03 Mayıs 2007

Bahçeye Bakım Zamanı

Sevgili Ferhan sardunyalarının fotoğrafını bana hediye etmiş, çok teşekkür ediyorum. Bizlerden de sardunyalarımızın fotoğraflarını istemiş. Geçen sene alıp, güzel güzel çiçek açtıktan sonra kaderine terkettiğim sardunyam bana darılmış olduğundan, donlara da dayanamadığından, bu sene onu saksısında cansız bir halde buldum. Ne yaprağı vardı, ne de hayat belirtisi. Bu beni çok üzdü, kendime de çok kızdım.

Bu ülkeye gelinceye dek, çiçek bakımını, sudan başka birşey istemeyen, onu da ayda yılda bir versem bana darılmayan kaktüslerimden öteye pek götürememiştim. Ama gelin, görün ki, bu ülkede bahçe bakımı, çiçekler başlı başına bir sanayi ve ben de bu furyanın içine kendimi kaptırdım gidiyorum...

İlk başlarda bir apartman dairesinde yaşıyorduk. Bahçem olmayınca, iki uzun saksı ve bulabildiğim kadar derin kap kacağın içerisine lale soğanı ekmiştim. Hepsi de çıktılar çıkmasına ama küçücük alanlara dip dibe ektiğim için çiçek vermeye çalıştılarsa da başarılı olamadılar. Bende tümüyle bir hüzün... Üstelik o soğanları alınca, birkaç hafta buzdolabında bekletmiştim ki, ev şartlarında önce kışı, sonra da baharı yaşasınlar. Çünkü soğanların içinde biyolojik bir saat varmış ve o böyle zamanları bilirmiş! Kandırdık garibanları yani, ama onlar da çiçek açacak gibi yapıp, sonra açmayınca beni kandırmış oldular.

Sonunda bir de sinek basınca, benim gibi bu işe merak saran başka bir arkadaşımın bahçesine gitti benim saksılar. Orada da ne olduğunu keşfedemeğimiz bir yaratık tarafından yok edildi soğanlar! Bahçeli bir eve taşınınca, arkadaşım yeni aldığı hediye soğanlarla birlikte saksılarımı da geri getirdi. İçinde kalan sağ soğan var mı diye baktık. Bir iki tane bulup, yenileri ile birlikte onları bahçeye ektik... Bende bir heves, 3 ay gidip gelip baktım! Sonunda açtılar. 4 senedir de güzel güzel açıyorlar. Hem nergislerim hem de lalelerim...

Ev bizim olmayınca çok fazla yatırım yapamadık bahçeye, zaten geçen seneye kadar da pek yaz aylarını yaşayabildiğimiz söylenemez bahçede. Bol yağmurdan dışarı pek çıkma şansımız da olmuyordu.

