? Önerilerde bulunur musunuz?
Not 1: Pazar günü baktığım bebek mağazasındaki Avent biberonların hiçbirinde ''BPA'sız'', ''BPA içermemektedir'' ya da İngilizce BPA Free yazısını göremedim!
Not 2: Burada yeralan linkte zaten Avent, Türkiye'deki ürünlerinde BPA'sız seriyi piyasaya sürmediğini söylemekte, gerekçe olarak çeşitli standartlara gönderme yapmakta ve ürünlerinde bulunan BPA'nın sağlığa zarar vermeyecek miktarda olduğunu iddia etmektedir. Ama gene de bu ürünleri temin etmek istemeyenlere serbest seçim hakkı tanımayarak, o ürünü almaya mahkum etmektedir!
Not 3: Türkiye Philips Avent danışma hattı ile görüştüm, BPA içermeyen ürünlerin Eylül ayında Türkiye pazarına sunulacağını söylediler. Bu durumda bugüne dek bize seçim hakkı tanımayıp, BPA içeren ürünleri Türkiye pazarında satmaya çalıştıkları için kınama mesajı gönderdim. Sizler de konuşmak, bilgi almak ve kınama mesajı göndermek isterseniz telefon numaraları 0800 261 33 02 ve e-posta adresi tuketici.danisma@philips.com
Not 4: Mesajıma karşılık Türk Phlips'den cevap geldi. Özetle, biz müşteri sağlığına dikkat ederiz, BPA belirli koşullarda zararlı değildir ve adresinizi söyleyin, BPA içermeyenlerinden gönderelim diyorlar.
Ancak ben mesajımda, BPA içermeyen ürünlerin neden Türkiye pazarına hala sokulmadığını, neden tek bir ürün almaya mahkum bırakıldığımızı, ayrımcılık yapıldığını sormuş, buna sebep olan Philips Türk yetkililerini kınamış, bir daha asla bebeğim için Philips Avent ürünlerini kullanmayacağımı, bununla kalmayıp Philips ürünlerini de almayacağımı yazmıştım. Gelen e-posta sorumun cevabı olmayıp, alın bu BPA içermeyen biberonları da başımızı ağrıtmayın ana fikrinin kibarlaştırılmış hali kanımca! Sonuçta tüm isteyen annelerin BPA'lı ürünleri BPA'sızlarla değiştirmesini kabul eden bir açıklama olmadığı gibi, Türkiye sınırları içerisinde BPA'sız Avent ürünü almak isteyen anneler Eylül ayını beklemek zorunda ve öncesinde doğan büyüyen çocuklar da umurlarında değil!!!
Avent'e e-posta göndermek isteyenler için yazdığım mesaj aşağıdaki şekildedir:

Sayın Yetkili,
Bir anne olarak, daha bebeğim doğmadan onun için sağlıklı ve güvenilir ürünlerin arayışına girmiş; Philips Avent ürünlerini çantasından, termosuna, sterilizasyon makinesinden, biberonlarına kadar güvenerek seçmiştim.
Ne yazık ki, Philips Avent hakkındaki son öğrendiklerim, bu güvencenin Türk annelerine, Türk bebeklerine verilmediğini gösterdi. Philips gibi dünya devi bir firmanin insan sağlığına zararlı olduğu tartışılan, pek çok ülkede kullanımı yasaklanan BPA içeren ürünleri, Türkiye pazarına sunması ve bunun dışında başka alternatif bir seçenek bırakmamasını, "Türk çocuklarının sağlığı" ile oynamasını, anne babaları tek ürüne mahkum bırakmasını bir anne olarak anlamak mümkün değil.
Hele BPA'sız ürünleri dünya pazarına sunmuş iken, adeta eldeki kusurlu malını bitirmeye çalışan paragöz tüccar misali Türk insanına bunu ancak Eylül ayında vermeyi vaat eden bir zihniyeti anlamak hiç mümkün değil.
Philips gibi bir firmadan beklenen Eylül ayında BPA'sız ürünler piyasaya sunulacaktır cevabı yerine tüm dünya ile aynı anda Türk pazarına BPA içermeyen ürünlerin alınması ve BPA'lı ürünlerin değiştirilmesidir.
Tüm dünya ülkelerinden ülkemi ayırt ettiğiniz için, bebeğimi bu ürünleri kullanmaya mahkum ettiğiniz için, Türk Philips Avent yöneticileri de bu duruma izin verdiği için sizleri kınıyor, Türk insanına karşı daha sorumlu ve dürüst olmaya davet ediyorum.
Sorumlu bir anne ve bu toplumun bir bireyi olarak, bir daha Philips Avent hatta tüm Philips ürünlerini kullanmayacağım ve bu durumu da web sitem dahil her ortamda, herkese bildireceğim.
Saygılarımla...

