17 Aralık 2012

Ampul Tuzağı:Planlı Eskitmenin Anlatılmayan Öyküsü

Sürdürülebilir Yaşam Film Festivalinden... Orjinal adı Lightbulb Conspiracy: The Untold Story of Planned Obsolescence
Teorik olarak sonsuz süre dayanabilen ampul yapmak mümkün! Evlerimizde hergün kullandığımız eşyaların hiç bozulmaması ya da çok basit bir şekilde tamir edilebilmesi de mümkün.

Babam yıllarca pek çok eşyamızı tamir etmiştir. Gazeteci olmasına rağmen, elektronik eşyalar onun için apayrı bir dünya olmuştur. Onların iç yapılarını hemen çözer, bilmedikleri için kitaplar getirtir, ne yapıp edip tamir ederdi. Saatlerce çalışıp da eve geldikten sonra ayaklarımı uzatıp dinleneyim demez, arkadaşlarının bozulmuş radyolarını, saatlerini oturup tamir eder, ertesi günü zafer kazanmış komutan edasıyla bütün yorgunluğunu atmış bir şekilde işe giderdi.

Evlenip İngiltere'de yaşamaya başladığımız dönemde, eşimin PDA'yi arızalandı. Servisini aradık. Öyle her yerde her şekilde ulaşılamazmış servislere bunu öğrendik. Posta ile biryerlere gönderecekmişiz. Özel ulak gideceği için maliyeti epeyce yüklü olacaktı. Sonra neden tamir gerektirdiğini bulmaları ayrı bir ücret, tamiri ayrı bir ücret... Hepsini kabul etti eşim, çünkü içinde kaybetmeyi riske atamayacağı bilgiler vardı. Geri dönüş posta maliyeti ile hemen hemen yenisini almaya denk geldi bizim PDA'in tamir hikayesinin maliyeti! Dedik pes!

Sonra eşyalı kiraladığımız evde bulaşık makinesi bozuldu. Ev sahibimiz itiraz etmedi, biz tamir edilecek diye beklerken, kapıda yenisini bulduk. Eskisini de alıp gittiler. İçim cız etti... Basitçe tamir edilecek bir makine, çöp olarak gitti ve çöpe atmak da para ile o ülkede! Yani onun da bir bedeli var çünkü çöpleri yok edemiyorlar. Toplayıp, üçüncü dünya ülkelerine gönderiyorlar. Onların başına dert ediyorlar...

Türkiye'ye döndük. İlk bozulan DVD oynatıcı oldu. Her zamanki televizyon tamircimize götürdük. Atın bunu dediler. Kulaklarımıza inanamadık. Ama biz bunu dünya paraya aldık dedik. Evet şimdi gereken parça da aynen o kadar, ama yenisini almak şu kadar diye 1/4'ü kadar bir ücret söylediler. Biz şok olduk.

Geçenlerde 1987 yılından beri tık demeden çatır çatır çalışan bulaşık makinemiz tık dedi... Yaptıralım mı, yaptırmayalım mı diye düşündük. Çünkü yeni sıradan bir makine almak 500 milyon iken, değiştirilmesi gereken parca 100 milyon idi. Sırf makine ile aramızdaki duygusal bağdan dolayı ben tamir dedim! Eğer tamir edilmese idi zaten servis 20 milyon alıp gidecekti... Tamir oldu, çalışıyor şimdilik çok şükür...

Sonra Evren, uyandırdı... Bu filmin adını ve ilhamını aldığı 111 yıldır yanan ampulle tanıştırdı bizi. Filmin içerisindeki öyküler inanılmaz! Aslında farkındayız ama çare yok deyip boyun bükmüşüz yukarıda yazdığım örneklerdeki gibi. Ama bir şekilde buna dur demeliyiz dünya çöplüğe dönmeden! Çalıştığımız, alnımızın teriyle, emeğimizle kazandıklarımız açgözlülerin elinde oyuncak olmadan!

Nereden başlamayı önerirsiniz?

9 yorum:

Benden Bizden dedi ki...

Bambinonun oyuncaklarını tamir ediyorum bıkıp usanmadan. Belki çok küçük ama bizim için büyük işler bunlar :) Hem oğlana da bozulan şeylerin atılmadığını öğretmek, göstermek istiyorum. Biz buradan başladık bakalım, gerisi gelir elbet!

fatma dedi ki...

Malesef aynı dertten muzdaribim, sevgili Dilek.
Bizim evde annem tamir ederdi herşeyi. Yıllarca ütümüzü, televizyon antenini ve benzer bir çok eşyamız annemin elinden geçmiştir ve uzun yıllar kullandık. Ama artık ne mümkün!! evde tamir etmeyi bırak tamirciye götürüldüğünde yenisinin parasını istiyorlar ve malesef bir şey bozulunca yenisini genelde tercih ediyorum:((( Bir zamanlar ütüm bozuldu, direttim tamircide yaptırdım ve yanisinin yarı parasına. İlk ütülemede ise içinden ateş çıktı:(((Ondan beri tamircilere de pek güvenemiyorum:((((

Adsız dedi ki...

