12 Nisan 2009

Nazar mı değdi nedir?

Uzun süredir sesim çıkmıyor... Çıkamıyor!

Önce Ponpon hanımın oturma izninin çıkmasını bekleyişimiz. Umduğumuzdan uzun sürüşü. Biletlerimizin yanışı. İstediğimiz tarihte dönemeyişimiz.

Bu arada benim belimin tutuluşu. Olağandır deyip, geçmesini bekleyişim. Günden güne bel ağrım azaldı diye kendimi kandırırken, oturma izninin çıkışı. Yeniden biletlerimizin alınşı. İngiltere'ye dönen babamızın bizi almak üzere gelme hazırlığına başlayışı.

Bir gece Ponpon hanımın uyumayacağının tutuşu. Genelde pek naz niyaz etmezdi ama gaz ağır bastı, garibanı çileden çıkarttı diye düşünüşüm. Azıcık omzumda kalışı ve ertesi sabah kalktığımda, sol bacağımın yan tarafını, ayak parmaklarımın üçünü hissetmez oluşum. Topuk ve başparmak, yanındaki parmak sağlam sanki diye düşünüşüm... Ama bacağımda şiddetli bir ağrının varoluşu . Kıvrandıran, bağırtan cinsten. Ne oluyorum yahu dedirten cinsten.

Ponpon hanımın aşı günü geçince, benim ağrı da birden geçti sanki deyişim, aldığım ağrı kesici etkisini gösterdi yanılgısı... Babamızın çok sevdiğimiz doktor aile dostumuzu arayarak, ben ikna edemiyorum, doktora gitsin bu hatun deyişi... Kulağımdan tutulduğum gibi önce MRI çekilmek üzere sağlık merkezinde, sonra da doktorda kendimi buluşum . MRI çekildikten sonra yanıma gelen çocukcağızın gözler kocaman ve acımaklı, çok mu ağrınız var deyişi, eyvah yandım diye düşünüşüm, MRI'ın raporunu yazan doktorun, aile dostumuzun ve onun götürdüğü doktorun acil ameliyat, hatta yarın ameliyat deyişleri... Benim ikna olmayışım. Fizik tedavi ile düzeltilemez mi kısmına takılışım... Sonrasında gördüğüm iki doktorun da acil, hatta yarın ameliyat deyişleri... Babamızın bizi almak üzere geldiği günün hemen ertesinde apar topar ameliyat olarak felçten sıyrılışım!

Hala uyuşuk bir ayak, hala topallayan bir ben.

Nazara mı geldik dersiniz?