
İnternette birşeyler ararken tesadüfen Amazon'da karşılaştım The Byerley Turk ile. Almayı kafama koyup not ettiğim bir köşede B5 görüvermiş. O da almak istemiş ve Türkiye'de de basıldığını öğrenmiş. Beni durumdan haberdar edince, Türkçe okumak daha kolayıma geldi ve alıverdim hemen... Teşekkürler tatlı arkadaşım.Kitap Osmanlı topraklarında doğan, üstün nitelikleri olan bir at ve onu çok iyi yetiştiren, dinleyen, her istediğini yapan, bakıp, kollayan seyisin yaşamı üzerine kurulu. At ve Seyisi Viyana kuşatmasına katılır, Buda'da esir düşerek İngiltere'ye götürülür. Seyis orada yok olur. At yeni sahibi ile uyumunun mükemmeliği sebebi ile gene üstün başarılara imza atar. Sonuçta yarış atlarının atası olur. Seyis de İstanbul'a dönerek baş imrahorluğa kadar yükselir. Birkaç cümle ile kitabın özeti bu ama atları ve tarihi seviyorsanız, mutlaka okumanızı tavsiye ederim.
Kitaptan sizler için öğrenilmesi gereken gerçekler adına birkaç alıntı yaptım:
1791 yılında I.James Weatherby'nin yeğeni James Weatherby, Londra'da Star ve Garter Kahvehanesi'nde ilk Jokey Kulübü'nü kurdu ve aynı yıl ilk ''damızlık'' kitabını yayımladı. Kitabında tüm cins yarış atları soyunun üç esas erkek cinse dayandığı ilkesini açıkladı: Byerley Turk (1686), Darley Arab (1706) ve Godolphin Barb (1729).
TÜRK ATI
İngiltere'ye getirilen Türk atları, genellikle Arap atı olarak yanlış tanımlanmıştır. Aşağıda bir listesi verilmiş olan at cinsleri, Türkiye'deki at cinslerinin sadece bir kısmını kapsar; bu cinslerin halen - azalarak da olsa - alt sınıfları varlığını sürdürmektedir. Osmanlılar olağanüstü atlar üretmiştir; aynı zamanda da, çok çeşitli cinslerde üretilen bu atlardan ancak bir kısmını Arap atları oluşturur. Osmanlı Türkleri'nin askeri amaçla kullandığı atların çoğu ise, tamamen Türk asıllıdır. Bu atların Arap atlarından farklı olduğu, 17. yy'da Newcastle Dükü tarafından Methode et Invention Nouvelle et Dresser Les Chevaux adlı kitabında, özellikle şu tanımla ortaya konmuştur: ''.... vücut yapıları farklı olsa da, hepsi boylu, son derece güzel, hareketli, çok güçlüdür... Bu atlar Arap atlarından belirgin şekilde farklıdır.'' Miles ise, Byerley Turk adlı atın bir Türkmen atı olduğunu belirtmiştir.
Osmanlı ''Gazi'' sınıfı, Doğu Türkiye kökenli savaşçılar olup sadece steplerde yetiştirilmiş kendi atlarına binerlerdi. Tüm İmparatorluk'ta etkin, nüfuz sahibi bu savaşçılar için diğer tüm at cinsleri ikincil nitelikte görülürdü.
OSMANLI İMPARATORLUĞU'NDA YETİŞTİRİLEN AT CİNSLERİ
Anadolu
Ayvacık Midilli
Canik
Çukurova
Gemlik
Germiyan
Karaman
Karacabey
Kapadokya
Kastamonu
Kürt
Malakan
Rumeli
Uzunyayla
Prof A.Azzaroli'nin An Early History of Horsemanship, 1985 adlı kitabından alıntılara göre:
Araplar'ın at yetiştirmeye başlamaları sonraki dönemlere dayanır; hatta Hz Muhammed döneminde henüz çok az at cinsine sahip oldukları bilinmektedir. Arap atı, elbette ki, doğu kökenli sıcak kanlı gruba aittir; ancak, anayurdu Arabistan değil, Türkistan'dır. Bu cinsin bugünkü niteliklerine kavuşması ise, Mısır'da, Orta Asya'dan gelen halklar tarafından yetiştirilerek gerçekleştirilmiştir. Bu atların Türk kökeni, adından da anlaşılmaktadır. Arapça'da herhangi bir at için ''faras'' ya da ''husan'' sözcüğü kullanılır; ama soylu bir kan taşıyan atlar için, Türkçe kökenli ''atik'' sözcüğü kullanılır.
Yolu İngiltere'den geçenler için de birkaç not aldım:
Byerley Turk'un tablolarından biri İrlanda'da Straffan'da Kildare Otel ve Country Club'daki Byerley Turk Restoranı'nda asılı bulunmaktadır.
Robert Byerley'in İngiltere Durham'da Middridge Grange'da ailesinden kalma malikanesinin kalıntıları bulunmaktadır.
Dilerim sizler de bu kitabı okur ve seversiniz...