Güncelleme: Bunun ismi zaferdir dedi Evin Kedisi ve şu bağlantıyı verdi. En çarpıcı cümleler ise şöyle:

Avrupa Parlamentosu, Bisfenol A maddesinin yasaklanması için Haziran ayında çağrıda bulunmuştu.

Buna göre Avrupa Birliği üyesi ülkelerde Bisfenol A içeren biberon üretimi, gelecek yılın Mart ayından itibaren durdurulacak, satışı ve ihracatına da gelecek Haziran ayından itibaren tamamen son verilecek.

Türkiye'de Sağlık Bakanlığı, Temmuz ayında yaptığı açıklamada Bisfenol A maddesine ilişkin bilimsel verilerin, vatandaşların endişe etmelerini gerektirecek bir durum olmadığını gösterdiğini bildirmişti.

Bakanlık, Avrupa Birliği standartlarına uyulduğunu ve Bisfenol A ve benzeri maddelerle ilgili konuların 2005 yılında kurulan 'Ulusal Kanser Danışma Kurulu' tarafından Avrupa Gıda Güvenliği Ajansı ve Amerikan FDA gibi uluslararası örgütlerle işbirliği içinde yakından takip edildiğini' vurgulamıştı.

40 yorum:

Meyvelitepe dedi ki...

Yeni doğmuş bir bebeğim olmasa da, tüm bebekler için bende takıntı haline gelen bir konuya değinmişsiniz. Biraz önce benzeri konuda bir yazıyı post etmiş gezinirken gördüm bu yazınızı. Zararlar sadece biberonla sınırlı kalsaydı çözüm kolaydı, ama ne yazık ki öyle değil. Sözde büyük bu firmalar, insanlar bilinçlenir ve satın almayı bırakırlarsa zarara girmemek adına sağlığa zararlı ürünlerini ülkemizde pazarlamaktan vazgeçer belki.
Aslında en kısa sürede, en fazla kişiye ulaşan e-mail zincirleri oluyor, belki kısa ve öz, linkler içeren bir ileti metni hazırlanırsa hepimiz yayılmasına yardımcı olabiliriz. Söylentiye göre, Turkuaz marka su Niksar suyun pazardaki yerini alabilmek için böyle bir yöntemle dedikodu yaymış ve Niksar suyun batmasına neden olmuştu.
Bir de naçizane tavsiye bebeğinize anne sütü teklif etmekten vazgeçmeyin. Zamanlama konusunda düzenli aralıklar yerine ilk zamanlar sık sık deneyin. Ben o zaman bilmiyordum, doktor iki saatte bir dedi diye öyle yapmıştım. Çoook pişmanım. Ayrıca doğum + ameliyat sizi kansız bırakmış, dolayısıyla da sütünüzü azaltmış olabilir, bunu da hesaba katın.
Bebeğinizi güle güle, sağlıkla, iyilik ve güzellik dolu bir dünyaya büyütmenizi diliyorum.
Sevgiler...

Asortik Krep dedi ki...

Türkiyede satışı yasaklansın bu ürünlerin diyen bir site açalım ve bloglarımızda bu siteye link verelim..Buraya markaları yazalım o ürünleri kullanmaması için insanları uyaralım..Bence :)
Neye karar verirsen yanındayım birde..

munevver dedi ki...

Dilek'ciğim,

Hangi ürünün arkasında sanayi varsa, o üründen şüphe etmeye başladım. Gelişmiş ülkeler , teknolojinin zararlarını farkettikçe ürünlerini azgelişmiş ülkelere amiyane tabirle " kakalıyorlar" Bir kişinin çabası bile etkili olur bence. "Deniz yıldızı" misali. Ama, çoğunluğun gücü de yadsınamaz.

