06 Kasım 2012

Şehirden Yiyeceğimizi Elde Edebilmek


Watch Pilot Episode: Urban Farming on PBS. See more from Food Forward.

Onlar kendilerini yiyeceklerin asileri olarak tanımlamışlar. 

Kimler? 


Abeni Ramsey çocuklarını beslemek için yola çıkıp, şehrin insanlarına yiyecek sağlar olmuş.


Andrew Cote, şehirde, çatılarda bal üreticisi.


Ben Flanner, çatı bahçelerindeki çiftliklerinde üretim yapıyor.


John Mooney, şehirde su kültürleri ile (hidrofonik sistemlerle) üretim yapıyor ve aşçı.


Karen Washington, şehir tarımı yapıyor.


Travis Roberts, şehirde özgür tavuklar yetiştiriyor.


Will Allen, eski bir basketbolcu, şehirde seralarda organik tarım yapıyor. Green Power adını verdiği bir çiftliği var.

Onlar bir avuç insan. Yiyeceğimiz kilometrelerce öteden, nereden ve kimden geliyor bilmiyorduk. Neden kendi yiyeceğimizi kendimiz üretmiyoruz diye düşünerek yola çıktık diyorlar. 

Kocaman şehirlerin en ünlü lokantalarına, halka, kendilerine yiyecek üretiyorlar. Hikayelerini tek tek anlatmışlar. Filmcik İngilizce olsa da izlenince yaptıkları az, çok anlaşılıyor.

Bir kısmı çatıda üretim yapıyor. Adına hidrofonik denilen su kültürü sistemlerini kullanıyor. Bu sistemlerde hem sebze, özellikle de yeşil salata yetiştirmek, diğer yandan üretime katkısı olan balıkları da ikinci ürün olarak almak mümkün.

Bir grup bal üretiyor. Bal için size en yakın yerde üretilen en yararlıdır, vücudunuzun ihtiyacı olanları karşılar denildiği için, şehirde yanıbaşımızda üretilen balı yiyebilmek müthiş birşey olsa gerek!

Bir grup var, Detroit gibi bir zamanların muhteşem sanayii(???!!) şehrinde, günümüzün ise terkedilmiş, toprakları kirletilmiş şehrinde, toprağı iyileştirerek, üzerine gelen ağır metallerden ve diğer kirliliklerden arıtarak yeniden tarıma kazandırmaya çalışıyor.

Her birisinin hem birer misyonu var, hem de kendilerine, çevrelerine iş sahası açmış oluyorlar.

Bunu permakültür ile yapabilmek çok daha güzel. Her ne kadar bu filmde adı geçmese de...

Ne diyelim, İstanbul gibi dünya güzeli bir şehrin, Detroit'e dönmeden önce aklımızı kullanarak, bu hale çevrilmesi, betonların yeşil olması, yeşillerin de yok edilmemesi dileği ile...


5 yorum:

Adsız dedi ki...

İşte sonunda olsu, Maymunlar Cehennemi'ne az kaldı.
Biz de kalan son verimli topraklarımızı yok etmek için didinelim,kimseleri de beğenmeyelim.
Ellerine sağlık, tanıdığım en iyiniyetli çevre dostum.

es dedi ki...


Arilar 17. kata da gelirler mi ki? :(
Geleceklerse ben de catiyi degerlendirme izni isteyeyim. Hos, yoneticiye "bahceye kompost kutusu koyabilir miyim?" dedim, "bir bakalim" dedi. Nesine bakacaksa? Ben de aldim cocugun kresinin bahcesine koydum.
Ankara'da olsam da kampanyada oyumu kullandim.

NAZLICA dedi ki...

Sadece istemekle başlıyor, gerisi geliyor. Çatılarda üretim yapmak çok güzel bir fikir, özellikle JOHN MOONEY'in yöntemi harika. Paylaştığın her şey ufkumu açıyor. Sağolasın Berceste

escet dedi ki...

Harika! Paylastigin icin cok tesekkurler (nasil buluyorsun bu belgeselleri?!!). Ofisten cikip capa yapasim geldi, gercekten.

Berceste dedi ki...

Teşekkürler Ahestebeste. Yok ettiğimizden bile yeniden yapmak mümkün, yeter ki, isteyelim ve elimizi uzatalım! Değişsin artık yiyeceğe, yeşile bakış açımız, bilinçlenelim.

Denemek lazım Es. Bu konuyla ilgili epeyce video var. Urban Beekeeping diye aratırsan bulursun. Paris'te çok ünlü markaların çatılarına kovan koyup, sonra ballarına kendi etiketlerini takıp dünya paraya sattığını biliyorum mesela. Çiçek lâzım arıya, polen lâzım. Onları verecek bitki dönüşümünü de sağlarsan neden olmasın? Kompost kutusu için de eline sağlık :) Bahçeden de vazgeçme! Böyle böyle değişecek bazı şeyler. Düşünen adamı uykudan uyandır ;-)

Aynen Nazlım aynen, sadece istemekle, niyet edip el vermekle başlıyor herşey. Var mı yakınlarda bir çatı ;-)

Teşekkürler Escet. 4 senedir doğru gıdayı nasıl bulurum, çocuğumu nasıl beslerim diye uğraşıyorum! 3 senedir permakültür ile ilgili kaynakları okuyup, bu yaz tasarım kursuna gittim. Öyle ofisten çıkıp çapa yapmak isteyenler için de Permablitz İstanbul'u kurduk :) Bu pazar bir bahçe yapılacak mesela permakültür prensipleri ile. Hem de bir üniversitenin içerisinde ;-) Bu bahçeye kayıtları aldık ama bir sonrakine katılabilir, elini toprağa değdirebilirsin. Gerçi bizde çapalamak yok, toprağa zarar veriyor çapa. Sürmek, çapalamak en büyük zarar :( Özellikle büyük alanlarda erozyona sebep oluyor! Gel sen de gerçekten :)