27 Kasım 2006

Cambridge U3A ve Nakışlarım

Beni tanıyıp, konuşanlar bilirler bir süredir bir kurs meselesidir tutturmuştum. Eylül ayında en sonunda gidip Cambridge U3A'e kaydoldum. U3A'in açılımı University of Third Age . Yani 3.yaş üniversitesi. Neden mi 3.yaş? Okul hayatını 1.yaş, iş hayatını 2.yaş, emekliliği de 3.yaş sayıyorlar. İlk defa Fransa'da kurulmuş, daha sonra Cambridge civarında yaşayanlar böyle bir grup kuralım demişler ve toplantı düzenlemişler. İlk toplantılarına 80 kişi katılmış ve böylelikle U3A'in temeli atılmış. Şu anda üye sayısı binlerle ifade ediliyor. Fransa ve Cambridge haricinde Avusturalya'da, Yeni Zelanda'da da mevcut. Üyelerin, ben hariç, hemen hemen hepsi 60 yılı geride bırakmış insanlardan oluşuyor.

Cambridge'de iş bulamadığım için, ben de bir nevi emekli sayıldığımdan dolayı, beni de aralarına kabul ettiler. Kural, çalışmıyor ve kurs süresince de çalışmıyacak olmak. Yıllık, makul ölçülerde, bir aidatı var. O aidatı yatırıp, katılmak istediğiniz kursu seçiyorsunuz. Bir yıl içerisinde en fazla 6 kursa katılma hakkınız var. Eğitmenler de gene üyeler. Bu yaptıkları işten gelir elde etmiyorlar, gönüllü olarak yapıyorlar. Kimi evinde veriyor dersleri, kimi U3A'in merkezinde. Kimisi de kiralık odalarda.


Bu kiralık oda işi nedir diye sorarsanız, bu ülkede, okullarda, kiliselerde, belediyelerde, toplantılar için kullanılan odalar mevcut. O organizasyonun kullanmadığı zamanlarda boş tutmuyorlar. Kiralıyorlar. Nasılsa, aydınlatma ve ısıtma için fazladan masraf yapılmıyor, atıl duracağına ihtiyacı olanlar kullanırlar, belli bir miktar da gelir elde edilir diye düşünüyorlar. Bu tarz toplantılar, etkinlikler düzenlemek isteyenler, hatta doğumgünü gibi özel günleri kutlamak isteyenler bu odaları kiralıyor.


Kurslar çeşitli. Kimi bilimle alakalı, kimi el-işleri ile, dans var, resim var, fotoğrafçılık var, bilgisayar üzerine var... Aklınıza gelemeyecek kadar çok çeşitli kurs var. Sanırım toplam sayı 200'ü buluyor. Hatta yürüyüş (pinponları görmeniz lazım yürürlerken, bazıları benden hızlı), kuş gözlemciliği, kürek çekme üzerine bile kurslar var. Bu dönem geç kaldığım için, istediğim kursların hepsi çıkmadı. Son karar olarak, benim seçimim çevre ve el-işlerinden yana oldu. Salı günleri çevre üzerine U3A'in merkezinde yeralan bir etkinliğe katılıyorum. Çarşambaları da gene U3A bünyesinde, St Paul Kilisesi'deki kiralık odalardan birindeki nakış kursuna katılıyorum. Nakış topluluğu demek daha doğru sanırım. Çünkü kim, ne biliyorsa onu öğretiyor. Benim için ise sevdiğim bir uğraşı yaparken, aynı zamanda ingilizce pratiği olanağı sağlıyor. Tonton teyzelerden de geçmiş ile ilgili bilgiler almış oluyorum.

Geçen sene babamın rahatsızlığı nedeniyle Türkiye'de kalırken , hep hastalık düşünmeyeyim diye, boncuklu nakışa başlamıştım.
Rahmetli babaannem terzi olduğundan, annemin de bu konu üzerine öğretmenlik yapabilecek eğitimi bulunduğundan nakışlar, dikişler, tığ işleri eksik olmayan bir evde büyüdüm ve 5 yaşlarında iken ilk defa etamin üzerine kanaviçe işleyerek de bu işe başladım. Sonra iğneardı, zincir nakışı derken yaz tatillerinde elimde birşeyler olurdu hep. Burda, La Familia, Rakam dergileri her zaman en yakın arkadaşlarım olmuştur. Canım sıkıldıkça onlarda alırım soluğu, dalarım hayallere. Kimya mühendisliğinin ardından, tekstil üzerine uzmanlaşmam da bu yüzdendir.