Bizler çocukları büyüttük, neler yaşayacağımızı bilmiyorum sonrasında ama, bebekler için mutlaka bir şeyler yapmalı.

Temiz bir çevre icin, sağlıklı ürünler için, kendi halinde elinden geleni yapan ben, yanınızdayım.

Seni ve Ece'yi öpüyorum. Annene selam.

evinkedisi dedi ki...

Bercesteeee!

Konuya yer verdiğin için teşekkürler :) Ne kadar çok kişi okuyup farkına varırsa o kadar iyi. Görüşmek üzere.

Ayşegül Taştaban Erzincanoğlu/ Behçet dedi ki...

Çok önemli bir konu. Paylaştığın için sağol..

hindiba dedi ki...

Dilek, elimizi neye atsak dagilip gidiyor, öyle degil mi? Ben de özellikle boya kalemi meselesinden beri öyle hissediyorum. Biberondan giyecege, oyuncaktan, boya kalemine her seyi ince ince arastirmak; mümkün oldugunca bilgi alisverisinde bulunup yaratici, dogal cözümler bulmak gerekiyor. Bu arada emzigi de hatirlatayim. Onlarin bazilarinda da zararli bir kimyasal madde var. Minik hanimi öp bizim icin...

Berceste dedi ki...

Meyvelitepe, her zaman yorum bırakamasam da, bloğunu zevkle okuyorum, yaptıklarınızı da imrenerek izliyorum. Fırın kardeşliğine bayılıyorum :) Emeklerinize kuvvet. Böyle şeyler insanda takıntı olmasın da ne olsun? Dün alışverişe çıktığımızda kaç tane çocuğun elinde adı sanı, BPA'lı mı, BPA'sız mı olduğu belli olmayan biberon gördüğümü hatırlamıyorum bile, o kadar çoktu ki! Bugün çocuk ürünleri satan bir yerde sadece al benisine kapılan, anne, abla, görümce(bir bilen yani!!!???) önerileri ile hareket eden o kadar çok anne adayı gördüm ki :((( Kaç kişiye önerilerde bulundum... Mağazadan atacaklar diye de korktum :P Bilinçlenmek, bilinçlendirmek gerekli. Bunun için de belki de ilk doğum yapılan hastaneleri, doktorları bu konuda hastaları uyarmaya programlamak gerekli. Televizyonları bangır bangır bağırtmak gerekli. Anne-çocukla ilgili dergiler alıyorum arada, hepsi ürün tanıtımına yönelik, içinden üç yazı çıkıyorsa, geri kalanı reklam ama gizli reklam! Ben reklam almak için neden dergiye para veriyorum o zaman :((( Anne sütü tekliflerimizin hepsine öyk diye yanıt verdi bizim çok bilmiş küçümen. Biberonla kanka :(((( O korkutuyor ya beni, bu yüzden! İkinci ameliyat sonrası oturamadığım için süt de sağamadım ve bu bizim küçümen açısından kötü oldu :(((( Süt gitti :(((( Tüm iyi dilekleriniz için teşekkür ederim. Görüşebilmek dileği ile...

Dediklerine aynen katılıyorum Asortik Krep'im. Ama biliyorsun Blogger ve benzeri kuruluşlar böyle kampanyalar için site açmaya izin vermiyorlar. Gene büyük firmaların baskıları ağır basıyor. Bu büyük firmalara karşı ayakta durabilecek bir güç olmalı! Aklına gelen bir öneri varsa sevinirim. Sevgiler...

Aynen ben de Münevver hanım. Su kabağından su içecek hale geldim. Ama onda da genleri ile oynanmışsa garibanın gene zarar, her ne kadar zararı olmadığını iddia etseler de! Sizler çocukları büyüttünüz ama torunlar için çok yakın zamanlardasınız. Herşeyi bırakın, kendimiz için yapmalıyız! Sevgiler...

Evin Pisisi, hepbirlikte, el ele... Bu konudan başka daha o kadar çok şey var ki! Tekstil boyaları var, baskı malzemeleri var, hatta Evren'in tespit edip değindiği çok önemli bir başka konu var, çocukları kullanabileceği sağlıklı boya kalemi bile yok biliyor musun? Görüşmek dileği ile...

