22 Kasım 2010

Bulaşık Makinesi ve Bulaşık Yıkama Usulüne Dair


Sofrayı toparlayıp, bulaşıkları makineye yerleştirdim, bulaşık deterjanını da koyup, makineyi çalıştırdım. O sırada tıınnn dedi, ne zamandır kafamın içinde dönüp dolaşan soru, gene soru haznesine düştü.

Şimdi, biz bulaşıkları elde nasıl yıkarız? En basit haliyle, kir durumuna göre, önce bir sudan geçiririz, sonra elimizin dayanabileceği sıcaklıkta bir su ile deterjan ya da zeytinyağı sabunuyla bir güzel köpürte köpürte, yağı, kiri çıkıncaya kadar yıkarız. Ardından da benim açımdan tabaktan gıcır gıcır ses gelip, sabunların gittiğine emin olana dek durularız. Sonra bulaşıklığa kurumaya, sonra da yerlerine...

İşin doktorasını yapacağım diyenlere mi, yoksa çok şaşkınlara mı bilmem, buyrun burada bir de bulaşık yıkama klavuzu.

Gelelim İngiliz usulüne...

İlk İngiltere'ye kuzenlerle gezmek için gittiğimde, kuzenin kayınvalidesi yemekleri hazırlıyor diye, biz de bulaşık işine soyunmuştuk. Evde bulaşık makinesi mevcut da, ona nadide kız muamelesi yapıldığından mıdır bilmem, oturması tercih ediliyor, kuzenin kayınvalidesi ile kayınpederi bulaşıkları yıkıyordu. Biz de olmaz, evin gelini ve onun kuzeni gençler dururken ayıp olur dedik, sıvadık kolları, girdik bulaşığa... Girdik de, kayınvalide tepemizden eksik olmuyor! Can hıraç birşeyler anlatmaya çalışıyordu. Damada dedik bu böyle olmaz, ne diyor bu hatun, biz anlamadık. O yok birşey, yok birşey diye geçiştirdi. Aldı annesini gitti. Ama hatun ısrarlı, gene dikildi tepemize birşeyler anlatmaya çalışıyor. Biz de anlamamakta epey ısrarlı çıktık ve seneler sonra İngiltere'de yaşamaya başlayıncaya kadar da kadıncağızın tepkisini anlayamadık(kuzen ve İngiliz damat Türkiye'de yaşıyorlar) gitti... Bulaşığı, birimiz sabunluyordu, birimiz duruluyordu, işimiz bitince de kurulayıp kaldırıyorduk. Bulaşıklıkta tutma adetleri yok zannediyorduk. Meğer iş böyle değilmiş!

Televizyonda dizilerde dikkatimi çekti ilk, sonra yemek programlarında, sonra da orada yaşayıp İngilizlerle evli olan arkadaşlarımdan öğrendim ki, durulama adeti yokmuş bu milletin! Ta daaaam... Tam benlik bir gerçeklik!

Nasıl yani, sabunlu sabunlu mu kaldırıyorlar tabakları?
Yok canıııım, kuruluyorlar ya!
Nasıl yani... Kurulanınca sabun gitmez ki!
Eh işte, gitti say...
Nasıl gitti sayarım ya, sabun mu yiyorum ben şimdi?...
Oooo o kadar uzatırsan yaşayamazsın burada. Gittiğin en ala lokantada ne yaptıklarını ne biliyorsun ki?
Eyvaaaaah!

Kadıncağız boşuna dövünmemiş biz bulaşık yıkarken. Gitti suya bir sürü para! Biz bir de gıcır gıcır ses çıkana dek durulayınca, kadıncağız kesin erimiş bitmiştir ki, vücut dili de bunu söylüyordu. Hani mükemmel olmasa da İngilizcemiz de var o zamanlar, ama niye anlayamadık, nedir bu kadının hali dedik durduk. Oğlu bizim âdetimizi bildiği için, sonra bizim orada yemek yemeyeceğimizden korkup açık açık söyletmemiş olsa gerek. Dolandırıp durduğu cümlelerden de anlamadık, anlamaya bir dirhem bile yaklaşmadık, zaten bulaşık durulanmadan yıkanmaz ki!!!

