28 Temmuz 2006

Yağmur Suyu Hasadı

Kaç gündür susuzluk falan derken dün bir şimşek, bir yağmur...Hem de aniden bastırdı, buradayım diyerek!



Hazır çevre dostu yayınlar yapmışken dedim bir de yağmur hasadından bahsetmek lazım.
Çarşıya giderken, yol üzerinde bir ev var, bahçesinde koca yeşil bir su bidonu, biraz daha dikkatli bakınca anlaşılıyor ki su bidonu yağmur oluklarından gelen su ile doluyor. Biraz da internette araştırınca anladım ki yağmur hasadı diye birşey varmış. Sonra yan komşumuz sözünü etti, evin içi ile ilgili planlarımızdan sonra bahçeyi kazıp yağmur hasadı yapmak istiyoruz dedi. Yağmur hasadı, işyerlerinde, okullarda ya da evlerde yağmur suyunu bir yerde toplayarak basit bir sistem ve az bir maliyet ile tuvaletlerde sifon suyu olarak ya da bahçe sulama amacı ile kullanmak demekmiş. Ortaçağda, özellikle Hintliler, Rajasthan'da çok kullanmışlar bu yöntemi.


( Fotoğrafını çekmeye gittiğimde bulamadım yol üzerindeki sistemi. Ben de gözünüz gönlünüz açılsın deyip çiçekleri bir de tulumbayı çekip döndüm eve, sonra Yıldız'lara gittiğimde bir baktım onlarda var bu sistemden Yıldız elime makinayı tutuşturdu hemen ve sizler için çektim fotoğraflarını, umarım hoşuna gidip uygulayan birileri olur.)


Basit şekli ile sistem çatıdan akan suyun bir yerde toplarak daha sonra kullanılması prensibine dayanmaktaymış.Toplama işlemi genelde yerin altında yapılıyormuş ki komşumuzun yapmak istediği bu.Yağmur suyu toplanmadan önce kuru yapraklar ve taşıdığı katı parçacıklar bir yerde süzülüyormuş.( Hatta bir sitede çatılara sinek teli serildiğini gördüm. Amaç sinekler, yapraklar su ile gitmesin. Ayrıca biliyorsunuz yaprakları humuslu toprak yapacağız değil mi?) Ev içinde tuvaletlerde kullanılmak isteniyorsa ayrı boru hattı çekiliyormuş ki temiz içme suyu hattı ile karışmasın. Bu sistem sayesinde evlerde %14 oranında sudan kazanç sağlanmaktaymış. Eee Avrupa'da su fiyatlari ile oranlayınca da bu epey bir kazanım demek.Daha büyük alanlardaki geri kazanım orani da elbette ki daha büyük olacaktır.

Bunun dışında suyun biraz daha dikkatli kullanımı dahi bizlere kazanç olarak geri dönecektir. Örnegin 4 kişilik bir ailede diş fırçalarken suyun kapalı tutulması yarım küvet dolusu suyun maliyeti kadar kazandırmaktaymış.

İş gayet ciddi, kuraklığa karşı da oldukça güzel bir önlem. Asağidaki bağlantıda dünyada nerelerde yağmur hasadı yapılmış ve nasıl yapılmış görebilirsiniz:

http://uk.oneworld.net/guides/water/harvesting

Adı gibi içeriği de güzel bir site okumak isterseniz :

http://www.harvesth2o.com/

Detaylı bilgiyi şemalar ve istatistikler eşliğinde okumak isterseniz:

http://ag.arizona.edu/pubs/water/az1052/harvest.html

Bereketli günler dileği ile...

25 Temmuz 2006

Kompost

İngiltere'de her şehirde büyük bahçe mağazaları var, her mağazada da aklınıza gelemeyecek kadar çok çeşitli, kullanışlı malzemeler, benim kendimi alamadığım bölüm ise çiçekler. Dünyanın her yanından getirilmiş, iklime ayak uydurması sağlanmış envaye çesit çiçek. Ben onları görünce hepsinden almak, tek tek ilgilenmek istiyorum, her biri o kadar güzel ki... Hemen hemen her evin de küçük ya da büyük bir bahçesi var, apartmanların ise genel kullanıma açık bahçeleri var yani özetle bahçesi olmayan ev yok denecek kadar az ! Küçük bir köyü gezin, botanik bahçesi gezmis kadar olursunuz.

Bahçe bakımı için en önemli kaynak toprak. Toprağınız ne kadar verimli ise ürününüz, o kadar güzel olur. Bunun için humus ya da gübreye ihtiyacınız vardır. İşte o bahsettiğim bahçe magazalarında koca koca paketler halinde istediğiniz şekilde toprak ya da gübre bulmanız da mümkün. Amaaa eğer bahçeniz varsa, toprak temin etmenin çok daha ekonomik, çok daha çevreye saygılı bir yöntemi var. Mutfak atıklarını değerlendirmek !

Yapacağınız sey çok basit, temel ilke organik çöpleri ayırmak ve yığmak. Bu işin nasıl yapıldığını öğrenmek isterseniz sizler için kabaca bir özet derledim.

Neleri dönüştürebiliriz:
  • Biçilen çimler
  • Saman
  • Mutfak atıkları : yumurta kabukları, sebze kabukları, çay ve kahveden geriye kalan atıklar. Ancak et, et ürünleri, süt ve süt ürünlerinden elde edilen atıklar tarım zararlılarının hızlı bir şekilde üremesine zemin hazırladıkları için kullanılmamaları gerekmektedir.
  • Kuru yapraklar. Özellikle dişbudak ve kavak ağacı yaprakları bozunma sırasında asitlik bazlık dengesini sağlar
  • Bahçede çıkan yabani otlar. Tohum içerenleri kullanmamaya dikkat edin
  • Ağaç parçaları ve talaş. Kahverengi humuslu toprak materyalidir ve azot oranı düşüktür
  • Karton kutular, tuvalet kagidi ruloları, kağıt havlu ruloları
Neleri dönüştüremeyiz:
  • Kimyasal işlem görmüş tahta parçaları
  • Hastalıklı bitkiler
  • Hayvan ve insan dişkıları
  • Et, kemik, hayvansal yağlar
Ayrıntılı liste için buraya bakabilirsiniz.

Atıkların bozunabilmek için bakterilere, bakterilerin de havaya ve neme ihtiyaçları vardır, o nedenle humuslu toprak hazırlarken aralarda hava geçebilecek boşlukların olması ve belli bir nem oranında tutulması önemlidir. Bozunmayı oluşturacağınız kutucuğu, toprak üzerinde tutmanız, mikroorganizmaların ve diğer canlıların içine girebilmeleri için gereklidir. Bozunmaya başlayan atıkların içine ara ara sopa batırmak suretiyle havalandırmayı gerçekleştirebilirsiniz. Yeşil atıklar azot içerir, azot da amino asit ve proteinlerin yapı taşıdır. Kuru yapraklar gibi kahverengi atıkların içine yeşil olanlar (biçilen çimenler, sebze, meyva artıkları...) da karıştırılmalıdır ki bakterilere dengeli besin kaynağı oluştursun. Hava şartlarının soğuk olması bozunmayı yavaşlatmakla beraber arada belli dereceler yakalandığı zaman bozunma devam edecektir. Ayrıca, çok soğuk kadar, çok sıcak da bozunmayı durdurabilir, bu nedenle hava akımının düzgün şekilde sağlanması önemlidir. Yeşil atıklar ile kahverengi atıkların eşit oranda kullanılması nem ve azot oranı açısından dengeyi sağlayacaktır. Humusa dönüşecek malzemenin çok kuru olduğunu düşünüyorsanız, içine yeşil atık atabilirsiniz ya da çok nemli olduğunu düşünüyorsanız, kurumuş yaprak, ağaç kabuğu gibi kahverengi atık ilave etmeniz yerinde olacaktır. Atıkların humus haline dönüştüğünü anlamak için belirgin bir kanıt yoktur ancak dönüşümü tamamlanan atık genelde koyu renkte olur ve toprak gibi kokar. Humuslu toprağın oluşum aşamalarını asağidaki bağlantıda animasyonla izleyebilirsiniz:
Dönüştürücü sistemler:
 ( Bu yazidaki bütün fotoğraflar Cambridge Botanik Bahçesi'nde çekilmiştir. )
Tek katlı sistem: Hazırlayabileceğiniz en basit dönüştürücü sistemidir.Çok büyük yoğunluktaki atıklar için uygun degildir. Ancak, başlangıç için idealdir. Bu tür sistemleri, tahta paletler, eski sandıklar, eski bahçe çitleri gibi elinizdeki malzemelerden oluşturabilirsiniz. Bu tip sistemlerde en alttaki grup ilk bozunan olacaktır. O nedenle, üstteki tabakayı sıyırarak alttaki dönüşümü tamamlanmış kısmı alarak, üstteki kısmı tekrar sermeniz gerekecektir. İki ve ya üç katlı sistem: Tek katlı sistemlerdeki malzemenin aynısı kullanılabilir. Farkı, gübreye dönüşen kısmın daha kolay alınabilmesidir. Bir katta dönüşüm devam ederken diğerinde biter, böylece havalandırılan ve dönüşümü tamamlanan kat daha kolay alınarak kullanılabilir.
Dönen / Altüst edilen sistemler: Avantajı işlemi hızlı bitirmesidir. Dezavantajı ise pahallı ve küçük olmasıdır.Yeşil ve kahverengi atıklar dönüştürücüye içi tümüyle dolmayacak şekilde yerleştirilir. Hergün döndürülerek karıştırılır. İşlem bitince boşaltılır.Yeni atıklar yerleştirilir.İzolasyonu iyi olduğu için kazanımı fazladır.
Tabaka ya da çukur sistemleri: Bahçesinde çok yeri olmayanlar için idealdir.20-25 cm derinliğinde toprak kazılır, içine atıklar gömülür. Birkaç ay kendi haline bırakılır.Daha sonra üzerine istenilen bitkiler dikilerek, bitkinin köklerinin bu malzeme ile beslenmesi sağlanır.
Ticari, satın alınan sistemler: Diğer sistemlere göre en pahallısıdır. Ancak kolaylıkla temin edilebileceği için tercih edilirler. Nasıl yapacağım, nasıl kullanacağım? diye düşünmenize gerek yoktur. İzolasyonu iyi olduğu için soğuk havalarda da işinizi görecektir. Bu tarz ürünlerin pek çoğu geri dönüşümlü plastikten yapılmaktadırlar. Solucanlı sistemler: Eisenia foetida ve Lumbricus rubellus cinsi solucanlar kullanılır. Kapalı alanlarda kullanılabilir. Genellikle serin ve nemli ortam işlem için uygundur. Solucanların üzerinde yaşayabilmeleri için karton kutular ya da yaprak, talaş karışımı en alta serilir. Üzerlerine atıklar dökülür. Kısa süre sonra işlem tamamdır. Çocukların keyifle oynayacağı oynarken de gübre yapmayı öğreneceği oyun için lütfen şu bağlantıya tıklayınız. Öğretmenler için hazırlanan klavuzda tek tek bozunmaya yardımcı olan canlılar tanıtılmış ve onlara Kemal Kulağa Kaçan, Kamile Kırkayak gibi şirin isimler verilmiş. Eminim sizler de yaratıcı gücünüzü kullanarak daha güzellerini yapabilir, çocuklarınıza ve onların arkadaşlarına yarınları için neler yapmaları gerektiğini öğretebilirsiniz.

Sevgi ile ve de kompost yapabilme yetisiyle kalın...

24 Temmuz 2006

Basın Bayramı

Bugün sansürün kaldırılışının 98.yıldönümü.

Tüm basın camiasının bayramı kutlu olsun !

21 Temmuz 2006

Yel Değirmenleri

Nasıl bir görünüm tercih edersiniz böyle mi?



Yoksa böyle mi?




Bozcada'ya iki sene önce yazın gittiğimizde heyecanla yeldeğirmenlerini görmek istemiştim ve gezdiğimde inanilmaz sevindim... Yurt dışında özellikle fabrikaların kendi elektriklerini üretebildikleri bu değirmenleri gördükçe neden bizde de yok diye hayıflanıyordum.Varmış hem de pek çok...

Üstelik Bozcaada'dakiler de ilk değilmiş.Oraya gittiğimizde bize anlatılan hikaye geçmiş yıllarda adada devamlı elektriklerin kesildiği ve öğrenci iken bu durumdan bıkıp ahteden adalı bir çocuğun büyüyünce elektrik mühendisi olarak adaya yeldeğirmenlerini kazandırdığı, bunlardan elde edilen elektriğin adanın ihtiyacından fazla olduğu için sadece adaya değil çevresine de yettiği idi...

Dilerim ki gün geçtikçe yeldeğirmenlerinin sayıları artar ve nükleer enerji, kömür enerjisi gibi çevreye zararlı olabilecek santrallar yerine bu masum beyaz görüntüleri ile gelinleri andıran yeldeğirmenlerinden yararlanırız...

Yeldeğirmenlerini Bozcaada'ya web sitesini kuran firmadan Bozcada dışında nerelerde var onu da görebilirsiniz.


Hadımköy'de bir fabrikada varmış mesela.Okuduğumda şaşırdım, aferin onlara !
Bir gün gelir de büyük sitelere jenaratör almak yerine yel değirmenleri inşa ederler mi acaba?

Enerji Tasarrufu


Son günlerde artan sıcaklarla beraber televizyonda devamlı su sıkıntısından bahsediyorlar.Ben bu güne kadar ne elektriklerin kesildigine rast geldim ne de suların.Bunu sanırım planlamayı iyi yaparak başarıyorlar ama en önemlisi eğitim.Herkese kaynakları etkili biçimde kullanmazsak neler olacağını anlatıyorlar, anlamayana bir daha bir daha anlatıyorlar taaaa ki anlayıncaya kadar.

Çarşamba günü temmuz ayı rekorlarını kırdı sıcaklıklar ve de insanlar susuz kaldılar diye okullar tatil edilmiş bazı şehirlerde, bazı kullanım alanlarına özel tanklarla sular getirilmiş. %40 kaza oranı artmış o gün, otoyollarda kazalar nedeni ile hapis kalan insanlar için helikopterlerle su taşınmış. Bunu duyunca dedim PES !!!

Cambridge'e ilk geldiğim yıl üniversite bağlantılı bir eğitim kuruluşunda gönüllü olarak çalıştım.Amaçları arasında doğaya zarar vermeden çalışmak da vardı, bununla bağlantılı olarak da ISO 14000 yada EMAS gibi bir sertifikasyon programına katılmak istiyorlardı.

Neler yaptıklarını incelerken hayrete düşmüştüm. İşe gelişlerde benzin yakıp havayı kirletmemek için elemanlarına bisiklet temin ediyorlardı, uzaktan gelenler için araba paylaşıyorlardı ya da 'Park and Ride' kullanmaya teşvik ediyorlardı.(Burada Park and Ride denilen otoparkı arabaları ile gelenlere ücretsiz şehir dışında yerler var, şehre uygun bir fiyata alacağınız biletle ulaşabiliyorsunuz, bu da sizi arabamı nereye park edeceğim derdinden kurtarıyor aynı zamanda toplu taşımayı teşvik ediyor.)

Uluslararası ulaşım için mümkün olduğunca uçaktan kaçınıyorlardı.Gidecekleri yer çok uzak ya da işleri acil değilse tren, otobus gibi araçları tercih ediyorlardi.

Geri dönüşümlü kalem, kağıt, dosya ve hatta tuvalet kagıdı kullanıyorlardı.

Fotokopide çift taraflı çekiyorlardı.

Aldıkları yiyecekler organik ve üreticisinin hakkı verilerek alınmış ürünlerdi. (Fair Trade)

Ampulleri az enerji harcayan türdendi.

Elektrikli su ısıtıcısı (kettle) ağzına kadar doldurulmuyordu, o zaman daha çok enerji harcanır diye...Isıtılması gereken kadar su konuluyordu içine ve kahve, çay almaya giden arkadaşına da soruyordu ister misin diye, böylece bir defa kullanımla cok kişi yararlanmıs oluyordu, hem de verimlilik bozulmadan içecek temini sağlanmış oluyordu !

Elektrik prizleri kullanılmadığı durumlarda kapalı tutuluyordu [Burada elektrik prizlerinde de anahtar var :) ]

Bunlar gözle şahit olduklarım, bir de dokümanlarının içinde bulduklarım var ki çok ilginç gelmişti.

Çocuk bezi olarak annelere eski usul bezler tavsiye ediliyordu, kağıt israfina karsı, ama anneleri madur etmemek için temizleyici sorunu da halledilerek önlerine konuluyordu.Üstelik kapıdan alıp kapıya teslim şeklinde !

Kullanılmayacak cep telefonu, bilgisayar, monitor, TV vb cihazları önce kullanacak birileri aranıyordu, yoksa geri dönüşüm ünitesine yollanıyordu...

Daha ince detay detay pek cok sey !TV 'daki programlara, insanların hayatlarında da dikkat ediyorum, pek çok kişi bu yukarıda anlattıklarıma uymaya çalışıyor.Yardım derneklerinde özellikle bu konular üzerinde duruluyor ! İnsanların bunu yaşam biçimi haline getirmesi için okullarda, kütüphanelerde, topluma açık pek çok yerde çalışmalar yapılıyor.Araba paylaşarak ulaşım için bir ağ kurulmuş, insanlar oraya üye olarak kendilerine taşıt seçebiliyorlar....

Bununla ilgili hoş bir web sitesi bana gelen maillerden birinden elime geçti, sizlerle paylaşmak istedim. Sizler ne kadar doğa ve kendiniz ile barişıksınız bir bakın bakalım :)

http://www.wearewhatwedo.com

Başımıza ne gelirse hava şartları nedeni ile suçlusu Küresel Isınma diyorlar. Bu yüzden özel bir belgesel hazırlandı ve orada detay detay evlerimizde nasıl önlemler alırız da küresel ısınmaya sebep olacak zararlı gazları çıkartmayız onlar anlatıldı.( Duy Amerika duy da sen de örnek al !!!)

Üye olduğum gruplardan birinde Avustralya hükümetinca hazırlanmış bir film link olarak gönderildi, aynı önlemler orada da alınıyor anlaşılan....
Filmi seyretmek için:

http://www.youtube.com/watch?v\u003dFH3DT7eh6DQ

Bizler kişisel olarak bunların ne kadarını içimize sindirmişiz ve neler yapabiliyoruz dersiniz? "