Paylaşmanın yanında birşeyler yapmalı Ayşegül.

Aynen öyle Evren, senin boya kalemi örneğinden sonra hiçbir şeye güvenemez oldum zaten. Koca koca EU logoları falan hak getire :((( Bilgi alış-verişine hazırım her zaman biliyorsun. Hatta ben ortalarda yoksam e-posta ile uyarın lütfeeeeen! Emzik derken hangilerini kastediyorsun? Silikon emziklerde mi?(biberon emziği) Yoksa çocukların kemirdiği emziklerde mi ve de hangi madde? Ona da dikkat çekelim! Türkiye'ye gelince farkettim, çoğu kişi İngilizce bilmiyor, bilse bile üşenip okumayanlara da denk geldim. Gene bilse bile internet ile haşır neşir olmayanlar da büyük bir grup! MSN kullanılıyor ama böyle araştırmalar yapılmıyor. Yapılmak istense de vakit bulunamıyor!!! Ben de minik adamı çok çok öpüyorum. Sevgiler...

Asortik Krep dedi ki...

Bu malzemeyi Türkiyede kullanan firmaların hepsine mail atalım.Eğer bunu değiştirmezseniz bundan sonra o markayı kullanmayacağız yazan maillere isimler toplayalım.Yani bir çeşit imza kampanyası maili..Sen maili hazırla , ben altına isim toplayacağım :)
Kullanan her firmanın adı geçsin ama..Hepsine bir de tüketici derneğine aynı anda yollayalım,sonra bırak onlar düşünsün.. Hatta basından anne ve bu konuya duyarlı kişilere de yollayalım bakalım ne olacak! Anne olanların duyarsız kalabileceğine inanmıyorum..

hindiba dedi ki...

Dilek, hatami sabah farkettim. Hemen düzelteyim. Emzik degil, dis kasiyicilardi demek istedigim. Onlarin bazilarinda plastigi yumusatmak icin kanserojen oldugu söylenen Pthalate kullaniliyor. Ayni madde bazi oyuncaklarda da kullaniliyormus.

Berceste dedi ki...

Ben bir düşüneyim konu üzerinde Asortik Krep'im. Dağıtımcı firma ile ve müşteri temsilcilikleri ile başlamalı ilk.

Yüreğime iniyordu Evren :P Ftalat baskılarda da var. Özellikle parça baskılı ürünlerde. Sanırım boya patı olarak kullanılmakta. O yüzden tekstil ürünler testten geçirilmekte. İngiliz markaları bu testi mutlaka yaptırıyorlar biliyorum ama iç piyasa hak getire :((( Ftalat karsinojen değil ama bildiğim kadarıyla, gene bir araştırayım. Onun daha beter zararı var. O da hormonlara zarar veriyor ve cinsiyet hormonunun düzenini bozup, eşcinselliğe yol açıyor diye okumuştum bir yerde! Diş kaşıyıcıların en iyisi ağaç olanları sanırım ama diğerlerinin o kadar çok al benisi var ki, ağaç olana bakmıyor bebek kısmı :((((

hanimelipasta.com dedi ki...