Vay başıma gelenler... Şimdi ben bu ülkede durulanmayan bulaşıklarla ne yaparım. Zaten başkalarının evinde birşey yememek için 10 takla atarken, takla sayısı çıkar mı 20'ye dedim durdum. Ama zamanla düşünmemeye alışıyor insan. Çok da dışarıda yememeye, gittiği yerde dikkat etmeye. Kafama takmadan yaşamayı başardım, başarmasına da, şimdilerde şu soruyu kafamdan atamıyorum.

Bulaşık makinesi denen alette fotoğrafta gördüğünüz üzere, üç işaret var. Birisi yıkamayı, diğeri parlatmayı, öbürü de kurutmayı gösteriyor. Acaba bu bulaşık makinesi imalatçıları durulama da yaptırıyor mu aradaaaaa, yaptırmıyor mu? Yaptırıyorsa, niye onun işareti yok?

Not: Bu anektodu anlatmadan da geçemeyeceğim, bir diğer kuzen, evlenip Hollanda'ya yerleştiğinde, eşine su şirketinden bir mektup gelir, su giderinizde anormal artış var, borularınızda kaçak olabilir, kontrol ettirin! Bu sıralar makine dışında bulaşık yıkaması yasak olsa gerek...

28 yorum:

Adsız dedi ki...

böggkkkk
bizi bozar bu durum :)

munevver dedi ki...

Dilek, bir ara ben de bu duruma takmıştım. Durulama yapmıyor bu makinalar diyordum, ve içim rahat etsin diye de kendim duruluyordum. Sonraları bu huyumdan vazgeçtim ve düşünmemeye çalıştım. Ayrıca makinaların daha az su harcadıkları fikrine pek inanmıyorum.

İngilizlerin bu iyi durulamama olayını biliyorum; ama, bir şeyi de düşünüyorum: Kanser vakaları ortalamanın çok üzerinde mi acaba?

Bayramınızı da gecikmeli olarak kutlayayım.

Sevgiler hepinize.

Adsız dedi ki...

Berceste abla , bana yorum bırakmışsın.Deli gibi doluyum bu günlerde.Az önce feci ağlama krizindeyken yorumunu okudum hepten bir ağlama tuttu.Neden benim başıma geliyor tüm olumsuzluklar? Ben tüm işlerimi kendim yaptım ama arkadaşlarım hep yattı aileleri gitti uğraştı ama onlar vize aldı ben alamadım neden ? :((( Ve 3. sınıf dünya vatandaşı olmakla suçlanıyorum. Ben bunu haketmiyorum.Paran varsa Bilkentte oku dediler.O zaman kimse yurtdışına çıkmasın :( Hiç iyi değilim ben, uyku düzeni diye birşey zaten kalmadı.Niye ben Berceste abla neden ?

Berceste dedi ki...

Dilerim duruluyordur bir güzel Kiraz Sevdası :) Bozmasın sizi de, bizi de :)

Kendimiz durularsak, makinenin ne faydası olacak ki Münevver hanım :((( O zaman elimde içime sine sine yıkarım bir güzel! Gıcır gıcır... Toplamda zamandan da tasarruf sağladığı için daha karlı geliyor bana. İnsan gücü, o insanın yıkama esnasında harcadığı su, aydınlanmada kullandığı elektrik toplamda makine daha ekonomik geliyor ama ekonomiden çok zamandan kazanmak güzel oluyor. Kanser vakaları zaten artmış olduğu için ve bağlı olduğu pek çok sebep olduğu için bir tek bu konuya bağlayamayız ama değil mi? O yüzden sorunuzun net cevabını bilemiyorum :((( Sizin de Bayramınız kutlu olsun, tüm sevdiklerinizle dilediğinizce nicelerine...

Ben Ashley mi demeliyim, KonTiki mi, önce onu de bana. Sonra da seni üzdüğüm için çok üzüldüğümü söylemem lazım :((( Yani o satırları yazarken, her manide bir hayır vardır, senin için en güzeli olsun dedim. Ağla demedim ki ben :((((( Sonra sonra niye ben dersen, çözümü olmaz ki hiçbirşeyin :(((( Hay Allah, geliyorum hemen şimdi sana ziyarete...

