Berceste'yi yazmaya başladığım zaman ilk yazılarımdan birisi idi Kompost yapımı. İngiltere'deki hemen hemen bütün bahçelerde kompost yapılır. Hangi çeşidi o eve, aileye uygunsa onu seçerler ve çöplerini ziyan etmezler. Aslında çöpler birer altın!
Evinde kompost yapması mümkün olmayanlar için ise yeşil renkli çöp bidonları vardır. Bunların içine atılması gerekenler tümüyle kompost yapımına göre seçilmiştir. Yeşil renkli bidona talimatlara uygun olmayan bir madde atıldığına rastlandığında da o evin ahalisine bir güzel ceza yazılır. Herkes kuralları bilir ve uyar!
Bugün dışarıda sokakta bir ses, bir harıltı, homurtu... makine sesi...
Böcüğün servisi geldiğinde, onu almaya gittiğimde, anladım durumu. Site yönetimi belediyeye haber etmiş, belediyeden görevliler de otları biçmeye gelmiş. Onlara göre şekilsiz, gereksiz otlar, böcükle benim en büyük oyunlarımızdan biri haberleri yok elbet! O otların arasındaki en ufak farkı farkeder olmuştu böcük son dönemlerde. Tek tek de çiçeklerin adını biliyordu.
Hele bir tanesi vardı, sarı hindibagillere benzer birşey, ama karahindiba değil, bunun boyu uzun, bizimkinin boyunu geçer olmuştu hatta, böcük de ona her sabah günaydın diyordu! Üzerinde karınca, böcek var mı bakıyordu. Mutluyduk otlarımızla, yani doğanın bir parçasıyla.
Böcük servisten indi, yolun yanına baktı bir çığlık!
''Anneeeeee, bütün çiçeklerimizi OLDURMUSLER!'' Bütün ballıbabalar git - miiiiş! Bütün karahindibalar giiiiit - miiiiş!
Durumu kurtarmak için, anneciğim bak arada minelerden kalanlar var ve ağacın kovuğundaki ballıbabalar da duruyorlar desem de, avutamadım küçük hanımı. En çok da günaydın dediği çiçeğin gidişine üzüldü!
''Anne bu insanlar neden böyle yapmış, ne istemişler bizim çiçeklerimizden?''
İçimden ah kızım o insanlar daha neler yapıyorlar bir bilsen desem de, olsun anneciğim başkaları çıkar, arada kalanlar da var bak diyerek konuyu dağıtmaya çalıştım.
Benim içimde kopan fırtınaları bir bilse böcük!
Her sene site yönetimi ile bir kutu yapıversek de biçilen otları, dalları, hatta evlerinizdeki atacağınız gazeteleri buna koyuversek der dururum. Ama dinletemem sözümü...
Oysa evinde kompost yapan arkadaşlarım var. Biz de eve kırmızı Kaliforniya solucanlarından aldık biraz. Aslında onları okula götürmek için aldık ama okulda solucan kulesi için hazırladığımız boru bitmemiş(sanat öğretmeni üzerini süsletecekti) o yüzden solucancıkları evlerine bırakamadık. Şimdilik böcüğün evcil hayvanı oldular. O öyle diyor!
Okulda da çocuklar bayıldılar, inanılmaz sevdiler. Öğretmenler ve okulun sahibi bütün gün benden fellik fellik kaçarken, çocuklar biraz daha solucanı elimizde tutabilir miyiz öğretmenim diye kovaladılar.
Şimdi niyetimiz yukarıda fotoğrafını paylaştığımız Atölyeye katılmak ve detayları ile İknur'dan bu işi iyice öğrenmek. Özellikle de solucanları... Çünkü en verimli gübrelerden birisi solucan gübresi.
Siz de katılmak isterseniz, ipermakulturkolektifi@gmail.com adresine kaydınızı yaptırabilirsiniz.
Orada görüşmek üzere...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder