

Tatile gittiğimde bazıları ile tanıştım, sizlere selam söylediler.
Ne demiştik ağustos ayında ''Çatılarda, yollarda adamlar var!'' Londra'da... O zaman merakla inekleri görmeyi diliyorduk. Dileğimiz gerçekleşti, gördük.
Onlar da dizi dizi hazırlanmışlar, süslenip püslenmişler gittiğimizde. Pek sevdim...
Teşhir süreleri dolunca, 24 Kasım'da müzayedeye çıkmışlar, ama yeni sahipleri kim öğrenemedim, çünkü web siteleri güncellenmemiş. Kimbilir belki de bilinmesin istediler...
Uzun metrajlı, animasyon film yapılacakmış haklarında. Konusu yavru ineğin gizli yolculuğu ve bunu gerçeğe dönüştürme cesareti olacakmış. Mesajı da ''Kendine inan, başkalarının da kendilerine inanmaları için esin kaynağı ol!'' imiş.
Ayrıca 2008'de yaz olimpiyatları ile birlikte Beijing'de binden fazla inek gezinecekmiş. Yolu o taraflara düşenlere duyurulur. Biz herhalde o kadar uzaklara gidemeyiz, ama belli mi olur, kısmet...
Gördüklerimin arasında en çok bilgisayarlarla haşır neşir olan bana uydu. Ama Defne, fotoğraf çeken bir inek gördüğünden bahsetmişti Nişantaşı civarında, o da gidip onun fotoğrafını çekecekti neler oldu bilmem... Mola dedi, sesi sedası çıkmamakta. Çekebilse ve ben de görebilseydim herhalde en çok onu severdim. Gerçi o da paparazziyi temsil ediyormuş ama siz fotoğraf çekenleri temsil ettiğini düşünün, paparazzileri boşverin.

Renkli, şenlikli, güzel, yakışıklı, endamlı, süslü püslü, düşündürücü, inaçlı, bilimsel, acıktırcı, tılsımlı, masalsı.... inekler geçti İstanbul'dan! Sonsuz hayal gücünün ürünü...

Nice böyle renkli etkinliklerin güzelim kentime renk katması, halkının da gereken değeri vermesi dileğiyle...