Bercesteeeee neler diyorsun böylee. Öyle bir zamana geldikki gölgemden korkar oldum. Yazdıkların için, yol göstericiliğin için sonsuz teşekkürler. böyle "ayakta uyutulmaktan", "ya ne olsa yuttururuzdan" ne zaman kurtulacağız bilemiyorum.
Ben de az önce gıda boyaları ne kadar sağlıklı onu araştırıyordum. Ancak elle tutulur hiç bir şeye rastlayamadım. Yok yok yok. Hep aynı haber dolanıyor. Yahu bir tanemi olur bu konuda haber. Yok mu bir araştıran, etüt ettiren??? yada bu dünya doğru da biz mi ters taraftayız bilemiyorum.
Canım ayrıca benden nacizane bir tavsiye. Benim oğlum 3 hafta erken doğdu ve anne sütü almayı reddetti. Hastanede haliyle mama takviyesi yaptılar. Eve geldik hala aynı durum devam etti. Çevremi saranlar da "aa tabi bizim falanca da aynısıydı napıcaksın ver mama gitsin hem daha tombik oluyor bebekler" diye beynimi yediler. Lohusalığımda bu cahilliklerlemi uğraşayım bebeğim süt emmiyor ona mı yanayım diye şaşırdım. Ama inat ettim mama vermeyi reddettim. Çevremden herkesi beni sıkacak kim varsa kovaladım. Evet oğlum bir süre aç kaldı çok zırladı ama sonunda ben başardım. 10 ay emmesini sağladım. Bu süre zarfında da hiç hastalanmadı ve kilosu oldukça fazlaydı.
Bir de şu var ki biliyorsundur, Bebek ne kadar emerse sütün o kadar çok artıyor. Süt makinası ben de kullandım ama bebeğin emmesi gibi olmuyor. Bebek emerken göğüs ucu uyarılıyor ve süt neredeyse kendiliğinden akmaya başlıyor. Makinada ise bu sözkonusu değil.
Bence bebeğiniz emmese bile onu göğsünüzün üzerinde emer pozisyonda tutun. Hem de sık sık. Öyle bu işin saati, periyodu filan yok.

Son bir şey yazını bloğumda paylaşmak istiyorum izin var mı??

Sevgiler

Bebeğinizle sağlıklı günler

Hülya
www.bebegiminyemekgunlugu.blogspot.com

Berceste dedi ki...

Merhaba Hülya, gıda boyalarına ben de bakmıştım bir zamanlar ve organik olanlar dahil zararlı olduklarına kanaat getirmiştim. Bu konuda Miss Çilek'in çalışmaları olmuş, alternatif olarak, ıspanak, pancar ve çilekten yararlanmıştı hatırladığım kadarıyla. Detaylara onun bloğundan ulaşabilirsin.

Ben bundan sonra hiçbirşeye güvenemeyeceğimi anladım. Medeniyet denen tek dişi kalmış canavar misali durum. Sana cevap yazdıktan sonra Türkiye Philips Avent'in telefon numarası ve e-posta adresini ekleyeceğim. Sizler de ses ederseniz belki birlikten kuvvet doğar.

Bizim ufaklıkta eğer bel fıtığı ameliyatı girmeseydi araya ben de senin gibi inat edecektim. Bizde hastanede içti anne sütünü bizimki ama evde ne yapsam, ne etsem olmadı. Yanına yaklaştığı an sanki etinden et kopartılıyor gibi bağırıyordu cıyak cıyak. Biberon dışında içmedi sütü. Ben de o çok bilenleri dinlemedim. Çocuk bağırdı ben denedim. Ama olmadı, o içmeyince de süt artmadı ne yazık ki. Sonra da ameliyat girdi araya, ben oturamadım derken şimdi ümitsiz vak'a durumuna geldim. En çok üzüldüğüm nokta da, evlat edinen anneler bile çeşitli yöntemlerle anne sütü verebiliyorken ben çocuğuma anne sütü içiremedim doğru düzgün :( Üstelik de en çok anne sütü ile beslemeyi, su yerine bile anne sütü vermeyi planlarken! Kısmet!

BPA konusunu ilk dile getiren Evin Kedisi. Elbette sen de yazabilirsin. Ne kadar çok kişi duyarsa, o kadar iyi bizim için, çocuklarımız için. Sevgiler...

Adsız dedi ki...

peki sonucta hangi marka biberon aldin???
avent mi?
LeyLa

Berceste dedi ki...

Merhaba Leyla, Ne yazık ki Avent biberon almıştım ama bu durumu öğrendikten sonra BPA içermeyen başka bir markaya geçtim. Onları da yurtdışından getirtmek zorunda kaldım. Türkiye pazarındaki en büyük markaya bile güvenemeyeceksek, güvenirliği denetlenen başka bir ülke tercih sebebim oldu ne yazık ki :( Ameliyat sebebiyle çok fazla yol yürüyemememin de seçimde etkisi var elbet, yoksa tek tek bütün marketleri gezip araştırırdım! Ama benim şartlarımda internetten alışveriş mümkün olabildi.

Isil Simsek dedi ki...

Dilek'cigim,
bloguma biraktigin yorum icin cok tesekkur ederim..dostlar sagolsun.
sevgiler,
Isil

Hanife dedi ki...

