13 Kasım 2006

Yemek Etkinliği 16 - Patates


Bu seferki yemek etkinliğinin ev sahibesi sevgili Evren olmuş. Benim Belçika'dan İngiltere'ye komşu gel deyip durduğum, yemeklerine bayıldığım sevgili Annemin Mutfak Kokusu - Evren. Onu hiç kaçırmadan takip ederim.

Ben de nacizane bir anneanne mutfağı kokusu olsun blog'umda bu sefer dedim ve rahmetli Boşnak anneannemin sütlü patatesinden yapıverdim.

Bu yemek için Adapazarı'nın mis gibi patatesleri ve kuzine lazım ama Allah'ın İngiltere'sinde bulduğumuzla idare edeceğiz artık.

Bütün yemekleri ölçüsüz yapamayan ben bu yemek için belli bir ölçü söyleyemeyeceğim. Gıcık olduğum için gözkararı da demeyeceğim. Tepsinizin büyüklüğüne göre siz kararınızı verin diyebilirim ama değil mi?

Malzemeler:

Patates
Süt
Yumurta
Tuz

Orjinalinde olmamakla beraber ben içine yıldız anason ve minik hindistan cevizi rendesi (muskat deniyor galiba) koydum.

Yapılışı:

Bir tepsinin içine azıcık süt konulur (yağ yerine), halka halka doğranmış patatesler dizilir. Bu hali ile fırına verilir. Patateslerin üzeri kızarmaya başlayınca dışarı çıkartılır.
Süt ile çırpılmış yumurtaya istenen baharatlar ilave edilir ve tekrar fırına verilir. Üzeri güzelce kızarınca fırından çıkartılır.

İstenirse aynı tarif hazır krema ile de yapılabilir, o zaman yumurta koymamanız lazım. İngiliz usulü olan kremalı türü ve anason ile minik hindistan cevizi rendesini oradan aldım ben de.




Afiyet Olsun !

37 yorum:

Mr_TD dedi ki...

son foto nicin sola kaymis, kih kih :O)

Pınarın Kulubesi dedi ki...

yahu nasıl ayarlıycaz sütünü, yumurta sayısını şimdi.. gözkararı deyip çık içinden olmaz ki..
ben bile omlet yaparken yumurta ile patatesin sayısını verdim ki insanlar bir oran kurabilsinler kafalarında, ister ters ister düz oran ile yapıverirler omletlerini, biz şimdi sütlü patates yapıcaz derken patatesli süt pişiriverirsek nolucak, bunun vebalinden nasıl kurtulucan..
akşam akşam iyi döktürdüm ya..işim gücüm yokmu benim, yoksa bu bulaşıcı bir durum mu? Lama evvelsi gün benim siteye yorum bıraktıydı,ondan bulaşmış olabilirmi?

Berceste dedi ki...

Muzur arkadaşların mı vaaar derdin var işte !

Sayın hocam o fotoğrafı soldan ortaya almıştı sağolsun, uğraşıp didinip, ama dürüst ben, kendi becerebildiğim şekli ile sergilemeye karar verdim de ondan hocam ! Yarın öbür gün ona külfet olmasın dedim...

Alacağın olsun senin Pınar, yazdık ama önceden değil mi? Lama'nın güzel huyları bulaşsın sana muzurlukları değil :P
Ben ortaboy bir tepsi kullandım. 1/2 kg süte, iki yumurta kırdım. Oldu mu şimdi? Geçersin elime sen :D Bir dur hele !

Bezen Hindistan dedi ki...

pek hafif ve nefis gorunuyor, eline saglik. bi soru: anason tadi geliyor mu yerken? anasonla yildizim barismadi benim, raki bile icemiyorum onun kokusu yuzunden. raki icmeyen turk kizi mi olur rezalet. koyma canim sen de diyebilirsin tabi ama bir yandan da merak var iste sorayim once dedim:)

Adsız dedi ki...

Nerden baslasam bilmiorum:))
oncelikle olcu meraklisi bercestenin boyel bir tarif vermesi kafalri karistiriyor sewgili seirciler! bugun ve bu yazi ve bu tarif, blog tarihin en ozel sayfalarindan birinde yer edecektir!!!!!!berceste,lutfen bir daha boole hatalar istemem, ben affederim tarih affetmezzzzzzzzzzzzzzzz

Pinar baci: oncelikle bu konuyu farkettigin icin sagol sonra da kizsam mi sevsem mi bilemicim:))) Lama'nin kotu bir huyu yokki bulassin,ne bulasmissa senin iyiligine sekerim, kiymetimi bil hahahaa:)))))

OUR BEAUTIFUL HOUSE&GARDEN dedi ki...

Ellerinize saglik. Stuttgart´tan sevgilerimle Sonia...

Berceste dedi ki...

Teşekkür ederim Bezenciğim. Anason kokusu ne yazık ki geliyor, hafif de olsa... Yanlız ben mi yanlış algılıyorum bilmiyorum ama sanki yıldız anason'un tadı ve kokusu daha az gibi. Midem rahatsızlanırsa bana direkt anasonlu galetayı çaya banıp yedirirdi babaannem. O yüzden midir bilmem anasonla benim de aram çok hoş değil ama bunu seviyorum. Karar senin :) Sevgiler...

Kendi bizdik namı büyük çok bilmiş cheesecake Lamam benim, ister affeeeet, ister etme,ne diyeyim? Pınar'a ölçüleri verdim bile, sen o kadarını dahi yapmıyorsun ya ona yan :P

Hoşgeldin Stuttgart'tan Soniacığım, sefalar getirdin. Ben zevkle senin güzel blog'unu izliyorum. Epey oldu ama çiğ börekler de hala gözümün önünde :) Sevgiler...

Adsız dedi ki...

Bercesteciğim ellerine sağlık olsun, pek güzel göründü gözüme bu anneannenin sütlü patatesi :)

Adsız dedi ki...

merhabalar, çok lezzetli görünüyor. Etlerin yanına da garnitür harika olur. Muskatı domates çorbasına da ilave edebilirsin, ben yaptım çok iyi oluyor.
sevgiler,yeliz

Adsız dedi ki...

berceste, ellerine sağlık:) yıldız anason ne değişik geldi fotoğrafı, ilk defa görüyorumda;)
afiyetler olsun, anneanneciğininde ellerine sağlık...
sevgiler...

Damak Tadı dedi ki...

Sevgili Berceste,
En sonunda sana ölçüleri yazdırdılar..Çok şekersiniz yorumları okurken tebesümüm eksilmedi.Sevgili Ananeciğinin patatesleri harika olmuş ellerine sağlık tatlım.Bende kremalı ve bol karabiberli yaparım.Öylede nefis oluyor denemeni isterim.Ellerine sağlık,etkinliğin hayırlı olsun..Sevgiler..

Mutlu bir hafta diliyorum..

Berceste dedi ki...

Valla benim de aklım senin patatesli irmikli kekinde kaldı Yeşimciğim, hele de üzerinin görünümü ye beni diyor başka da birşey demiyor. Ellerine sağlık. Bu ay patates yemekten, patatese döneceğiz bu anlaşılıyor :)

Merhaba Yeliz, dün akşam bizim sütlü patatese, nar gibi kizarmış, ballı tavuklar eşlik ettiler :P Tavukların görünümü patateslerden daha fotojenikti ama iş işten geçip ben yayınlamıştım bile diğerini. Muskat doğru kelime değil mi? Babaannem vişne likörü yaparken onun içine rendeleyip az bir miktar atardı. İlk o zaman tanışmıştık biz de muskat ile ama bizimkiler hindistan cevizi derlerdi. Deneyeceğim domates çorbasında da ! Teşekkürler tavsiye için.

Teşekkürler Zynep Zeynep :) Ben de ilk defa burada tanıştım yıldız anason ile, çok şık bir görünümü var değil mi? İnsan yiyecek olarak tüketmeye kıyamıyor. Bir kitapta çubuk tarçın ve yıldız anasondan yapılan süslemeleri görmüştüm. Mum üzerine uygulamışlardı yanlış hatırlamıyorsam !Denemeli bir ara. Bir ara da yıldız anason kimmiş araştırıp yazmalı :) Sevgiler bizden sana...

Sevgili Gül, şu Lama denen hatunun diline düşme de ne yaparsan yap ! Çok fena çok, tutturdu mu birakmıyor da. Kendi yayınlıyor ölçüsüz falan sonra gelip bana tantana yapıyor, yakaladı ya bırakmaz şimdi... Öbürü (Pınar) de ona uymuş, dedim yapma etme diye ama ı ıh o da yememiş içmemiş, kulubesinde oturmamış sataşmış işte gördüğün gibi :) Alacakları olsun ne diyeyim? Evet kremalı da çok güzel oluyor ama bize biraz ağır geldi, o yüzden sütlüsünü daha sık yapar olduk, ama canımız isteyince kremalıdan da yapıyoruz. Karabiber denememiştim, onu denerim ben de ! Sevgiler.

Gülücükler hepinizin yüzünden eksik olmasın.

Pınarın Kulubesi dedi ki...

:) çoğu zaman yorumları okumak için özellikle geliyorum bloga:)klubede her zaman otur otur olmuyor, kuş yuvası sende:)
ve her zamanda tebessüm ettiriyor gerçekten yorumlar:) özellikle lama ile olan karşılıklı atışmalar
sevgiler sevgiler sevgiler

Bocuruk dedi ki...

Sevgili Berdesce,
Aynı isimli tarifi değişik yapılış şekli ile vermişiz ne güzel. Ben böyle de deneyeceğim. Yıldız anasona ben de bayıldım :) Etkinliğin hayırlı olsun.

Sevgilerimle...

Punto dedi ki...

patates deyince bakıyorum yorum bolluğu var.Bizimkilere tarifine uygun patates yemeğini yaptırmak farz oldu. Ne de mayamızda bol patates var. Nasıl mı?
2.Dünya harbinin bitiminde büyüdüğümüz karadeniz'de bol bol patates ekilmiş bahçelere. Kıtlıkta patates önemli gıda malzemesi olmuş. Külde pişen patatesi özlemiyorum değil.

Adsız dedi ki...

ellerine sağlık berceste.ben bunu süt yerine kremalı yapıyorum.ama senin tarif ile de deniyeceğim.

seda
tarifname.blogspot.com

Unknown dedi ki...

Berceste hadi burada misafir edeyim ben seni, sen de bana bu guzel yemeklerden yaaaappppppppp noluuuurrrr:) eline saglik canim harika gorunuyor:)

Berceste dedi ki...

Bak konuştukça batıyorsun Pınar ona göre,sevgiler falan da affettirmez ! Nasıl yani Lama ile iyi şebeklik ediyorsunuz sırf o yüzden mi bloğunuzu okuyorum diyorsun şimdi sen???? Evet şablonda kuşlar var ama adım kuş yuvası değil,iyi oku derim kulübeli (klubeli) hatuncuğum. Bak Lama beni kızdırdı üç gün konuşmadım onunla, sana da küserim sonra ona göre !

Merhaba sevgili Böcürük, Pınar söyledi bana da Böcürükte de var diye ama benimki Boşnak Anneanne tarifinin Dilek versiyonu dedim ben de :) Sevgiler...

Patatese döneceğiz valla Punto amca, bütün tarifler birbirinden güzel. Hepsini denersek bilemiyorum halimizi artık. Bugün hızlı hızlı Başkonsolosumuzun konuşmasına yetişmeye çalıştık, ben nefes nefese kaldım, spor yapmak lazım da nasıl o kısmını çözemedim ben, fazla tembelim sanırım :( Külde pişen patates dediniz gene kuzine de pişen, nar gibi kızaran Adapazarı patatesleri geldi aklıma. Niğde patatesleri hastalık kapmış, senelerce yedirmişler adamlar bize, neymiş mücadelesi pahallı imiş ! Anlamıyorum ben bu insanların bencilliğini :( Demek Karadeniz'de patates de varmış. Cahil ben bilmiyordum bu durumu.

Teşekkür ederim Seda. Senin blog'unu da keyifle takip ediyorum. Sevgiler...

Olur E.L.I.F'ciğim yeter ki sen iste. Yapıp buralardan bile yollarız gerekirse. Türkiye'de kargo şirketleri ile günlere baklava falan getirtiyormuş arkadaşlar, biz de kıtalararası uygulamasını başlatırız şunun şurasında :) Vize derdi olmasa biz de yemeklerle beraber seyahat ederdik ne güzel. Teşekkürler iltifatların için, seni kocaman öpüyorum. Sevgiler...

Mr_TD dedi ki...

patatese doyduk,
hadi söyle bi tatli yap da yiyelim bunun ,üstüne :) ,hafif bisi olmasin ama,bize yakismaz
T:D

Punto dedi ki...

40'lı yıllarda henüz çay ekimi başlamadan önce Karadeniz'de patates ve mısır ekimi fazlaydı.Erkekler gurbette çalışırdı. Genellikle denizci olarak. Sonra çay geldi. Gurbetçilik azaldı.Ekili alan az olduğu için patates yok tabii şimdi. Bol bol kara lahana var. Son yıllarda iklime uyum sağlayan avokado ekimine hız verildi.

Berceste dedi ki...

İmzası bile gülen suratlı olan TD, o geçen ayın etkinliği idi, tatlı yiyeli çok oldu, sen geç kalmışsın, benim blogda yiyecek görebilmen için 1 ay beklemen gerekecek ! Sana Fas tatlıları ile Bayram Tatlıları bölümlerine bakmanı tavsiye ederim.

Punto Amca sizden her yorumunuzda farklı birşey öğreniyorum. Çay Karadeniz'in yerel bitkisi değildi yani öyle mi? Avokado gibi o zamanın modasıydı yani...Bu da ilginç ! Çayın tiryakisi çok Türkiye'de ama avokadoyu da o kadar severler mi bilmem :) Teşekkürler bilgiler için.

Punto dedi ki...

Çay çay diyorsunuz demli bir çay içerken belki bu bilgileri de hatırlarsınız diye aktarıyorum:Çay Rize ili başta olmak üzere Trabzon, Artvin, Giresun ve Ordu'yu kapsayan 767 bin dekarlık engebeli arazide yetiştiriliyor. Türkiye'de çay yetiştirilmeğe ilişkin ilk teşebbüs, 1888-1892 yıllarında Japonya'dan getirilen tohum ve fidanlarla Bursa'da yapılmış, ekolojik şartların elverişsizliğinden dolayı olumlu sonuç alınamamış. 1917 yılında Doğu Karadeniz Bölgesiyle Kafkasya'da yaptığı inceleme gezisi sırasında Batum ve çevresinde çay, narenciye ve bambu yetiştiğini gören Prof. Ali Rıza Erten, ekolojik şartların benzerliğini dikkate alarak Rize ve çevresinde de çay bitkisinin yetişebileceğini bir raporla bildiriyor. Birinci Dünya Savaşından sonra Rize ve çevresinde görülen ekonomik bunalım ve beraberinde gelen sosyal sorunlara çözüm aranırken bu rapor değerlendirilmiş ve bölgede çay tarımına başlanılması zaruri görülmüş. 1924 yılında bir kanunla Rize ili ve Borçka kazasında çay yetiştirilmesi hususunda Ziraat İşleri Genel Müdürü Zihni Derin görevlendirilmiş. Bir miktar arazi kamulaştırılarak uygulamaya geçilmiş, o zamanki Sovyetler Birliğinden tohum ve fidanlar getirtilerek denemeler yapılmış ve sonuç başarılı olmuş. İlk kuru çay üretimi 1938 yılında elle gerçekleştirilmiş, ilk çay fabrikası 1947 yılında Rize'de kurulmuş. Ekonomik anlamda üretime ise 1950 yılından sonra geçilmiş. 1984 yılından sonra da çay alımı, işlenmesi ve satışındaki tekel kaldırılmış, Özel Sektöre de imkan verilmiş. Bir bilgi daha. Dünyada ki çay tarım alanlarının %36.9?u Çin, %20.5?u Hindistan, %8.3?ü Sri Lanka, %4.8?i Endonezya, %5.1?i Kenya, ve %3.3?ü ise Türkiye?de yer almaktadır.

Punto dedi ki...

O kadar çok patates tarifi yapıldı ki senin tarifin üzerine ben de şöyle kısa bir araştırma ile bazı bilgilere ulaştım. belki bilinen bilgiler olsun. bilmeyenler okusun.
Patates Güney Amerika kökenli bir sebze. Amerika'nın keşfinden sonra bütün dünyaya yayılmış. Besin değeri yüksek. Türkiye'de yılda 6 milyon ton kadar patates üretiliyor. Bunun 1 milyon tondan fazlası Nevşehir'de yetişiyor. Bir zamanlar savaşa giden orduların neredeyse tek tayını patates olmuş. Yetiştirilen patateslerin kabuğuna, etlerine ve yetiştikleri yere göre isimler alıyor. Kayseri ve Niğde yörelerinde yetişen daha çok patates nişastası yapımında kullanılan açık kahverengi ve ince kabuklu bir tür olan beyaz patates. Adapazarı, İzmir ve Kocaeli'nde yetişen sarıkız ise yemeklik olarak ideal. Beyaz etli olanlar nişasta bakımından zenginken, proteininin değeri düşüyor. 100 gram patateste 80 kalori, 2 gram protein, 17 mg karbonhidrat, 7 mg kalsiyum, 53 mg fosfor, 20 mg C vitamini var.
Dikkat! patatesin besin değerinin büyük kısmı kabuğunda olduğundan soymak yerine özel bıçağı ile kazımak daha iyi. Yine kabukları soyularak pişirilen patates C vitaminin yüzde 25'ini kaybediyor. Rendelenmiş patates kızartması ki, adına röşti deniyor, harika bir garnitür. Buzdolabında patates bekletmek neden önerilmez? Çünkü patatesin nişasta oranının artmasına ve şekerlenmesine neden olur. Böylece kendi özgün tadından uzaklaşır. Burası önemli!!!!
Yine de tüketirken nişastalı bir besin olduğu, abartılırsa size kilo olarak döneceğini unutmamak gerekiyor.

Adsız dedi ki...

Berceste'm
Yanindayim! Bu Pinar'in dil pabuc,hakkindan gelelim sekerim:P

not:bizim muhabbetler reytingleri tavana vuruo gordun mu :) Belki bi gun "Lama ve Kinali Keklik" daha dogrusu "Kinalik Keklik ve Lama" diye tolk sov teklifi aliriz :)))))

Berceste dedi ki...

Punto amca ben şapka çıkartıyorum bu araştırma sonuçlarına, gerçekten bilmediğim şeylerdi ve faydalı bilgiler. Çok çok çok teşekkürler... Bu arada sizin blog'unuzun da müdavimiyim, gene çok güzel bir konu ve çok güzel bir hatıranızı yazmışsınız. Hürmetler...

Cheese cake Lama, harbi öyle pabuç yetmez, postal kadar falan yani ! Utanmaca da yapmıyor :(
Valla sen de ben de göz önünde olmaktan çok hoşlanmıyoruz, bu şartlarda talk show nasıl olur bilmem??? Ayrıca ben Rahşanım olmadan da hiçbir işe girmem :) Kambersiz düğün olmazmış değil mi?

NuR dedi ki...

Sevgili Berceste,
Ziyaretine ve de bu yaz minik yazlığıma yaptığım küçük dekorasyon atraksiyonumu beğenmene sevindim, teşekkürler. Atamızla ilgili anlattığın beni çok duygulandırdı, benim annem 29 ekim doğumlu, Atamızın ölümünü duyduğunda, daha bir iki haftalık lohusa olan anneanem, bebeğini kucağına alıp, sarayın önüne gitmiş, oradaki askerler, kara örtüye sarılı bebeği ile görünce, "hanım Atamız çocukları çok severdi, bebeği o kara örtüden çıkar" demişler, anneannem de askerlerde ağlıyormuş.
Sir W. Churchill "yer yüzüne her yüzyılda bir dahi gelir, ne yazık ki bu yüzyılda Türk'lere nasip olmuştur" demiş
Patatesli tarifini, yazın çok yaparım, kabakla da güzel oluyor, tavsiye ederim, biraz peynir rendesi yakışıyor.
Sevgiyle kal

Adsız dedi ki...

sendede adapazarlilikmi var yoksa birazcik??