Geldiğimiz ilk gün yukarıda gördüğünüz, ziyareti sırasında annemin bayıldığı naneler başlıca bitkimizdi bahçede.
Nanelerin binlerce çeşidi olduğunu, Türk nanesinin de bunlardan biri olduğunu biliyor muydunuz? Bizimkinin türü nedir bilmiyorum ama çok keskin bir kokusu var. Salatalarda kullanmaya bayılıyorum. Bizim bey de: ''Şehirde yetişen bitkileri kullanma, şehrin bütün isi pası üzerinde'' diyorsa da, dayanamayıp kullanıyorum, sakın söylemeyin!
Geçenlerde Aldi'ye uğradığımda, bir sürü bitkinin satışa konmuş olduğunu gördüm ama fiyatlarını bulamadım. Sonra dergisinden bulur alırım dedim. Aman ne büyük hata yapmışım! Fiyatları çok uygun olduğundan kapış kapış gitmiş. 4 defa üst üste gittiğim halde bulamadım. Çalışanlara, ''Ne zaman gelecek?'' diye sordum. ''Geliyor ve yaşlı bahçe meraklıları yüzünden anında bitiyor'' dedi biri. Ertesi gün, bir diğerine: ''Yeni mal saat kaçta geliyor?'' diye, daha akıllıca bir soru sormuş oldum. ''Öğlen saatlerinde gelirseniz bulursunuz'' dedi. Dün öğlen saatinde gidince yukarıdaki üzerinde ''Surfinia'' yazan çiçeği buldum ve hemen aldım. Petunyanın Amerika görmüşü imiş. Yani Amerika'daki doğal petunyalar ile Avrupa'dakileri çiftleştirip(biyolojide çaprazlamak diyorduk galiba) bu türü oluşturmuşlar. Bütün yaz dönemi boyunca açma kabiliyeti varmış.
Esas aklımda kalan da bu begonyalardı. Bahçelerin önünden geçerken hep görüyordum. Önce mini mini ekiyorlardı bunları, şirin şirin çiçek açıyorlardı. Sonra büyüyüp bütün yaz boyunca her yanları çiçek dolu olarak harika duruyorlardı. 4. günün sonunda nihayet kavuştum kendilerine. Karma renkli olanı seçtim, bakalım yaşatabilecek miyim?
Geçen sene ev sahibimiz evini kontrole geldiğinde; ''Asmadan yaprak kopartıp yiyebilirsiniz'' dedi! Ben de içimden lütfettin diye düşündüm! Üzümü pek olmayan, ama yaz boyunca şımarık bir şekilde dünyayı saran bir asma var bahçede. Ev sahibimizin erkek kardeşi dikmiş! Aynı zamanda oturulan bölümü, yeşil alandan ayırıyor, böylece diğer evlerin ikinci katlarından(daha yüksek bina yok zaten çevrede) sizi göremiyorlar. Çit niyetine asma yani! Hem yeşil, hem de ayrıyor alanı. Aslında geneli böyle ülkenin, tarlaları çitler, dikenli teller değil, bodur bitkiler ayırıyor birbirinden. Ama ne hikmetse bahçelerde tahta paravanlar var!
Bu çıtır çiçekler çileğimize ait. Evimizin pek çok çiçeği gibi o da arkadaşımın hediyesi. Dağ çileği imiş. Özellikle saksıya ektim, çünkü çilekler olgunlaşmaya başladığında, onları kuşlardan korumam gerekecek. Hediye eden arkadaşım önceki senelerde bahçeye ekmiş, gözü gibi bakmış, çileklerin olgunlaştığı gün de kuşlara kaptırmıştı. Üstelik hainler gagalayıp gagalayıp bırakmış, boşu boşuna mundar etmişlerdi güzelim çilekleri.
Yukarıdaki hercai menekşe bu seneki Aldi ziyaretlerimin sorumlusudur, fişlene! Geçtiğimiz hafta çeşit çeşit görüp almak istemiştim. Birini eve taşıyabildim sadece. Eşimin izin gününü bekledim taşımak için. Gittiğimizde hiç kalmamıştı! Onun hırsına aldım begonyaları...
Hercaileri arama operasyonu sırasında küpe çiçeğine rastladık arkadaşımla bahçe malzemeleri satan çok büyük bir yerde. Katmerlisini ne zamandır istiyordum... Ekip de sulayınca, iki kat boy attı. Kışa da dayanacakmış, bakalım, yaşayacağız ve göreceğiz... Arkasında görünen de açelya ama onun pek keyfi yok. Ya aldığımızda ölüme meyletmişti ya da yerini sevmedi!
Çuha çiçekleri kendiliğinden çıktılar. Ben de çok mutlu oldum ama onların yüzünden o bölgenin çimlerini biçemez olduk!
Bu gördüğünüz çiçek, pek benzemiyor çiçeğe ama, ahududuna ait. Geçen yaz bol bol meyve verip beni mutlu eden ahududuna... Bu seneki çiçeklerine bakılırsa daha da mutlu edeceğe benzer!
Bu da kendiliğinden çıkan, öbek öbek bahçeyi kaplayan kır menekşeleri. Aslında yabani ot diye temizleyip atmam lazım ama kıyamadım.
Unutma beni çiçekleri tam bir bahar havası estiriyor.
Komşumuzun bahçesinden bizimkine göç etmeye çalışan fındık! Onun yüzünden elma ağacımız göğe yükselmeye karar vermiş. Enine tek bir dal bile uzatamıyor. Bu zararının yanında, verdiği fındıkların içi boş olmasa da kendini affettirebilse...

Velhasıl kelam ben bu aralar ortalarda yoksam, bilin ki bahçedeyim!

22 yorum:

evcilkedi dedi ki...

Hepsi çok güzel de, ben en çok ahududunu kıskandım! Oranın iklimine bayılır zaten, Ankara'dan özene bezene getirdiğim fideler buranın sıcağına dayanamadı maalesef. İlk yıl ürün verip ikinci yıl protesto ettiler. Güle güle ye meyvelerini Dilek, bahçeden toplamak gibisi yok:-)

Açalya dedi ki...