Dilek'cigim,
Oldukca hassas bir konuda vermis oldugun tum emeklerine saglik.
Ben cok acil isteyen olursa buradan gonderebilecegimi belirtmek isterim. Eylul ayi piyasalara gelecek demissin, o zamana dek ihtiyaci olanlara buradan postayla gonderebilirim gercekten.
Seni ve guzel prensesini opuyorum.

Selen dedi ki...

aa, cok kotu. Benim cocuklarim Avent biberonla buyudu. Simdi biberon kullanmiyoruz ama kullandigim mataralar neler iceriyor diye panik olmus vaziyetteyim... Kucucuk cocugu cam biberonla gonderemem ki okula.. hay Allah, ne yapmali acaba?

Berceste dedi ki...

Allah hep iyi günler göstersin Işıl'cığım. Mutluluklar sizlerle olsun. Sevgiler...

Teşekkürler Hanife. Sağolasın, varolasın. Bu konuda bir sorum var benim de sana. Kanada'da bebekler için sağlık, güvenlik kuralları ve kontrol mercii neresidir? Çocuklarına birşeyler alırken hangi kriterlere dikkat ediyorsun? Sevgiler...

Merhaba Selen, Avent şu andaki Türkiye web sitesinde BPA içermeyen ürünlere minik bir logo koymuş. Diğer markalar için de araştırmak gerekli ne yazık ki :((( Cam üzerine plastik koruyucu kaplar var belki bu formülü kullanabilirsin ya da yurtdışındaki güvenebileceğin bir web sitesinden getirtebilirsin. Ben de biberon sonrası aşamada ne yapacağım bilemedim şimdilik. İşin kötüsü çocuk doktorumuz bile durumdan habersizmiş :(((( Avent'te yok diye rahatça öneriyordum dedi bugün! Sevgiler...

Hanife dedi ki...

Merhaba Dilek,
Saniyorum Kanada saglik bakanligi ya da Kanada Halk Sagligi yetkili mercii. Ozellikle bakanliktan oany alinmasi gerekiyor.
BPA free siselerde ilk adim atan ulkelerden biri Kanada. Ama ben henuz bu konuda arastirma yapmis degilim. Sadece markette gordugum hemen her markada BPA free etiketini gormekteyim.
Ama beslenme dersen buradaki market raflarinda gordugum bircok seye guvenemiyorum ne yazik ki. Senin de tahmin ettigin gibi hazir yiyecek aliskanligi cok fazla ve ozendirici. Elimden geldigince kendim hazirlamaya calisiyorum.

Bocuruk dedi ki...

En iyi marka diye bilinçsizce kullanmışım ben:( Ne yapılacaksa ben de katılırım.
Sevgilerimle...

Açalya dedi ki...

BPA konusunda buradaki tuketici epey bilincli. En ucuz Cin mali plastik sippy cup`larin, yada ne bileyim plastik yiyecek saklama kabinin bile ustunde BPA Free ibaresi var. BPA`siz urunler de gormek mumkun elbette ama artik ozellikle bebek/cocuk urunlerinin BPA Free olmasina hem uretici hem de tuketici dikkat ediyor.
Turkiye`de de bu bilincin derhal yayilmasi dilegimdir.

Oya Kayacan dedi ki...

Bebeğini sağlıklı ve keyifle büyütmeni dilerim Berceste. Bu Google çok komik, gmail ekranımda bel ameliyatı olduğunun, bilgisayardan uzak kalışının yazması yani... Sana çok geçmiş olsun.

Berceste dedi ki...

Bence hemen araştır Hanife. Ben de araştırmamıştım hep süt vereceğim hayaliyle, sonradan çok pişman oldum. Beslenmede güvenemiyorduk, bebek ürünlerinde bile en iyi diye düşündüğüm firmaya güvenemeyeceksem düşün halimizi artık :((((

Hoşgeldin aynı kervana Böcürük, aynı şeyi yapmışız :(((( Avent'e mektup yazmakla başlayabilirsin. Sevgilerimle...

Bizlerin de Açalya. Aslında TV'da, haber programlarında konu ettiler. İlk orada duymuştum ben de. Ama ürünleri getirmedikten sonra ne işe yarar????