Boncuklu nakışı işlemeye karar verince, her yerde, özellikle Türk motifi aramıştım. Cambridge'de kullanırken yabancılar tarafından görülsün, tanınsın diye! Elimdeki dergiler genelde yabancı olduğu için de desen bulamamıştım. İmdadıma eşimin kuzeni el-işi öğretmeni Nesrin abla yetişmişti, sağolsun. Taaa Ezine'den kargo ile kitaplar, desenler yolladı. Yukarıda gördüğünüz keten üzerine boncuk işleme o desenlerden birisi.
Kursta ise teyzelerden biri "Colonial Knots" denilen bir nakış işliyordu. Amerikan koloni döneminde mum fitilleri ile işlenirmiş.Yorganlama yaparken çok kullanılırmış ki buradaki hanımlar kırkyamaya ve yorganlama tekniğine çok meraklılar. Onlara ait değişik bir nakış öğrenme fikri çok hoşuma gitti. Bana malzemeleri temin ettiler ve krem rengi kumaş (patiska) üzerine, krem rengi iplikle işledim.

Biten nakışı, pano haline mi getireyim, yoksa yastık mı yapayım karar veremedim. Yıkayıp, ütülersem de düğümleri bozulur mu bilemedim. Şimdilik Türkiye'ye götürülmeyi bekliyor.

Boncuklu nakışın öbür köşesine başlayacağım. Suda yıkanınca çıkan kalemle çizdim, hazır bekliyor.

Kursta da bundan sonraki nakışım "Blackwork" olacak. Onun için evenweave diye bir kumaş arıyorum. Goblen ile farkı nedir çözemedim daha. Sağolsun Merail bana örnekler de yollamış. Bugün e-postalarım arasında görünce pek sevindim.

Nakışlar için takdiri size bırakıyorum. Vaktiniz varsa da tüm iş yorgunluğunuzu, stresinizi alıyor. Yapmanızı şiddetle tavsiye ediyorum. Ben de bir sonraki dönemde gönüllü olarak Türk el-işleri kursu vermeyi planlıyorum. Elinize kaynak, örnek geçerse haber etmeniz mümkün olabilir mi?

25 yorum:

Pınarın Kulubesi dedi ki...

Berceste beni hayretler içersinde bıraktın. Bu ne güzel nakış böyle! Renkler, boncuklar ve desen çok güzel seçilmiş. Boncuk işi seçmekle çok iyi yapmışsın.
Ben de yapmak istiyorum şimdi. Ne yapacağız?

Pınarın Kulubesi dedi ki...

Bu arada ilk yorum bendendi, onuda ekleyeyim istedim;)

fethiye dedi ki...

ellerine saglik dilek! su colonial knots'a bittim. benim pek zamanim olmuyor bu gibi el islerine, ancak orgum var az bucuk, o kadar. ama ozendim birden, ne guzel seyler ogrenmis, ortaya cikarmissin diye. sagol paylastigin icin

Hulya dedi ki...

ah berceste akilli becerikli caliskan berceste;
cok begendim,takdir ettim..

Mr_TD dedi ki...

valla ceyiz diziyor diyecegim ama o da gecti yani,kimin icin onlar bakiyim :)

Bundan sonraki kurslarini da sectin mi, Bilgisayar, fotograf :),kih kih...
Söyle güzel bi BERCESTE yazisi islede görelim ama dimi,banner yapariz :)

Berceste dedi ki...

Öğretiriz Pınarcığım, istediğin o olsun :) Teşekkürler iltifatın için. İlk yorumun hayırlı uğurlu olsun ne diyeyim :P

Teşekkürler Fethiye, sizin oraların nakışı imiş Colonial Knots, o yüzden sevmişsindir :) Düğüm kısmı hariç gerisi bilinen nakışlar. Teğel bile var gördüğün üzre. Sana düğüm kısmını anlatan web sitelerini bulup göndereyim, dene vakit bulduğunda. Çok zevkli.

Aman Hülya, utandırma beni. Karınca, kararınca denedim birşeyler işte. Teşekkür ederim iltifatlarına.

