09 Haziran 2012

Cevizli Kuru İncirli Tatlı

Bu aralar hangi misafirimiz gelse bahaneyle bu tatlıdan yapar oldum. İngiltere'de beni bu tatlı ile tanıştıran Memnune'nin kulakları çınlasın!

Tarif, Memnune'den değil yalnız. O sıralar çok sık okuduğum bir yemek blog undan. Ama kimden onu not etmemişim. O dönemde blog zemin rengi pembe imiş, onu söyleyebilirim. Epeyce eski, 2007'de Word dosyasına o şekilde kaydetmişim. Aslında site adresini de kaydederim genelde ama bir MS Office, bir Open Office kullanınca kayıtları bir yerde şaşırmışım. Her kimse tarifi aldığım arkadaşım, okuyup haber ederse sevinirim.


Malzemeler
2 yumurta
1 su bardağı toz şeker
1 su bardağı un
10 tane kuru incir
1 su bardağı ceviz içi
1 paket kabartma tozu
1 paket vanilya (ben vanilyayı buradaki gibi kullandığımdan 1 yemek kaşığı vanilyalı pudra şekeri demem daha doğru)

Krema
4 su bardağı süt
3 yemek kaşığı tozşeker
3 yemek kaşığı un
1 yemek kaşığı vanilyalı şeker

Yapılışı 
10 adet kuru incir yumuşayıncaya kadar sıcak suda bekletilir.
Cevizler elde bölünerek ya da bıçakla çentilerek parçalara ayrılır ve 1 su bardağı ölçü tamamlanır.
Çırpılan yumurta ve şekere un, kabartma tozu ve vanilya da ilave edilip yeniden çırpılır. En son ceviz ve kuru incir parçaları ilave edilerek karıştırılır. Benim ölçüm orta boy kare Borcam oldu. Ona tam denk geliyor.
Fırında kızarıncaya dek pişiriyorum.

Bu pişme ölçüsü normal kekteki gibi ama daha beyaz bırakırsanız, krema döküldüğünde daha yumuşak, daha kahverengi ve kıtır pişmesine izin verdiğinizde daha ağıza gelir bir tadda oluyor. Ben ikisini de denedim, kıtır olan tadı daha çok sevdim. Gene de dikkat edin, yanmasın kahverengi olsun derken!

Kek kısmı piştikten sonra çıkartıp biraz soğumaya bırakın. Benim genelde tam soğumasına izin verecek kadar vaktim olmadığından hemen krema kısmına başlıyorum. Orjinal tarifte yumurta ve margarin de var ama ben onları kullanmadım şimdiye dek, kullanmayı da düşünmüyorum... Bu halini sevdim. Yukarıdaki ölçülerde malzeme ile çırpma teli yardımıyla muhallebiyi pişiriyorum.

Keki biraz bıçakla delip, muhallebiyi üzerine döküyorum.
Soğuduğu zaman servise hazır.

Afiyet olsun... 

07 Haziran 2012

19 Mayıs'ta Bizde Toplandık

 
Bizim Blog Dostlarından oluşan bir grubumuz var ara ara yazıyorum o güzelim, özenli sofraları. Düzenli bir şekilde buluşuyoruz. İlk Can'ın doğmadan önce biraraya gelmiştik. Sonrasında bebekler birbirini izledi. Evlilikler, yeni evler, diş çıkartan böcükler... Bunun için illa güzel bir de bahanemiz oldu hep.

Bize davet etmek için ben de Uğur Böcüğümün Doğumgününü düşünmüştüm. Gün de kararlaştırmıştık. Amma velakin, hastalıklar hesabı şaşırttı. Bize geliş iptal oldu. O zaman planladığım tüm cicilerin de zamanı geçti. Planlar allak bullak oldu.
Niyetim, az, öz, tadında, doğal gıdalarla bir doğumgünü hazırlamaktı. Sofranın da aynı sadeliğe eşlik etmesini hayal etmiştim. O yüzden kelebeklerden yana oyumu kullanmıştım. Hatta sağolsun Hülya değişik kelebekler bulmama yardım etmişti uzaklardan. Ama tüm bunlardan habersiz olan Pınar, İpek'in Diş Buğdayı için toplandığımzda gayet güzel kelebeklenmişti.

Bizde bu sefer hem bahane, hem de araç olmayınca, en sade, en süssüz halimizle kalakaldık. Aslında hayalimdekinden de çok ötede değildi bu durum. Zira bazı şeyleri israf bulduğumu itiraf edeyim. Öyle düşündüklerimi de uygulamadım zaten. Bir iki renk katmak için süsümüz vardı, gerisi çiçekler...

Ah bir de 19 Mayıs'a denk geldiği için bayraklar, çocuklara balonlar...
Böcükle beraber önceden çocuklar için hazırladığımız kurbağacıklar...

Tatile denk gelince, misafir sayımız da az ve öz oldu!
Can dostlar yalnız bırakmadılar. Sağolsunlar.

Yazıdaki fotoğrafların büyük bölümü Selen'e ve onun makinesi ile çekmeyi ihmal etmeyen Pınar'a ait. Hangileri güzelse bilin ki onların, karman çorman olanlar da benim çektiklerim.

Adet olduğu üzere imece usulü yapıldı yiyeceklerimiz de. 

Yukarıda görülen nefis açmalar Münevver hanımın ellerinden. Büyük, küçük hepimiz bir kapıştık ki, en son ''Yettim gari!'' deyip yetişen Yasemin ve tatlı arkadaşına neredeyse hiç kalmıyordu! 

Münevver hanım, gelin üzmeyin bizi yeniden dönün Nane Limon'a lütfen.

Selen'im Meksika fasulyesinden nefis bir salata yapmıştı. Tarifi bu yazının sonunda. Kesinlikle denemelisiniz. Tatlı olarak da Tuana böcüğünü aldık ondan. Bizim Uğur Böcüğü ile pek güzel oynadılar. Hatta birbirlerinden ayrılmak istemediler. Ne güzel böyle minik dostlukların kurulması, minik kalplerin birlikte atması.

Pınar'ım cevizli, süzme yoğurtlu havuç salatası yapmıştı. Harikaydı. Can böcüğü ve İpek böcüğünü de yenecekler listemizde tuttuk elbet. Hele İpek böcüğü tam ye beni kıvamındaydı. Can böcüğü de kızlara ağabeylik yaptı.

Neslihan'ım en sevdiğim keklerden birisi olan Tahinli Kekten yapmıştı. Çok güzeldi. Ama kekten daha yemelik kıvamda bir de Yağmur böcüğümüz vardı. Benimle resmen konuşan tatlı bir böcük o. Ne desem cevap veriyor. Büyük insan gibi surat ifadeleri, ses tonu, herşeyi anlatıyor işte.

Annem bizi böreksiz bırakmadı ve peynirli serme börek ekledi ev sahibi listesine. Benden yorum yok, yiyenlere bırakıyorum yorumu.

Ben de İngitere'de iken önce bir arkadaşımda yediğim, sonra da internetten tarifine ulaştığım cevizli, kuru incirli tatlıdan yaptım. Son dönem elim pek alıştı bu tatlıya, yapması diğer tatlılardan daha kolay gelir oldu. Yemesine de bayıldığımdan olsa gerek!

Daha önceden de yazdığım gibi, son dakikada yetişen Yasemin de evimizi şenlendirince pek keyiflendik. Güldük eğlendik. Sonra onu düğüne de yetiştirdik. Nikahla düğün arasına bizi sıkıştırmasından da büyük zevk aldık. Gelemeseydi çooook üzülecektim.

Bize zaman ayırıp, evimizi şenlendiren tüm dostların elleri, ayakları sağ olsun.

İyi ki varlar!