Teşekkürler tüm güzel dileklerin için Oya. O yazıyı ben yazmıştım, google chat kısmında duruyor o ;-)

Anne ve Bebisi dedi ki...

Konuyla alakasiz olacak ama Cambridge tarihi hakkinda verdigin link icin cok tesekkur ederim :) Bebekle geri donecek misiniz?

Berceste dedi ki...

Sonunda sesimi duyurabildiğime sevindim Anne ve Bebisi :) Beğenmene de sevindim. Çok büyük bir ihtimalle dönemeyeceğiz, hala belim kötü durumda çünkü :((

Ozgur dedi ki...

Sevgili Berceste,
Verdigin adrese bir email attim.Umarim sesimiz bir yerlere ulasir...

Unknown dedi ki...

Selamlar,

Ben de bebk bekliyorum ve alışveriş yaparken ne kadar çok kritere dikkat etmemiz gerektiği, üstelik de bütün bu araştırmalara rağmen sonuçta hala içimizin tamamen rahat etmediğini görünce şaşırdım doğrusu.

Bu konuda kesinlikle bir şeyler yapmamız gerekiyor sanırım. Öncelikle blog dünyası gerçekten çok güçlü. İşin içinde kadınlar ve özellikle de anneler olunca bence ciddi şekilde dikkat çekebiliriz konuya. İzninizle ben de sayfamda bu yazıya yer vermek istiyorum.

Ek olarak aklıma gelen madem bloggerda bu konuda sayfa açamıyoruz, facebook'ta konu ile ilgili grup oluşturup, sayfa açalım ne dersiniz? Bu şekilde blog dünyasında olmayan, ama interneti kullananlara da ulaşmış oluruz. Ayrıca dünyada en fazla facebook kullanıcısına sahip 3. ülke iken ve markalar da facebook'a oldukça duyarlı iken, yeteri kadar üye toplanabilirse konuya dikkat çekmek konusunda eminim etkili olacaktır.

Ayrıca bence de ortak bir yazı oluşturup, bunu basılı ve görsel yayın organları ile paylaşırsak (ve bunu pek çok kişi ayrı ayrı yaparsak) eminim bu konunun medyada yer almasını sağlayabiliriz. Bu da firmaların kendilerini baskı altında hissedip, harekete geçmelerini ya da annelerin bilinçlenmesini sağlayabilir kanımca.

Aklıma gelen naçizane çözümlerdi bunlar. Biraz uzun oldu ama sabah sabah yazıyı okuyunca kanım dondu gerçekten de. Biz havadaki toz zerresinden sakınırken minik yavrularımızı, şu hale bakın...

Yelish dedi ki...

Paylasım ıcın cok tesekkurler Cok faydalı bir post olmus

Bende alısveris arabalarına kemer taktıtabilmenin pesine dustum ama o kadar yalnız hissediyorumki kendimi..genede pesini bırakmıycam bu isin !!

sevgiler

Unknown dedi ki...

Selam Berceste, umarim sen ve bebegin iyisinizdir. Cok ilginc bir yazi. Biberonlarla ilgili boyle bir sey hayatta aklima gelmezdi. Senin olaylarin pesine dusmen hosuma gidiyor ayrica. Sevgiler.

Unknown dedi ki...

Sevgili Bercests,

Umarım bu konu gündemde kalır ve bir şekilde çözüme ulaşır. Birkaç forumda bunun tartışıldığına tanık oldum. Sanırım yavaş yavaş da olsa anneler bilinçlenmeye başlıyor.

Bu arada blogumuzda senin için ufak bir hediyemiz var. Bir ara uğrayıp alırsın...
sevgiler

Damak Tadı dedi ki...

Bebeğini sağlıkla büyüt canım..Belin içinde çok geçmişler olsun..Kendinize dikkat edin..Sevgiler..

Berceste dedi ki...

Dilerim Özgür. Teşekkürler.