Çeyiz hocam çeyiz :) Evlenmeyeceğim ben diyenlerden olduğumdan, sonra da uzun süre inat ettiğimden ama goncama da hayır diyemediğimden böyle şeyler yapamamıştım pek. Evlendikten sonra imiş kısmet :) Nakış ile yazı yazma işini de el-işi bloggerlarına bırakayım ben olmaz mı? Kuş ve Berceste yazısı kardeş kardeş oturuyorlar yukarıda. Kuş gagalar belki, emeklere yazık olmasın :)
Kurslar bir dahaki seneye, belli mi olur ben veririm belki o kursları :D

Adsız dedi ki...

Bercestecim ellerine saglik...ne guzel oyle o el isleri...bu konularda cok becerikli olan bir anneye, anneanneye, teyzeye....(liste uzar gider) sahip olmama ragmen benim elim hic ermez ama boyle gordukce de ozenirim iste...:)

Damak Tadı dedi ki...

Sevgili Berceste'ciğim,
Bayıldım örneklerine ellerine sağlık,ne kadar güzeller..Allah nazarlardan korusun seni..

Almanya'da okul yıllarında bende el işlerine merak sarmıştım.Bazılarını başarıyla tamamlayıp bazıları ise yarım kalmış vaziyette halen beklemektedirler.))

Boncuklu işlemelerine inan vuruldum ben.))Tekrar ellerine sağlık,iyi günlerde kullan..
Mutlu bir hafta diliyorum..Sevgiler

Punto dedi ki...

Sevgili Berceste,
El sanatları yıllar boyuncatoplumun kültürlerini gelecek nesillere taşıdılar. Senin gibi ülkesine, kültürüne değer verenler sayesinde de bu kültür Türk motifleri gelecek nesillere taşınacak. Bugünkü "Üretme tüket" döneminde böyle bir ise soyunmanı alkışlıyorum. Arkadaşlarına da bu uğraşıya bu açıdan bakmalarını öneriyorum.

Adsız dedi ki...

Sevgili Berceste elişi göz nuru diye boşa dememişler. Ne güzel böyle uğraşlarda bulunmam. Keşke bende daha az sıkıntılı olsam da böyle güzel şeyler yaratabilsem.
Sevgilerle
Bu benim yeni bloğum (ilk01)

Adsız dedi ki...

Ay Bercesteee, cidden tu tu tu yani...Aferin, bravo flan da ayrica:)Ellerine saglik arkadasim yaa...

Ben hep bu tur nakis,kanavice vb Turk isi oldugunu sanirdim,oralarda da var demek,bizdeki kadar yaygin mi yoksa sadece yasli teyze isi mi? (kursta sendne baska genc yok sanirim?)

Bence o ortuyu utule yastik olarak kullan, renkli bir tane islersen(mukun mu bilmiyorum ,fikrimi beyan edeyim dedim) onu da pano yap evinin bas kosesine as :)
Svgiler

Adsız dedi ki...

alkis alkis.. ellerine gozlerine saglik berceste bu ne kabiliyet bayildim ve cok ozendim..

Ferhanca dedi ki...

Dilek cim bu ne marifet aynı zamanda çok da zevkli işler..kimya muh ,nakış uymasada hepsini yaparız diyorsun. boncuk işin çok guzel renk uyumuda .. yakında sen de hocalıga başlarsın elin çok muntazam ..ellerine saglık..tamam boncuk alıyorum hemen ..)))sevgiler..FERHAN

MeRaiL dedi ki...

Dilek'cim Boncuk islemen cok guzel olmus bi de tamamen bittikten sonra oraya ne guzellik cikar...

Ama ben bu Colonial Knots isine tek kelime ile hayran kaldim, bekledigimden de guzel cikti, super..
Ne olacak simdi bende yapmak istiyorummmm, ne yapacagiz..
eger bunu yastik kirlent yapmakta kullanirsan cok şık olacak...

Yikama konusunda bi kova'da detarjanli veya beyaz sabunlu suya bastirirsan belli bi sure bekle sonrada ustune sungerle bastir, daha sonrada suyun altinda durula ve as ..etaminde bu sekilde temizleniyor..
olmazsa kursdaki teyzelerden sor istersen.. ;)
Optum

Berceste dedi ki...