Berceste dedi ki...

Merhaba Şennur, hoşgeldin. O şapkalardan ben de isterim :) Çok beğendim doğrusu, çiçekler ve metal saksılarla harika bir kombinasyon oluşturmuş. Senin anlattıkların da beni çok duygulandırdı. Bu anıları, bu sevgiyi gelecek nesillere aktarabilmek en önemli görevimiz olmalı diye düşünüyorum. Aynı tarifi karnıbaharla yapıyorum ben de. Benim gonca karnıbahar yerse anca böylesini yiyor :)

Rahşanım Adapazarlılık olmasa patatesi bu kadar sever miydim bilmiyorum :) Bende yok yok...Bir Karadeniz ile doğuya çok takılmamış aile efradı galiba ama orta Anadolu'dan Balkanlara, Rumeli'ye uzun bir kuşak Türkiye bizden :P Biz de onlardan :) Benim Boşnak anneanne ve ailesi Bosna'dan Adapazarı'na göçüp yerleşmiş. Kuzinede pek güzel patatesler pişirirdi. Ağızda dağılan mis gibi. Bak kokusu burnuma geldi şimdi.

Adsız dedi ki...

Tabiki "Rahsan olmadan cikmayiz abiiii"
Bi an gaflete dusup oyle yazmisim,ozur dilerm Rasocuum:(
Sovumuz radyoda olicik -gizemimiz korunur boylece- ve adi hazir zati "UC Silaksor".UC'u nedense buyuk yazdim hehe
Saygilar,sevgiler

Berceste dedi ki...

Şimdi UC'u büyük yazdım deyince Lama(noktaları olmadığı için U harfinin başka bir anlam da taşıyınca) aklıma geldi, mümkünse yorumlarda Türkçe'yi bozmadan güzel güzel yazmaya dikkat edebilir miyiniz? Böyle şaka falan yaparken elimiz, dilimiz alışıyor, güzelim dilimizi yozlaştırıyoruz diye suçluluk duyuyorum. Benim için İngilizce klavyede Türkçe yazmak zor olsa da onu bile yapmaya çalışıyorum. Yeni nesil de özellikle msn, icq, skype gibi programlarla yazışırken ya da cep telefonlarından mesaj yollarken abuk subuk bir dil kullanıyor çok fena bozuluyorum. En azından biz yapmasak, onlara örnek olsak, ne dersiniz??? Sevgiler...

Adsız dedi ki...

Elinize sağlık,patates çocukların vazgeçemediği lezzet bir de şu ketçap ekleme işi olmasa...Bunu da severek yerler sanıyorum...

Selam ve sevgiler...

Adsız dedi ki...

Sevgili BERCESTE, LEZZET USTASI ! Yine kolay, özellikle çalışan insanlar için harika bir tarif.Yıldız anason ne kadar da ilginç,teşekkürler.TUTKU

Berceste dedi ki...

Çocuklar kızartmasının hastası ama değil mi Serin Mavi :) Sonuçtan beni de haberdar etmeyi unutmazsın değil mi? Sevgiler...

Aman Tutkucuğum, o kadar Lezzet Ustası varken bana çırak olmak düşer mi bilmiyorum :) Sadece yapmayı becerebildiklerimi, yemek etkinlikleri vasıtasıyla sizlerle paylaşmaya çalışıyorum. Umarım senin afacanlar severler. Yıldız anason var mı Türkiye'de bilmiyorum, Mısır Çarşısı'na bir uğramak lazım herhalde. Yorumun için ben teşekkür ederim. Sevgiler...

Adsız dedi ki...

Bu yemegi Balikesir'li bir arkadasimin evinde yemistim. Baligin yanina cok guzel gitmisti. Ellerinize saglik. Sevgi ile,
Tuba

Berceste dedi ki...

Teşekkürler Tuba, arkadaşın da Boşnak mıydı ;-) Sevgiler...

Adsız dedi ki...

Oldukça lezzetli bi yemek tarifi, ellerinize sağlık

Berceste dedi ki...

Teşekkür ederim.