Açelya'lara iyi baaaakkk, öldürme onları bakiiim hmmmm.

Berceste dedi ki...

Cahil ben çalı sanıp bahçenin oturulan bölümündekileri kesmeye kalkmıştım bir de biliyor musun Tülin :) Gariplerim meyve verince nasıl üzüldüm! Bu sene gözümün içi gibi bakıyorum. Çok sıcak havalarda toprağını kontrol edip suluyorum. Burada adet ekilen bitkinin yanına ne olduğunun da kaydının bırakılmasından yana ama biz devir aldığımızda hiç böyle kayıt falan yoktu. Şimdi ben ektiklerimin yanına ne olduklarına dair kayıt bırakıyorum :) Bir aya kadar uğrarsan buralara, birlikte yeriz, yok olmadı, ben buradan sunarım senin için. Sevgiler...

Kızma Açalya, ben elimden geleni yapıyorum. Birlikte aldığımız arkadaşınkini kızı sulamayı unuttuğu için küstürdük ama benimkinin derdi nedir çözemedim. Aynı ismi taşıdığınıza göre, sen biliyorsundur belki püf noktasını. Söylersen öldürmem!

Unknown dedi ki...

Ben de heveslendim şimdi. İlk fırsatta bizim bahçeden yazayım bari.

evcilkedi dedi ki...

Ah keşke gelebilseydim...ama sitende fotoğraflarını da görsem yeter. Bu arada gevezelik edip bir püf noktası da söyleyeyim, her baharda bir yıl önce meyve veren dalları köke yakın yerden kesmek gerekiyor. Çünkü her dal bir kez meyve veriyor. Bu yıl çıkan yeni kuvvetli sürgünler de seneye meyve verecekler. Bu zincirleme budama işini yaptığında meyve üretimi epey artıyor. Belki biliyorsundur, ama çenemi tutamadım:-) Sevgiler

Hulya dedi ki...

dilek;
cok begendim bahceni,bende resimliycem benim tarlami yakinda:)pancarlar,domatesler kabaklar,fasulyeler ..Annme tohumdan ekti cokda iyi bakti,insallah yemek de nasip olur..benim aklim kupe ciceginde,en sevdigim cicek..oyle nazli,alimli bir udurus var ki..
sevgiler

Çileksuyu Sibel dedi ki...

dilekcim bizim cicekler hep oluyor bahcede..ayni bnde senin gibi burda ogrendim bir cok seyi bahce ile ilgili,ama cok iyi ogrenememisim ki soganlarim ve ciceklerim tilkive kuslara birde sincaplara esir oluyor...ne eksem oluyor..bu arada soganlar ekilince,hani belirli bir sure sonra oluyorlar ya,saplarini birakiyormusun sen..ve hersene cogaliyorlar mi..bunu hep sormak istemistim de...bu arada ben feslegenlerimi saksiya ektigimde de maf olmuslardi:(

Papatya dedi ki...

Dilekcim bahceniz hep cicekli ve bol verimli olsun insallah!
Gercekten de insan nasil kiyar ki o kir menekselerine... en cok onlarin rengine bayildim :)
Ahududulardan artik tatli birseyler yaparsin bizlere ;)
Sevgiler,
Papatya

Adsız dedi ki...

bercestem tr'ye yerlesince insallah benim de bir bahceli evim olursa sana danisirim artik, bu cicek nasil yetistirlir, buna nekadar su vermeli... diye :)

Berceste dedi ki...

Eh heveslen ya Pınar, sen de bahçeni anlatıp da başka bir fotoğraf koyunca şaşırmıştım ben... Hem yaz, hem de fotoğraflar senin olsun lütfen ;-)

Belli mi olur, düşer belki yolun buralara Tülin! Bilmiyordum, iyiki söyledin! Bu sene meyvelerden sonra dalları belirleyip budamalı o zaman! Bu acemi, her zaman yardımlarınızı bekler efendim :) Teşekkürler...