E.L.I.F nerelerdesin sen? Gözlerim blog'unda kaldı! Etrafta o kadar el-işine meraklı yakın varken sana sıra gelmiyordur, yapmaya kalktıklarını ben yaparım deyip elinden alıyorlardır, sen de nimetlerinden faydalanıp bol bol birşeyler iste derim ben :P

Sevgili Gül, çok teşekkür ederim. Yemek işini gayet güzel kotarıyorsun, o yarım kalanları bitirmekle başla derim ben! Boncuk işlemek çok kolay, aynı zamanda çok da zevkli.Tavsiye ederim.

En büyük dileğim bu yazdığınız satırlar Punto amca, az önce televizyonda İslam Sanatı diye bir program vardı. Suriye'yi anlatıyordu. Osmanlı zamanında yapılan çeşmeler, tahta oymalar Suriye sanatı diye gösteriliyordu kahroldum. İşin kötüsü oralara gezmeye gitsek ve bize bu şekilde aktarılsa hangi kaynağı referans gösterip te bu bizimdir diyeceğiz? Türkiye'de özellikle emekli olan hanımlar arasında çok yaygın bu tarz işler. Son dönem İSMEK kurslarına katılan pek çok tandığım var, hatta orada olsam kurdela nakışı için olana katılmak isterdim. Ama o kursların amacı aslında bazı kişilere istihdam olanağı sağlamak olmasa daha çok takdir ederdim! Yaşıtlarım vakitsizlik yüzünden eline alamıyor genelde. Yoksa sevenler çok biliyorum. Yanlız bizim zamanımızda ortaokulda el-işi dersleri vardı. Şimdilerde yok, düğme dikmeyi bile bilmeyen bir gençlik geliyor arkamızdan, buna çok üzülüyorum.

Sevgili İlkay, minik parçalarla başlayıp ne kadar dayanabileceğini sına istersen. Yavaş yavaş gelir devamı.

Aman Lamacığım, çok teşekkür ederim. Kaç Lama puanı veriyorsun bana :P Valla nakışlar kimden kime geçmiş bilmiyorum. Ama bize has desenler var, hangi türü olursa olsun. Lalelerimizin, sümbüllerimizin bezendiği... Londra'da The Turks diye Türkler'in 1000 yılının anlatıldığı bir sergi düzenlenmişti. Oradaki çinilere, kaftanlara bayıldım. Aslında pek çoğu Topkapı Sarayı'ndan gelmişti. Ama sergileniş tarzlarından belki, belki de şu anda hepsini Topkapı Sarayı'nda göremeyişimizden aklım onlarda kaldı. Bu boncuklu nakışı bir çini deseni ile işlemeyi çok isterdim ama bulamadım ne yazık ki :( Sormuşsun nakışlar yaygın mı diye. Buradakilerin yaşam tarzı farklı biliyorsun. Bizdeki gün, motif alma verme muhabbetleri pek yok. Gidip bir hobby dükkanından hazır bulduklarını alıyorlar genelde, ama meraklıları hastalık ölçüsünde pek çok şey yapıyor. Bazılarının yaptıkları inanılmaz güzel! Bana yaşlı teyzeler denk geldi işte :)

Sağolasın, Evren, senin güzel yemeklerin gibi karın doyurmuyorlar ama :D

Teşekkürler Ferhan, zevkli gerçekten. Sana da o siyah desenli masa örtün için kesinlikle öneririm. Kimya müh, üzerine işletme iktisadı enstitüsü, sonra iki tekstil firmasında üretim müdürlüğü, en son da sosyal denetim ile noktalı virgül koyduk iş hayatına... Hocalığı istiyorum demiştim ya yazımın sonunda, eğer elimde yeterince Türk motifi olursa başlayacağım...

Boncuk işlemesi iki köşeye yapılacak Merail, sabrım sanırım dört köşeye yetmeyecek :) Sen de yapmak istiyorsan Türkiye'ye gidince deseni scanner'da tarayıp sana göndereyim. Çizerken suda çıkan kalem kullanmak istedim, olmaz deyince teyze üstelemedim, ama keşke öyle yapsaymışım, çünkü su değdiği anda çıkıyor. İşlerken temiz çalıştığım için o kalem işi hariç yıkamaya ihtiyaç yok aslında. Bundan sonrakilerde kendi aklımı dinleyeceğim :) Sevgiler.

kıtırmak dedi ki...

Valla ne iyi etmişsin bu etkinliklere başlamakla Dilek. Nasıl özledim ben böyle uğraşları.. Çocuklarla kendime makyajı bile unutuyorum neredeyse. Gerçi bu aralar ben de goblene hevesleniyorum ama bakalım... Bir çılgınlık anıma denk gelsin diye bekliyorum. Benim bi de tez yazmam lazım biliyor musun.... Önümüzdeki Ekime kadar. Çalışmalarının devamını bekliyoruz... Sevgiler

Adsız dedi ki...

berceste'cim ellerine sağlık:)
birden gözlerim açıldı ve aaa dedim ne marifetli şeyler yapmış dedim;)
geçen aralık ayında da ben küçük kaneviçeler işlemiştim, yılbaşında hediye etmek için, zevkli yine mi başlasam ne;)
ellerine sağlık tekrardan, harika olmuş...

Adsız dedi ki...

Bu nakışlar harika,ellerine sağlık, gözlerine de tabii.Doğrusu sabır isteyen bir iş. sevgiler TUTKU

Adsız dedi ki...

Blog'a girip girip bu harika işlere bakıyorum. Nasıl güzel görünüyorlar. Ellerine sağlık. Bu bir yetenek Berceste'ciğim... Pınar

isil dedi ki...

Ya bu kimya muhendisligi egitimi nasil birseydir? Bu kadar mi yetenekli bireyler olarak yetistiriyorlar bizi, ohom ohom :) Yemek, nakis...Meslektasim Berceste'm, inanamiyorum vallahi, ellerine saglik.
sevgiler,
P.S: Canin cok kumru istemedi degil mi :(

Adsız dedi ki...

Bakalim daha senden ne beceriler cikacak...

Berceste dedi ki...

İlk olarak Kıtırmak yani blog'un hayırlı uğurlu olsun.Artık senden fotoğtaf beklemeden minişleri görebileceğiz, hasret giderebileceğiz Senemciğim. Goblenden kastın üzeri baskılı kalın iplikle işlenenlerse o da çok zevkli. Hem çabuk bitiyor :P Biten işler favorim! Çocukları uyutur teze başlarsın, sıkılıp afakanlar bastığında da gobleni işlersin. Zaman yönetimi diye birşey var değil mi? :) Seninkileri de görürüz tez zamanda umarım!

Teşekkür ederim Zeynepciğim, hemen başla derim, şunun şurasında ne kaldı ki! Desen lazımsa haber et hatta! Benim aklım da sendeki pembeli tatlıda kaldı :)

Sağolasın Tutkucuğum, senin yağlıboya tabloların kadar sabır gerektirmiyorlar orası kesin ama! Sen okulda öğrencilere ne güzel şeyler yaptırıyorsun kim bilir?

Teşekkürler Pınar teveccühün :)

Eeee Işıl binbir tane ders okutuyorlar. Her mühendislik bir konuda uzmanlaşır, kimya mühendisliğinde yok yok. Bir de bizim okulun kökleri çooook eskilere dayandığından, hatta ilk sanıyorum, o devirde endüstri mühendisliği diye bir eğitim de varolmadığından, bizim hocalarımız da haaalaaa gerekli gördüğünden herşeyden azar azar öğretildi! Grafik çizmekten desen çizmeye geçiş oldu benim burada yaptığım o kadar ;-) Teşekkürler, sevgiler... Canım istedi o kumrulardan çok. Hatta bir ara evde gu guk gu guk diye dolaştım, bizim bey hanım çizdirdi dedi, sonra anladı durumu! Neyse ki az kaldı Türkiye'ye gelmeme. Nerde buluruz o kumrulardan İstanbul'da acep???

Kafama taktığım ne varsa yapmaya çalışıyorum işte, bakalım daha neleri takıp azmedeceğim UBP :)

Adsız dedi ki...

Nakışların harika.

Adsız dedi ki...

Dilekcım selam sızlerı kutluyorum boyle bır sıte olusturdugunuz ıcın devamlı ızlıyorum .Sızlerı sevıyorum
bılıncsızce dosyalarımı yaydıgım bılgısayarımı duzenledıgınız ıcın tesekkurler tum ıslerınız kolay gelsın
sevgıler. Nesrin O.

Berceste dedi ki...

Teşekkürler Meltem Sözer :)

Teşekkürler Nesrin abla. :)