06 Ağustos 2007

Çatılarda, yollarda adamlar var!

Bu aralar yolunuz Londra'ya düşer de Southbank civarından geçerseniz, başınızı kaldırıp çatılara şöyle bir bakın derim. Şehri demir döküm çıplak adamlar istila etmiş! ''Aaa orada da var, aaaa bu binanın da üzerinde!'' diye diye yolunuza devam ediyorsunuz.

30 civarı çıplak adam heykeli, görünür bir şekilde binaların çatılarına ve yollara yerleştirilmiş. Sebebi de
Anthony Gormley'in sergisiymiş. 100'ün üzerinde bina sahibi bu projede yeralmak istemiş. Sonuç olarak aralarında Shell Centre, The National Theatre, Waterloo Bridge, King's College, Imperial College ve Freemason's Hall gibi ünlü binalara karar verilerek ve heykeller yerleştirilmiş.

Sanatçı, yeryüzündeki insanların %50'sinden fazlasının şehirlerde yaşadığına, şehirdeki hayatın da tamamen insan yapımı şeyler üzerine kurulu olduğuna dikkat çekmek istemiş.

Londra 19 Ağustos'a kadar bu demir adamların istilası altında.
İstanbul'daki inekler nasıllar? Halkla araları iyi mi? Kaçan kovalayan var mı?


23 yorum:

ipek dedi ki...

Bayıldımm..
Teşekkürler paylaştığın için.
İpek

Berceste dedi ki...

İpek gel sen de Cambridge'de DNA sarmalları ve uğur böcükleri ile sergi aç. Biliyorsun DNA sarmalı bu şehirde çözülmüş!

MeRaiL dedi ki...

Keske yolumuz oralara du$sede gorsek ciplak adamlari, acayip hosuma gitti, gormek isterdim yakindan..

NAZLICA dedi ki...

İlginç bir sergi. İstanbuldaki inekleri sanıyorum sponsorlar boyadı,giydirdi, süsledi. Çok farklı görüntüleri TV'den seyrettim.İyi haftalar

renklipamuklar dedi ki...

İstanbul da çıplak adam heykeli yok maalesef. Bu gidişle de olmaz güneşinin başına gelen gelir, çıplak adam giyinir bi manası kalmaz:(
Ama ineklerimiz pek hoş. Allı pullu, pembeli kalpli hele Cemil İpekçinin bir tasarımı var hayran oldum. İneğe bakar bakmaz ona ait olduğunu anlıyorsun. Gözleri sürmeli, elinde tespihi üstünde de altın işli cepkeni:)

müzi dedi ki...

merhaba berceste :),

fotograf cok tatli gercekten. gerci catidan atlamak uzere olan insanlara da benziyorlar, ama yine de cok yaratici. ben Turkiye'deki inekleri de kacirdim maalesef. ancak haberlerini okuyabildim internetten. kosturmayla gecen sehir hayatina cok tatli anlar katiyor bu tur basit ama yaratici dusunceler. insanin yuzune bir tebessum konduruyor, durup dururken. ne guzel...

Berceste dedi ki...

Ben de sevdim kerataları Meral :) Kafanı yukarı kaldırıp onlarla karşılaşmak pek güzel, keşke biraz daha sevimli olsalarmış, bak inekler ne şeker :)

Sanatçılar o dediklerini yapıyor Nazlı, sponsorlar da yapmaları için kaynak yaratıyor. Kısmet olursa, ben de görmek, fotoğraflarını çekmek istiyorum.

Arkeoloji müzesindekiler daha duruyorlar Renkli Pamuklar, bakalım onlara ne zaman iç çamaşırı giydirecekler :) Eeee çeksene o ineklerin fotoğraflarını biz de görelim!

Merhaba Müzi, hoşgeldin! Aslında uzak sayılmazmışsın ama uzağa kaçmışsın :( Düşüncene aynen katılıyorum. Hem görsel, hem düşünsel olarak önemliler. Baksana Renkli Pamuklar'ın Cemil İpekçi'nin ineği için yazdıkları hala yüzümde gülümseme şeklinde duruyor :)

Pınarın Kulubesi dedi ki...

Ay bu adamlar da ilginç,
bizim inekleri görünce çok şaşırdım önce bu ne ki filan dedim, altta yazılan yazıları okudum gene pek birşey anlamadım. İsviçre'li bir sanatçı tasarlamış bu işi, o gün bu gündür dünyayı geziyor bu inekler, çok şanslılar..
Küresel ısınmaya dikkat çekenler var, tasarrufu teşvik edenler... Bir yandan da sponsor firmasının reklamını en şirin haliyle yapanlar var. Assortie'nin ineği çok şık mesela, Asus'un ineği pek teknolojik:)
Ben de resimlerini çekeyim şu ineklerin, hatırası kalsın, kendileri gidecekler ne de olsa.
Mesela üzerinde nazar boncukları olan bir inek vardı, tabi boncukların bir kısmı yolunmuş:))

Burçin'in Denemeleri dedi ki...