Ingiltereden Alisveris dedi ki...

cok ilginc degil mi!? bana gelen bir ingiliz misafir yemekten sonra yardim icin bulasiklari yikamak istedi iyi tamam dedim allahim bi baktim sabunlar kopukler suzulup duruyo :) sesimi cikarmadim . o gittikten sonra bi guzel tekrar yikadim . ee hani kanser yapiyo diyolar ee bu millet bilmiyo mu bunu bende bunu anklayamiyorum bir turlu herseyin iyisi digrusunu sagliklisini bilen bu meillet nerde ya ?yukarda ki yuorumlarin birinde kanser orani demis onu bende merak ediyorum?diger bir konu mesela microwaveler burda olmayan ev yoktur sanirim ee kanser yapiyosa bu millet niye bu kadar cok kullaniyo ve herkesin kanser olamsi ya da daha cok kansere rastlaniyor olmasi lazim ? bilmyorum valla benim kafam karisiyo abzen. ama kanser olassda olmasda yinede ben bulasiklarmi durulamiyi tercih ederim oh soyle gicir gicir sesde gelir ya mis gibi:)

Anne ve Bebisi dedi ki...

hahahah berceste, inan bugune kadar hic aklima gelmemisti makinada durulaniyor mu bu bulasiklar diye :)

alis dedi ki...

Makinede durulanmıyor olsaydı çıktığında kuru bile olsa ıslattığımızda kayganlaşmaz mıydı? Benim makinemden herşey kuru çıkıyor ama anneminkinin hızlı programından herşey köpüksüz sırılsıklam çıkıyor. Bence durulanıyordur:) Hem zaten makinede kullandığımız tablet deterjanlar aynı bulaşığı elde yıkasak harcayacağımız deterjandan az bence. Makineye bir oy benden :)

Bir de filmlerde hep dikkatimi çeker, köpüklü küvetten çıkıp hemen kurulanırlar, onda da hep sabun ciltte kalmıyor mu diye düşünmüşümdür.

Berceste dedi ki...

Valla gırç gırç diye ses gelmeden olmuyor değil mi SBN :) Diğer yandan sendeki bu anıyı hemen hemen her konuştuğum kişi yaşamıştı ama daha çok aile efradından. Misafirleri biraz keyiflerine düşkündü anlaşılan :) Kanser konusuna gelince, onların her gün uyaran TV programları yoktu diyeyim :) Artış olmaz mı, katlanarak gidiyor! Allah hepimizi, sevdiklerimizi korusun o hastalıktan :(((

Eeee düşününce ne karara vardın Esra? :)

Durulansa bile parlatıcıdan sonra durulanmadığı kesin Alis! O yüzden ben parlatıcı koymayı bıraktım artık. Hiç de fark yok. Birara sirke koyuyordum. O da siyah mantarsı yapıların artmasına yol açtı. İçini silmekten, dezenfekte etmekten yoruldum, vazgeçtim sirkeden. Sanki biraz da kaygan çıkıyorlar bizimkiler bir de. Sulu kalan nokta olursa kayıyor :((( O yüzden huylanmam :((( Bak birşey daha hatırlattın bana. Aynen düşündüğün gibi. O sahne doğru. Bu insanlar banyodan sonra da durulanmıyorlar! Yaşlı teyzelerle muhabbet ederken çıktı bu konu ortaya. Türk hamamını sordular verdiğim Türk Elişleri dersinde. Ben de gitmedim hiç hayatımda ama böyle böyle diye anlattım. Yani evde bile keselenme, sabunlanma, akan su ile yıkanma adeti vardır bizde diye. Hemen birisi serzenişte bulundu. Su faturası??? Küveti doldurmak daha mı ekonomik peki dedim. Ay bir Japon öğrenci kalmıştı bir seferinde kiraladığım odada, oda kâr değil, zarar getirdi bana su faturası yüzünden dedi. Doğdukları günden beri edindikleri bir alışkanlığı 80'ine yakın bu teyzelerde bozmak zor olacağından üstelemedim ben de. Onlar bizim usule şaşkın, ben onlarınkine ayrıldık oradan! Neticede evet ciltte sabun kalıyor. Birara Türkiye'de bulaşık deterjanları, duş jelleri kanser yapıyor diye boy boy yazılar çıkmıştı. Kimya mühendisliği son sınıfta idim o zamanlar ve derslerde hocalar bile şu maddeden, bu maddeden diye anlatmışlardı. Belki o madde de suçlu olabilir ama bence esas suçlu durulama adetinin olmaması! Bulaşıklar için de, banyo yapan insanlar için de. Var mı akan sudan daha güzeli? Oh mis gibi.

ycurl dedi ki...

Ingiltere'yi bilemem ama simdi mutfakta olan ve benim secip almadigim bulasik makinesinde durulama (rinse) secenegi var. Bu arada parlatici gercekten gereksiz bir sey yani bulasik makinesinden cikan temizlenip ciksin yeterli. Bu arada su ile hemencecik durulanip gidebilen saglikli bulasik deterjanlari (kimyasal madde degil cogunda sirke bazli ya da bitkisel bazli temizleyiciler( var artik. Ben hamile oldugumu ogrenir ogrenmez hemen o urunlerden edindim ve cok memnunum.

Benden Bizden dedi ki...

hic gormemistim bunu ama banyo olayini biliyordum. ne ilginc millet bunlar yahu!

alis dedi ki...

Ben ayrıca parlatıcı kullanmıyorum ama kullandığım deterjan üçü bir arada tablet gibi birşey, içinde tuz ve parlatıcı da var galiba. Hepsi aynı gözde olunca mecburen durulanıyordur diye umuyorum. Tablet'in mini boyları olsa da öyle birşey kullansam, kesin daha azı da yeter. Çamaşır yıkarken önerilen deterjan miktarı da bence çok fazla. Onun yarısı gayet yetiyor, azıcık deterjanla ön yıkamasız ve çamaşır susuz olarak 30 derecede yıkayıp da makineden tertemiz çıkmayan birşeyim olmadı. Azıcığı bile durulanmaya rağmen giysilerde kalıyor.

Nihal M. dedi ki...

çok güzel bir paylaşım...
Filmlerdeki köpük sahnesi benide hep irrite etmiştir...
3 lü tabletlerdeki parlatıcı kısmı en son çözündüğü için kesinlikle parlatıcı sonrası durulamanın olmadığını anlatmıştı bulaşık makinemiz bozulduğunda gelen görevli...
Birde ben tekrar duruluyorum dediğimde yaptığımın anlamsız olduğunu öyle bir programın(bizim makinede) olmadığını söylemişti...
Su harcama olayına gelirsek kesinlikle daha az harcıyor nerden biliyorum gene makine takılıpda düzenek eksikliğinde bir dönem makine çıkış borusunu kovaya yönlendirmiş başında beklemiştimde bir kova ya dolar ya dolmazdı...çok çok azdı çıkan su...
Parlatıcı kullanmayacaksın bunun çözümü budur demişti tamirci...Öyle yapıyorum yada organik parlatıcı alıyorum arap sabunu gibi koksada bardaklarım :(((

sevgiler

Berceste dedi ki...

O bu güzel haber, senin benim gibi sorgulamaya gerekçen kalmıyor böylece Ycurl'cüğüm. İçin rahat. Bu manzarada(:P) görünen makine şu anda kamp kurup 2 senedir gitmediğimiz annemin evinden :) Parlatıcı uzunca bir süredir girmiyor bizim eve. Hiç de mat çıkmadı yıkananlar.(Maşallah da diyeyim de, ne zaman böyle bir cümle kursam aksi olur) Ama makinenin hatırlatma ışığı var, bakalım lambası ne zaman yanacak, bekliyorum :P Deterjanda Türkiye için bana bir öneride bulunabilir misin?

Görmemiştim derken makinedeki işaretlemeyi mi kastediyorsun Benden Bizden? Adamların herşeyi zıddına! Ters, bizimkinin deyişi ile, teeeeees :)

Alis, sen o tabletleri de bir sorgula. Şimdilik sıvı bulaşık makinesi deterjanı kullanıyorum ama annemi ilk ikna edebildiğim fırsatta arap sabununa geçeceğim. Ondan da çok emin değilim de o yüzden anneme itiraz etmiyorum şimdilik. O tabletleri İngiltere'deyken kullanmışlığım var. Kesinlikle ayrıca tuz gerektiriyorlardı! Yoksa bardaklar çizilmiş çıkıyordu :( Bunu yapan her ne ise??? Çamaşırda biz bebek deterjanı kullandığımız için yorum yapamayacağım :) Tavsiye edilir ama renklilerin renginde solma olabiliyor bizim kullandığımız rendelenmiş sabuna benzeyen türünde.

Tekrar durulama herhalde duş yaptırarak olur Nihal, ne dersin? Ama onu da sonradan kurutması sorun oluyor. Organik patlatıcı mı arap sabunu gibi koku yapan? O zaman doğrudan arap sabunu kullanıyor olmayasın? Sizin tamirciyi sevdim ben bu arada. Doğru yönlendirmeler yapmış hep. Bizden de sevgiler, sağol açıklamalar için. Kafamdaki birkaç sorunun cevabı gelmiş oldu.

Bir annenin ise donme macerasi dedi ki...

Cok guldum bende yillar evvel (sene 96 sanirim) Ingiltere'ye genclik kamoina gitmistim. Bulasiklar aynen kopuklu kopuklu bulasikliga konulup kaldirilinca sok gecirmistim..

Ikinci buyuk sokum ise kamp sonra Ingiliz bir kiz arkadasim evine davet etmisti York'a. Yolun yorgunlugu atmak icin banyo yapmak icin kuveti doldurdu. Once o sonra ben ayni kuvette suyu bosaltmadan yikanmamiz gerekiyormus..Tabii iki kere kuvet doldurup su israf edilirmi..Neyseki bathtub'da dus opsiyonuda vardi ben cok caktirmadan dus almistim..

Berceste dedi ki...

Allahım, aynı suda iki defa yıkanmak mı :(((( İnanırım, yaparlar :(((( Umumi tuvalet lavabosuna tıpa takıp elini yüzünü yıkayan adam bunu da yapar! Ortaçağdaki adetlerini aynen devam ettiriyorlar resmen. O zaman akan su yokmuş, soğukmuş, baharda banyo yaparlarmış koca kış boyunca. Şaka değil, gerçek! Üzerine bir de temizlik taslamazlar mı? Başka ülke insanlarını eleştirmezler mi? Hamama şaşırmazlar mı? Bizim ağzımız açık bakakalıyoruz onların yaptıklarına oysa.

Nihal M. dedi ki...

ya evet bide ünlülerde bu durum varmış ya bi hastalık gibi bişeydi adı unuttum ...
Miki Rukumda olduğunu duyunca günlerce yıkılmıştım.9 Buçuk haftada Kim abla ölü fare gibi kokuyordu demişti ya ondanmış meğersem...
Ufak kuzen alacakaranlıktaki oğlandada aynı hastalıktan (yıkanmaktan hoşlanmama) olduğunu duyunca çok üzülmüş bana dert yanıyordu...
benim derdim bana yeter...sevilmelerine engel değil genede...
toplumcak obsesifiz demkki biz...

Ingiltereden Alisveris dedi ki...

yorumlari okudum da neler ogreniyo insan cidden boyle pislik icindeler de temizlik taslayip bizi elestirirler.evlere ayakakbiyla girip mutfaklarinda kopek kedi dolu iken. lUtfen kedi lopegi olan alinmasin. bazilarinin evi kotu kokuyo bazilari eminim ki temizdir.
bende bundan sonra deterjan konusunda daha secici olcagim ama yorumlarda kullanilan tavsiye edilen deterjan isimleri yazilsa iyi olurdu. biraz hazira konmak gibi ama en azindan tavsiye edilmis olani secer denerdik

Berceste dedi ki...

Aman Nihal içim bir tuhaf oldu ölü fare falan deyince. Güzelim hatun o kadar mı kötü kokuyormuş yani! Bizim kızda da var yıkanma korkusu :( Mis olmayı seviyor da, başından aşağı su indiği dakika tırmanma yeteneği ile beni büyülüyor! Maymun halt etmiş yanında :) Dün bıcılandı, bugün kapıya gelen komşuya adını söyleyip mis mis diyor, koptuk haline :) ama düşündük de ne yapmak gerek diye. Takıntı bu yaştan mı başlıyor acep? Diğer yandan ben bizim en pisimizin, onların en pisinden daha temiz olduğunu düşünenlerdenim :)

Aynen SBN, aaaaynen. Kedi, köpek beslemenin bir adabı, temizlik yolu var ama. Bir arkadaşımın ev sahibinin köpeği varmış. Hayvancık üst kata çıkmadığı halde, tuvaletini tuvalette yaptığı halde koku evden oturdukları 3 yıl boyunca çıkmadı :( Ama evinde kedi beslediği halde bir dirhem koku duymadığım insan da var, alt kat komşunun 30 kedisinin idrar kokusu yüzünden cıyaklamışlığım da! Yani bakımdan bakıma değişiyor durum. İngiltere'de iken Ecover kullanıyordum ben SBN. Onu tavsiye edebilirim ama almadan önce sen gene de üzerini oku. Sevgiler karlar ülkesine...

Anne ve Bebisi dedi ki...

Small Button Nose :)) Ekover var buyuk supermarketlerde, hem camasir, hem bulasik hem de elde bulasik icin deterjanlari var.

Berceste, parlatici yerine sirke kullaniyorum ben.

Berceste dedi ki...

Ben onu da biraktım Esra, zira bu sefer makine bakteriden geçilmez oluyordu, siyah küf gibi olanlardan. Şimdi hiçbirşey kullanmıyorum parlatıcı adına. Makinenin bitti göstergesinin ampulünün yanması yakındır :P Ama tuz kullanılmazsa çok feci çiziliyor camlar özellikle, mecburen o kullanılıyor!

Şefika dedi ki...

Makine duruluyor:)) Nereden mi biliyorum? Çıkan tabakları tadına bakmak dahil az kontrol etmedim bir zamanlar da ondan:)) (Saplantının derecesine bakar mısın:))
Organik pazarda bulaşık makinesi tabletleri (Klar) satılıyor. Bir ara kullanıyordum ama sonra tabak çanağın istediğim gibi gıcır olmadığını düşünüp vaz geçtim ben. Küçük çocuklu evlerde tercih olabilir derim...

Berceste dedi ki...

Saplantı değil araştırmacı ruh diyelim Şefika :) İngiltere'de yaşayana dek bu durulamama işinden bi'haberdim. Bilince ister istemez insanın aklına takılıyor işte :( Bahsettiğin markayı bilemeyeceğim ama bazılarının mısırdan yapıldığını okuduğumdan beri onlar da içime sinmez oldu. Birisinden kaçıp diğerine yakalanıyorsun :((( En son kabartma tozunun da GDO'lu oldugunu ogrenen eşim kül ısmarlayalım diye takılıyordu bana :) Sevgiler...

Adsız dedi ki...

Bu durumun muhteşem manzarası, ben çok daha önce bu bakış açısıyla gördüm sanmıyorum.

Adsız dedi ki...

Ne güzel bir yazı. Gerçekten bu tür veya makaleler okuma seviyorum. Başkalarının ne söyleyeceklerini görmek için sabırsızlanıyorum.

Berceste dedi ki...

Adsız yorum bırakanlar, keşke isimlerinizi de yazsaydınız da ben de isimlerinizle hitap edebilseydim :(

Sevdiğinize çok sevindim.

Adsız dedi ki...

Hey – nice weblog, just trying around some blogs, seems a reasonably nice platform You Are using. I’m at present utilizing Drupal for a couple of of my websites however looking to change one in all them over to a platform very a lot the identical to yours as a trial run. Anything particularly you'll recommend about it?

Berceste dedi ki...

First of all, I prefer to write your name. I did not use these kind of web tools and prefer to use what the Blogger provide us. So could not help you about this subject, sorry!

Unknown dedi ki...

Ben de merak ederim hep özellikle bardaklarda sanki tatlimsi bir tat bırakıyor gibi gelir ilk içen olmak istemem:(