Bu acgozluluk oldugu surece bu insanlarda yenisini almak kacinilmaz. Acgozlulugu durdurabilmek onemli. Bu da gercek anlamda bilgilendirmekle olur sanirim.
Alisveris manyagi olmayan halka sahip (bit pazarlarinda gorduklerim hic bir ulkede yok) ve ekonomosi cok guclu bir ulkedeyim su an.Belki son moda giyinmiyorlar ancak hepsi gelecegine yonelik yatirim yapiyor ve devlet de bunu destekliyor.
Basak

Berceste dedi ki...

Ne güzel yapıyorsun BB :) Eline, ustalığına sağlık!

Annenin ellerine sağlık kıskandım onu Fatma :) Bak iyi hatırlattın ütü konusunda tıpatıp aynı şeyi yaşadık biz de! Babam sağ olsaydı çözerdi kesin ama ne yazık ki artık o yok :( Ütüyü tamir etmek üzere açarken bir de kırmışlardı üstelik :( Gitti ca'nım ütü.

Kesinlikle aynı teşhis benden de Başak. Dünyayı açgözlülük ve açgözlü insanlar yok ediyor, edecek :( Savaşların da, katliamların da ana sebebi bu! :( Ben de öğrenir öğrenmez bilgilendirmek için paylaştım hemen sizlerle. O ülke neresi çok merak ettim şimdi. Sevgiyle...

Fatma dedi ki...

Öyle kolay kolay hiç bir şeyi atmam, yeniden değerlendirmekse söz konusu olan elimden geleni ardıma koymam ama bu yüzden ev bir gün şunu yaparım bunu yaparım diye biriktidiklerimle dolu, çok şeyi ise ihtiyaç sahiplerine vererek yeniden kullanıma sokarım.
dünyanın çöplüğe dönmesi konusu can acıtıcı, ürkütücü aslında.

Oglak Kizlari dedi ki...

Katılıyorum.
Uygulamaya çalışıyorum.

Kızım, kızıma aşılasam bile bişeydir.

Sağol paylaşım için.

Umutlu anne.

secilgil dedi ki...

Bizim çamaşır makinası mütemadiyen ayaklanıp gitme peşinde...
Pek sevgili yerli markamız, o aslında 7 kg ama 7 kg ürün almaz, 2 kazak ya da 3-5 beyaz atacaksınız suyu çekince 7 kg olacak diyor...
Hı hımmm peki.. 7 kg'a çıkarılan makinanın balataları da 5 ten 3'e düşürülnünce teknoloji gelişmiş oluyor! Tambur dayanamayıp kalk gidelim diyor..
Makina mühendisliğini kazandığım vakit herkes büyüyünce tamirci olacağımı zannediyordu ama bize sadece tasarım üzerine dersler verildi, sorun çözme odaklı yaklaşımlarımız daha azdı :)

evinkedisi dedi ki...

Kesinlikle katılıyorum tüketime özendirilen ve o şekilde büyüyen bir toplum, İngiltere'de de savaş gören geçmiş nesille yeni olanın arasında yaşanan en büyük kargaşa, bir yanda Türkiye'de de aynı, çorabını gömleğini pantalonunu yamayarak yaşayan bir dönem. Biz yaşayamadık evladım sen yaşa da var bunların arasında, dünyaya bir kere gelmişim anasını satim mantığı, kafası çalışmadığı için pek tabi ki parasını da çalıştırmaktan yoksunu da...Benim de evde bütün eşyalarım on yılı geçkin bir şekilde kullanılır, çamaşır makinam 18 yıldır bir sürü tamir görmüştür, gelen adam hala der ki bunun bütün parçaları orjinal italyan aman yenilerin ömrü kafadan beş yıl, sakın satayım atayım deme, buzdolabı da aynen...Buharlar çıkartıp motoru yanmadıkça bir de gidip o kadar şeyin üzerine makina alışverişi için mi kendimi yorayım? Hiç işim olmaz :)Tv de hala tüplü ne yapalım çalışıyor ve tv seyretmeyen tipleriz artık herşey internette...

Berceste dedi ki...

Şöyle yap Fadiş, bir kenara ayırdıklarını uzun süre ellememişsen onlarla birşey yapma olasılığın azalmıştır. Geri dönüştürülebilecek olanları kutusuna, olmayanları en yakındaki anaokuluna :) Epeyce malzeme geri dönüştürülüyor yapılan çalışmalarla...

Yarınlarımız çocuklarımız olduğuna göre evet kesinlikle aşılanmalı Çiğdem.

Bak bu da kasıtlı işte Seçil! Hemen tüketici mahkemesine gerekçelerle birlikte başvurulsa belki ilerisi için çözüm olur. Neticede koskocaman Apple firması ipod'lara ürün değişimine gitmiş. Dava edenler de davalarını kazanmış.

Gayet iyi yapıyorsun Pisiciğim! Amerika'nın şimdiki tüketim toplumu hallerini de çocukken seyrettirilen reklamlara bağlıyorlar. Onunla da ilgili bir film var!