Ben zaten Londra2yı çok görmek istiyorum. Heykelli hali ile görmek hiç fena olmazdı :P
Sevgiler
Selamlar
Dilek'ciğimmm
Hani DDD Etkinlik yazısı mailimizzz

Defne dedi ki...

Çok güzel, belli ki vurgulamak istediğini başarmış. İlginç gerçekten.
Sevgiler.

Bocuruk dedi ki...

Çok dahiyane, ilginç bir fikir. Bu eserler her zamanki gibi aynı yerde yanyana sergilense bu kadar dikkat çekmezdi bu kesin. Ama insanı ürperttikleri de bir gerçek. Buradaki inekleri basından takip ettim. Parçalamaya başlamışlar bugünkü haber böyleydi:((

B5 dedi ki...

Bu biraz bilimkurgu filmi gibi geldi.. Güzel fotograf..

Bizim adamlar da eli kovali ve sapkali. Cok iyi bilmemekle birlikte, bol cikan yanginlardan kaynaklandigini düsünüyoruz.
Gelirsen gösteririm :). Sehir merkezinde..
Sergi sonsuz..

Nilay Cinisli dedi ki...

Sevgili Berceste,
Bence oldukça ilginç ve güzel bir görüntü..Sanatı bu şekilde teşhiri bence bizim ülkemize göre pek değil...Malum şirin ineklerimizin bile değerini bilemedik..Şimdiden parçalanmaya,üzerlerindeki aparatlar sökülüp yırtılmaya başlanmış bile...Harcanan vakite ve verilen onca emeğe yazık oluyor..İlk önce bu kendini bilmez insanları eğitmeli derim..
Sevgilerimle

Yesim dedi ki...

Bercestecim, biz de Waterloo köprüsündekileri görüp bunlar ne ki demiştik, şimdi sayfana girip okuyunca hoş bir tesadüf oldu gerçekten :)
Sevgiler,

Unknown dedi ki...

Merhaba Berceste,
Ay cok sekerlermis adamlar ya bende bayildim, gormeyi cok isterdim, herhalde dolasirken devamli bakiniyordur insan nerde varlar diye :)

Damak Tadı dedi ki...

Bunları etrafa dikerek istediği konuyu vurgulamış bencede.Orada olup yakından onları görüp resimlemeyi arzu ederdim canım.Çok enteresan geldi bana ayrıca hoş da.))Teşekkürler paylaşımın için.

Sevgiler.

Daphne dedi ki...

O heykel benim bi kere. yanimda tasiyorum, uygun bir fon buldum mu koyup cekiyorum :)

Yine arastirmaci gazeteci yonunu ortaya cikaran bir post, helal olsun sana...

Ben yine de inekleri tercih ederim. Bu adam cok tipsiz, ayrica paslanmis!

Tijen dedi ki...

Burada inekler orada adamlar.. New York'ta da sonbaharda bütün taksiler çiçeğe bürünecekmiş! Harekette bereket mi var derlerdi?

Berceste dedi ki...

Cevap yazmadan önce söylemem gerekli ki, sanata karşı olan bu ilgi beni sevindirdi, yarınlara umutlarımı güçlendirdi :)

Sevgili Pınar, ineklerle ilgili bilgiye verdiğim linkten ulaşabilirsin. Anlaşılan medya işini aksatmış. Şarkıcıların peşinden koşacaklarına biraz da sanatsal yaklaşsalar olaylara çok iyi olacak! Ben de Defne inek de inek diye tutturunca öğrenmiş oldum :) İnekler anladığım kadarıyla dünyayı gezmiyor. Fikir ve uygulama dünyayı dolaşan. İnekler yerel sanatçılar tarafından yapılıyor, yerel firmalar sponsor oluyor, sonra satılıyor ve elde edilen gelir fikrin sahibi ile yardım dernekleri arasında paylaşılıyor. Sitesinde yazılanlardan benim anladığım bu! Nazar boncuklu ineğe de üzüldüm doğrusu :(

Heykeller gitmeden gel o zaman Burçin :) Bu aralar epey yoğunum, hem burada yapılacak bir sürü iş çıktı, hem misafir bekliyorum, hem de Türkiye'ye gitmeyi planlıyorum. Hiç olmadığı kadar kafam karışık, o yüzden birşeyler aksıyorsa bil ki iradem dahilinde değil, ben elimden geleni yapıyorum! Siz de yardımcı olabilir, e-posta gönderebilirsiniz :) İzin var :)

Ben de sevdim Defne! Sevgiler...