Tarla! Oldu Hülya! Bahçeyi aştık, tarlalara başladık artık ne güzel :) Anneni iyi gözlemleseydin sen de... Zamanında gözlemlememiş olmanın cezasını çok çektim ben bu ülkede! Bana birşeyi anlattığında amaaan ben yapmam ki, amaaan ne işime benim der dururdum. Buraya gelip tek başına kalınca, iş başa düşüyormuş :) Küpe daha açmadı, bakalım çiçekleri nasıl çıkacak?

Soğanlı çiçeklerde, çiçeklerini ölünce kopartıp, yeşil kısımları sararana dek bırakıyorum Sibel. ''Dead head'' diyorlarmış buradakiler bu işleme. Çiçeği kopartmazsan, soğanın kuvveti ona gidiyormuş. Yeşil kısmı kopartırsan da soğanın gücü azalıyormuş. Kendini toparlaması, bir sonraki sene çiçek açması için bu işlem yapılmalıymış. Bu seneye kadar gayet güzel açtılar. Bu sene yeşil kısımları da geçtikten sonra, topraktan çıkartıp, nasıl olduklarına bakacağım. Yanında yumrusu varsa ayıracağım. Özellikle sümbüller yanından yeni yumru çıkartıyorlar.
Senin çiçeklerinin bahçede ölme sebepleri susuz kalmaları olabilir mi? Bizim mutfak penceresi bahçeye bakıyor. Yemek hazırlarken gözüm bahçede oluyor. İki gün yağmur yağmazsa, ben çıkıp suluyorum onları. Kara kargaya benzeyen kuşlar, güvercinler, cirit atıyorlar ama çiçeklere pek birşey yapmıyorlar. Tilki de ezer en fazla... Başka bir sebebi olmalı! Geçen bütün yaz reyhanlarım saksıda durdu, gayet güzel salatalarda kullandım. Üstelik Sainsburry's den saksıda aldığım, sıradan bir reyhan idi. Yaşayacağını bile düşünmemiştim. Sen bahçenin nereden güneş aldığına bir bak. Hangi çiçek güneşi, hangisi gölgeyi seviyor belirle, sulama işini de unutma, bir de böyle dene bakalım ne olacak?

Teşekkürler Papatya, amiiiiin diyorum ben bu dileğe! Ahudular tek tek oluyorlar, ben de kuş misali, tek tek dıdıklayıp yiyorum onları, çok kötüyüm değil mi? :P Sevgiler bizden efendim...

Ohooo Rahşan, senin ekip kuvvetli, bana sıra gelmez bence. Sen Sapanca'da ilk karalahana hasadını öğrenirsin kesin! :) Dilimin döndüğü kadarıyla söylerim...Sen hayırlısıyla bir gidip, yerleş de... Bak bahçeyi de öyle zırt pırt değiştirmek yok ama tamam mı?

Açalya dedi ki...

Acelya'lar genel olarak hafif golgeli yerleri seviyorlar (gerci sizin oralarda pek sorun olacagini sanmam) ancak gunun belli saatlerinde gunes gormesi tavsiye ediliyor. Ornegin bir agacin golge yaptigi, aralardan, oradan buradan gunesi gordugu yerleri seviyor bu acelyalar. Cok iyi su geciren mutlaka ve mutlaka organik topragi seviyor sonra, cok sulanmayi sevmiyor, fazla derin dikmeyeceksin, kokleri cok kisa bir cicek acelya, oyle normal gubre kullanmayacaksin, mutlaka acelya yada rhododendron gubresi olmali, acelyalar icin ozel topraklar ve gubreler var, mutlaka bulursun.

OUR BEAUTIFUL HOUSE&GARDEN dedi ki...

Berceste sevgiler canim, cok haklisin biraktigin mesajinda. Kücük bir aciklama yapayim: Ben gercekten yeni linkte devam etmek istiyordum ama cok ziyaretcim eski blogumu terketmedi. Dolayisiyla yenisini almanca eskisini türkce olarak devam edecegim. Zahmet olmazsa sen tekrar digerini de ekle bloguna yada bannerimi al.
Sevgi ve selamlarimla Sonja...

http://www.wilderrose.blogspot.com/

ipek dedi ki...