İzin senin Dağlar Kızı. Ne kadar çok sesimizi duyurabilirsek, o kadar iyi. Facebook'ta benzer bir oluşuma kalkıştım ama bakalım ses getirecek mi? Şu anda biraz pasif kaldı benim çok fazla zaman ayıramamam nedeniyle. Ortak yazı için e-posta mesajını bekliyorum. Güzel bir öneri, haklısın. Aynen öyle gözümüzden sakındığımız küçümenler paragözler için hiçbir değer taşımıyor ne yazık ki, onların kazanacakları çok daha önemli :((((

Hiç yalnız hissetme kendini Yeliz, bunun da arkasındayız! Sevgiler.

Teşekkürler Sevgi. Ben de seni merak ediyordum, uzun süredir sesini duyamamıştım. Biberonlardan başka daha neler var :(((( Sevgiler...

Forumları bana da duyurursan sevinirim Dağlar Kızı. Bu konuda bulduğum kaynakları paylaşırım. Hediyenize teşekkür ederim :) Sevgiler...

Gül nerelerdesin? Senin de uzun süredir sesini duyamıyordum buralarda. Güzel dileklerin çok teşekkür ederim. Sevgiler...

MAYRI dedi ki...

Berceste nerelerdesin uzun zamandır yoksun.
İnşallah hastalık falan yoktur?

Berceste dedi ki...

Beli hala doğrultamadık ama geldim buralardayım. Sadece kafamı derleyip toparlayamama, Pon Pon hanımın bol bol sev beni, oyna benimle durumları mevcuttu.

fatma dedi ki...

Sevgili Berceste,

Evi Kedisii blogunda chicco cam biberonu tavsiye ettiği fatmayım, ben:) Normalde sei blogunu da takip etmeyim. Verdiği tavsiye için teşekkürler ama sei BPA ile ilgili yazını daha önce okumuştum ve orada cam biberonlardan anne sütündeki proteinleri geçmediğini yazmışsın. Bu kafamı karıştırmıştı, çünkü oğlum beni emmiyor ama inatla sağarak süt vermekteyim.Mama olsaydı, cam kullanacaktım hatta büyük oğlumda sütüm olmadığı için mama kullanmış ve o zamanlar bu ilgiler olmasa da camın daha sağlıklı olduğuna inanarak ve polikarbon biberonların sağlıksızlığı konusunda iç sesime güvenerek cam biberonla beslemiştim:) Şimdi iyiki öyle yapmışım, diye kendimi kutluyorum.

Peki anne sütünde ne yapmamı tavsiye edersin?
fatma

Berceste dedi ki...

Merhaba Fatma, protein kısmı doğru. Senin yorumunda ben mama veriyorsun diye algılamışım, yanlış isem özür dilerim. Anne sütünü biberon ile veriyorsan Medela öneririm. Medela tüm ürünlerinde BPA'sız garantisini verebiliyor. Bir de Timmie Toppee var. Türkiye'de Mothercare'de gördüm ama BPA'sız ibaresi olup olmadığına dikkat derim. Sütten ağzı yanan durumundayım çünkü :( Sen sağmaya kesinlikle devam et. Bizim inatçı da emmedi. Ben de bel fıtığı ameliyatıma kadar çıktığı kadar sütü inatla verdim. Ama ameliyattan sonra sağmak için oturamayınca süt de gitti :( Sevgiler...

benden, bizden... dedi ki...

böyle bir konuya değindiğiniz için teşekkürler... ilk defa sizden öğrendim açıkçası bundan sonra dikkat edeceğim...

sevgiler...

Berceste dedi ki...

Aman ne olur dikkat! Daha BPA'dan başka neler var, neler ama elim değip yazamadım :( Kafayı yememek işten bile değil, imalatçıların umursamazlıkları yanında! Sevgiler...

meraklı yengeç dedi ki...

üzgünüm konuya daha yeni dahil oldum biraz geç oldu ama http://www.delihamile.blogspot.com/ burdaki biberon başlığına da bakmanızı tavsiye ederim. Henüz hamile olmasam da zararlı içerikleri hiçbirimiz kullanmak istemeyiz. Blog da bahsi geçen firmayı google aratınca birkaç yerde bulmak mümkün.

Berceste dedi ki...

Teşekkürler Meraklı Yengeç, böylelikle yeni blog arkadaşlarım da olmuş oldu ama bizim küçümen pek rahat bırakmıyor internette gezinebilmem için :( Sevgiler...