İnsanı düşündürüyor ve olayın içine katıyor. Ben bu açıdan sevdim. Adamlar biraz tipsiz kabul ediyorum. Soğuk demir adamlar işte :) İnekler şirin, söyle de dayansınlar ben onları görene kadar :)

Teşekkürler B5. Biraz klasik Londra fotoğrafı oldu işte. Sen de o elleri kovalı ve şapkalı adamları göstersene bize. İlla gelmek mi lazım aaaa ama! Böyle sergilerin dinamikliğini sevdim ben.

Sevgili Nilay, hoşgeldin ve diyorum ki herşeyin başı eğitim. Eğitim konusunda haklısın. Sadece bilinçsizlerin değil, hepimizin zaman zaman ihtiyacı oluyor. İneklerin önemi ve ellenmemesi gerektiği insanımıza anlatılsa idi, laleleri sevip korudukları gibi onları da korurlardı. Lalelerde ne yaptılar? Halka da lale soğanı dağıttılar ücretsiz! Bu çok önemli bir konu kanımca. İsteyen sahip oldu ve çalmaya çalışmadı. Burada da ne bileyim belki karton inekler verilip evinizdeki gibi onları sokaklarda da koruyun denilebilirdi. Burada(İngiltere) birşey önemli ise beyin yıkarmışçasına insanın beynine kazıyorlar. Dolayısı ile insanlar önemini anlıyor. Bizim insan şöyle, böyle demekten çok, neyi atladım da yapmadım demesi lazım bu projeyi hayata geçirenlerin! Sevgiler...

Heh ilk fotoğraf da tam orası işte Yeşim :) Bir dahaki gelişine bekleriz.

Merhaba Buket, hoşgeldin. Aynen dediğin gibi bakınıp duruyor insan orada da var, burada da var diye :)

Gel gör Gül'cüğüm. Değişiklik olur. Yorumun için ben teşekkür ederim. Sevgiler...

Yaparsın sen Daphne'sin :) Fotoğraf için takla bile attırırsın :P Eee merak edip duruyordun arkadaşları, dedim ben de yazayım Defne'nin merakı geçsin. Adamlar demir döküm elbet paslanacaklar! Ama boyamak istersen, seni tutan kim :) İnekler gibi boyayıp şenlendirebilirsin. Bir helikopter buluruz sana :P

Aynen Tijen :) Bu hareketliliği sevdim ben!

Meltem dedi ki...

Sevgili Berceste, sizin adamlar, bizim inekler hayatımıza renk kattı gerçekten de. Ben de blogumda onlardan birinin resmini yayımladım ama tatil dönüşü hepsini fotoğraflamaya çalışacağım. Gerçekten çok şirinler, yaratıcı çalışmalar var.Bu sokak sergisi fikri çok hoş bi şeymiş inşallah devamında başka sergilere ilham olur.

one ben bir sey dedi ki...

Sevgili Berceste ,
Paylaşım için teşekkürler bizim inekleri ise yurdum insanı kuşa çevirerek değerini verdi.Daha çok fırın ekmek yememiz lazım :(
sevgilerimle

Berceste dedi ki...

Katılıyorum ve diyorum ki, bol bol sanatla iç içe olabileceğiniz/olabileceğimiz bir İstanbul olsun ve pozitif güzellikleri ile anılsın. Haftaiçi tanıştığım bir Yunanlı bence dünyanın en güzel şehri İstanbul dedi. Katılıyorum! Gurur duydum. Ama diğer yandan da dün Ortadoks kilisesinin önünde Bizans Müzikleri dersi tabelası gördüm. İçlerinde kalmış kaybetmek, yüzyıllar sonrasında bile hala yaşamaya, yaşatmaya çalışıyorlar!Sevgiler...

Merhaba, o kuş durumu tamamen eğitimsizlikten ne yazık ki, yukarıda yorumlara yazdığım cevapta hala ısrarlıyım. Laleleri nasıl korudu ise İstanbul halkı, inekleri de korurdu. Onlara nasıl anlatıldığına bağlı herşey! Ah şu dedikodu programları yerine, biraz eğitim programları olsa. İngiltere'de atıklar sınıflandırılarak atılıyor. Yeşil, mavi, siyah kutularımız var. Yeşillere meyve, sebze kabukları vb atılıyor. Mavi pet şişeler için. Siyah büyük bidona her tür çöp, kutuya ise kağıt, cam ve tenekeler atılıyor. Bu alışkanlığı oturtmak, bu ülkede de yılları almış, hala bile karşı çıkan eğitimsiz insanlar var. Ama sonunda sabretmiş ve başarmışlar. Darısı bizim başımıza!

Gazoz Agaci dedi ki...

Selam canım..
Buranın inekleri de gayet iyi, ellerinden öperler :)
Henüz 1 tane görme fırsatım oldu, heryerde merakla onları aranıyorum acaba burdalarmı diye :)
Londraya selamlar..