Ohh içim açıldı benim.
Anlattığın gibi; balkondaki saksılara ne bulursam ekiyorum-dikiyorum. Apartmanda yaşamanın sıkıntısı. Avokado çekirdeğini de sokuşturdum en son limonun dibine. bakalım ne olacak?
Mimi geçenlerde söze şöyle başladı:
"Biz bu evden taşınıp, bahçeli evimize gidince..." Artık özlemini mi dile getirdi, yoksa çocuğa malum mu oldu bilemiyoruz. Gerçekte böyle bir durum yok tabii.
Dilek ciğim bayılıyorum senin bu doğa aşkına ve bizlerle paylaşmana. Tadını benim için de çıkart lütfen.
Daha önce de yazmış mıydım? Sayfana rss koymanın bir yolu var mı?
Sevgiler
ipek

NAZLICA dedi ki...

Sevgili Berceste inan yüzüme bir gülümseme oturdu sayfana geldiğimde. Bitkilerle uğraşmak insanı rahatlatıyor.Hele bir de çiçeklenmeye başladığında değme keyfine. Mor menekşe çok gariban bir bitki. Ben de apt.'nın önüne bir kez ektim her yıl çoğaldılar. Kendi kendilerine açıyorlar,bakan ilgilenen yok.Bahçeli ev gibisi varmı, apartman katlarında tıkılıp kaldık, küçücük balkonlarda ne yapabilirsek yapıyoruz.Ellerine sağlık. Bol çiçekli, meyveli sağlık dolu günler diliyorum canım.Sevgiler

Berceste dedi ki...

''Zor Kadın'' şarkısı kimindi? Sertab'ındı galiba! Yazdıklarını okuyunca bu çiçeğe onu söylemek geldi içimden :) Hani çiçekler şarkı severlermiş ya, benimki de belki bu şarkıyı sever :P Dün solan çiçeklerini topladım ki goncalar açabilsin, sanki biraz kendine geldi gibi. Bakalım ya kısmet! Bilgiler ve de adaşını koruma çabaları için çooook teşekkürler, bebişi ve seni öpüyorum, nasılsa az kaldı yüzünü görmeye bebişin değil mi? Hayırlısı ile inşallah, o da bizlerle olacak :)

Yeniden değiştirdim Sonja :)

Bakonda çiçek yetiştirmenin en büyük zorluğu, yazın kendimize oturacak yer bulamamaktı İpek. En son İstanbul'da annem de abartmıştı. Koca kışı masanın üzerinde geçirip, iyiden iyiye büyüyen bir tür zambak için yazın yer bulunamayıp, komşularımızdan birinin bahçesine göç ettirilmişti gariban! Babandan ilham alıp ben de bahçede bir yerlere gömdüm avokado çekirdeğini, bakalım ne olacak? :) Mimi'ye malum olup, Allah söyletmiştir inşallah! RSS konusunda da bakınız bir önceki yorumunuza cevabımıza efendim ;-)

Ferhan ile senin sardunyalarınızı görünce de benim öyle oldu Nazlı. Eskiden toprağı elleyemezdim. Bizi tetanoz konusunda falan çok korkuttular anlaşılan. Şimdilerde çiçek aşkıyla birlikte, elim mahkum elliyorum :) Apartmanlar sizlerin elinde çiçek bahçelerine dönmüş ama ne güzel. Kullanılmayan eşyaları, hiç görünmeyecekmiş gibi balkona yığan yurdum insanına karşı, sizinki bir nevi görüntü kirliliği giderip, huzur bulma türü. Sizlerin balkonlarıyla şenleniyor insanların gözleri, ne güzel. Bahçeler burada bencilce sadece sahiplerine ait, içlerini sadece onlar görebiliyor, bir de ziyaretçileri! Dileklerin için teşekkür ediyor, elinden nice güzel çiçeklere diyorum. Sevgiler...

Dilek'ce dedi ki...

Sevgili Dilekcigim,
ben de petunya aldim! Ciceklerinin rengini bilmiyorum. Begonyanin ise turunculusundan almistim. Fakat benim ki sadece bir tane.
Ben IFE'ye hamile iken Göttingen'de ilk kez aldiden cicek almistim balkon icin cook memnun kalmistim. Hem gezi olsun hem ucuz cicek alayim diye gitmistim 45 dakika yürümüstüm:)
Aslinda ben her yil cuha ve hercai menekse alip dikerdim. Bu yil tasinmadan ve ilik gecen kisin benim düzenimi karistirmasindan dolayi güzelim balkonumu ihmal ettim. Annemin bahcesini görüp gelince birsey yapmaliyim dedim ama... Iki hafta evde yoktum. Gülüm acmis ne sevindim. Baska adinin türkcesi aklima gelmeyen bir cicegim dolu dolu acmis, gecmis iki haftada cok bozuldum:(
Emegini, cicekelerini doya doya görüp tadini cikarabilmen dilegiyle...
Sevgiler

Adsız dedi ki...

