Bizi trenden indiren, kendine çeken bina ile tanıştırayım öncelikle sizi. Epey ilginç değil mi? Artık ağaç sevgisinden mi? Yoksa ruhsat almanın bir yolunu bulmak için mi bilmem, ama içinde oturalamayacak bir binayı inşaa etmek hangi aklıevvelin işidir çok merak ettim. Bizim üst kat komşularına ithaf oluna! Binanın yeri nefis. Balkonlar deniz manzaralı. Semt gecekondu semti. Her daim İstanbul'da yaşanan gibi, lüks villalara komşu, ama işin ilginç tarafı aynı zamanda Büyükşehir Belediye Başkanı ve Vali'ye de komşu! Senelerdir orada öylece dururmuş. Semt sakinleri, ilk defa görenlere, fotoğrafını çekenlere epeyce alışık. Yanındaki sarmaşıklı ağaç kuşlara ev olmuş.
Ve Evren'in bu ve bu yazılarında okudukça her daim yeniden aşık olduğum kayın ağacı da meğer başrolde imiş! Geçen hafta başka bir yerde görür görmez Evren'e sevinçle müjdelediğim, yakınına kadar gidip bambaşka sebeple fotoğrafını çektiğim güzelim ağaç! Baştan kayın zannetmiştim ama Evren acil haber uçurdu, bu kayın değil, başka bir ağaç dedi. Kim olduğunu arıyoruz şimdi...
Bahsettiğim yazılara yorumumda ''Gözünü seveyim!'' sözü acaba bu ağaç için mi yazılmış demiştim. Evren her kırılan, kaybolan dalın olduğu yerde bir göz beliriyor dediğinde, bu ağacın fotoğraftaki gözlerine bakıp, okşamış, Allahım sen neler yaratıyorsun demiştim!
Ama garibanı bu halde görünce, Allah'ım verdiğin aklı neden böyle kullananlar var diye düşünmekten geri kalamıyorum şimdilerde. Çok mu zekiler, çok mu aptallar, çok mu uyanıklar bilmem. Ama hem inşaat için harcanan paraya, hem de ağaca yanarım bu durumda. Hoş kuşlar mutlu idiler dallarında, ağaç da şimdilik bu ortakçıl yaşamdan mutlu görünüyor ama durup durup hangi akla hizmet diye hayıflanıyor benim iç sesim.
Ağacın gözleri de şahitlik yapıyor. Bir mahkeme olsa, onların şahitliği sayılsa, kim bilir bu bilge ağaç neler görmüş, neler duymuştur?
Sabra, sabırlı yaşama, huzura, ermişliğe dair ondan öğreneceğimiz kim bilir ne kadar çok şey vardır?
Gel Livaneli, seninle Karlı Kayın Ormanı'nda şarkısını söyleyerek bitirelim yazıyı... Ağaç kayın olsun ya da olmasın!
8 yorum:
Dileeek,
bu agac kayin degil. kayindan baska gözleri olan agaclar var galiba fikrine varmak üzereydim zaten, bunu gördüm tam oldu.
Tomurcuklari hayal meyal seciliyor ama kayin degil. Gövde rengi de kayin degil.
Kavak olabilir, emin degilim ondan da...
Daha sonra yazacagim tekrar detayli...
Ağaçtan pek anlamam ama benim teşhisimde kavak
ben bu milleti cozemedim walla...cok ilginc!
Evreeen, az daha hata yapacaktım bak, ilk dakikada Hızır gibi yetiştin :) Sağolasın. Ben senin yazından tek gözleri olanlar Kayın kanaatine varmışım. Demek ki, başka ağaçlar da varmış. Kavak olabilir mi bilmem. Atkestanesine benzer meyveleri olur mu kavak ağaçlarının? Araştırmak lazım! Ben gözleri sevdim ama çok. Anlamlı da! Ya inşaata ne demeli???
Bay Yazıştay, artık bir zahmet blogunuza el atsanız da iki satır yazsanız! Neye göre teşhis ettiğinizi bir zahmet belitseniz.
Değil mi Benden Bizden. Hiç mi beyni yok bunu bu şekide yapanların. Boyamış bir de! İçine girip oturacak! Oldu olacak, merdiven de yapmasın, ağaca tırmanarak girer eve, ne gerek var merdivene. Of oooof!
Aaaa bir de Bay Yazıştay, ''benim teşhisim de'' derken ''de'' ayrı yazılır ;-P
Kayin miydi, degil miydi derken arada evin absürdlügü kaynadi gitti :) Agac sevgisinden olsa gerek. Yoksa agac kesmek kolaydir bizim memlekette. Ama can güvenligi?
Ak kavak (Populus alba), sevgiler...
Teşekkürler Taşlıbahçe...
Yorum Gönder