Berceste bloğun bahar bahar .. bayıldım.. 12 ay süren yoğun inşaat döneminden sonra bahçeli evimize taşındık.. Öyle yorulmuştum ki bahçe ile ilgilenecek gücüm olmadığını ve çim çim bırakacağımı söylüyordum herkese tabi senin bloğunu ve seni ziyarete gelene kadar.. Ne kadar güzeller her biri ..
Unutma beni çiçeği favorim...
sevgiler

Adsız dedi ki...

Merhaba Berceste,
Bitkilerin gürbüz bebekler gibi sağlıklı görünüyor. Sen herhalde o yeşil parmak denilenlerdensin:)
Açelya'yı geçiyorum. Çünkü ben de açelya kurutanlardanım! İngiltere gibi nemli ve az güneşli ortamları sevdiğini okumuştum. Çocukluğumda evimizde katmerli küpe çiçekleri (hem onlar iki renk olurdu: mor ve pembe birlikte)vardı annemin yetiştirdiği. Ne gösterişli çiçektir değil mi? Benim balkonda iki yaşında bir fındık var ama yaprakları yemyeşil. Sizin komşu fındık acaba değişik bir tür mü? Madem bahçen var sebze de yetiştirebilirsin bence. Hadi gel seni bizim organik pembe domates çetesine alalım :))
Sevgiler, selamlar.

gezicini dedi ki...

çok güzel çiçekler çoook :-) hemen praktiker yapılmalı, çiçek alınmalı, saksılar ve toprak gözden geçirilmeli. geç kaldım geç :-(
sevgiler
gorki

Berceste dedi ki...

Benim petunyalar da ne renk çıkacaklar bilmiyorum Adaşım! Üzerinde koyu pembe gibi görünüyor ama, kısmet bakalım! Dileğin için teşekkür ediyorum, senin için de yaz çiçekleri öyle olsun.

Teşekkürler Nur, ne güzel yeşil yeşil çim heryan! Bizimkinde de ortası çim, çitin kenarlarına ektim ben de cumartesi günü çiçekleri. Bir de bilgisayar başında oturunca baktığım dar bir alan var, oraya. Hem mutfaktan göreceğim, hem de salondan. Sen de ortanca ekebilirsin, hem çimlerle uyumlu olur, hem de dolu dolu çiçek açar... Unutma beni çiçeğini çoğu bahçeyle uğraşan ot diye atıyor. Çabuk ürediği için diğer çiçekleri boğuyor, aslında benim de lalelerime zarar vermiş, ama seviyorum keratayı :) Sevgiler...

Ah çok teşekkürler Şefika, yok yok nerde yeşil parmaklaaaar, nerde ben! Küpenin çiçek açmasını sabırsızlıkla bekliyorum şimdi. Yeşilleri aldı başını gidiyor da, çiçekten eser yok daha! Benim bildiğim fındığın da yaprağı yeşil olur, bunda oynamışlardır genleri ile belki de ya da değişik bir türdür bilmem. Fındıkları boş çıkıyor ve elmaya zarar veriyor onu biliyorum! Sebze için uygun alan yok, bir de ev bizim olmadığı için serbestçe her istediğimizi yapamıyoruz. Ev sahibinin ektikleri var, bir de kenar, köşe benim yer bulup ektiklerim. Olmadı saksılara ekip taşlı alana koyuyorum. Sizin çete süper, hatta fotoğrafları karıştırıp seni de gördüm ;-) Çok isterdim de, bir gün Türkiye'ye dönünce! Bir arkadaşım ev yaptırdı bahçeli, ona söyledim ama. Sevgiler...

Teşekkürler Gezicini :) Hayatta hiçbir şey için geç değildir değil mi? Sen de yaz çiçeklerini ekebilirsin. Begonyanın bir türü var mesela, tam şimdi ekim zamanı. Tigris var, soğanlı. Çok severim onu. Bence niyet et, gerisi gelir! Sevgiler...

ZenginAnne dedi ki...

Merhabalar petunya için evde derin bir saksı var onu kullanmam uygun mu? sevgiler

Berceste dedi ki...

Merhaba @ZenginAnne evet kullanabilirsiniz.